Bedia Ceylan Güzelce'nin Kültür Mafyası Dergisi’nin Ekim 2012 tarihli sayısı için filozof Slavoj Žižek ile yaptığı röportajda, Žižek, Türkiye'deki tutuklu gazeteciler konusunda açıklamalar yaptı.

Güzelce'nin, "Türkiye’de gazeteciler üzerinde ciddi bir baskı var," ifadesine  Žižek'in yanıtı şu oldu:

"Bu tutuklamalar, İslamcı hükümet tarafından ve çılgın bir şekilde askeri bir darbeyle ilişkilendirilerek gerçekleştiriliyor. Yani bu temelde anti-Kemalist bir hamle. Ve ordu gerçekten de gücünü kaybediyor. 20 yıl önce İslamcı partiler başa geçmeye başladıklarında “Ordu buna tahammül edecek mi?” diye soruluyordu. Tabii gerçekten ordu bir darbe planlamakta ise, bu çok korkunç bir düşünce. Fakat bu durum aynı zamanda İslamcılığın da kendisini göstermek istediği kadar masum, açık, hoşgörülü, demokratik olmadığını da gösteriyor olabilir mi?" dedi.

'BEN UMUDUN KEMALİZM'DE OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM'

Kendisi için üzücü olanın tek seçeneğin, ulusalcı bir Kemalizm veya İslamcılık olarak görülmesi olduğunu belirten Žižek, "Ben umudun Kemalizm tarafında olduğunu düşünmüyorum. Peki, sol nereye gitti? Git gide yeni bir iktidar doğuyor, iki şeyi birleştiren. Ekonomik olarak liberal-kapitalist, ama bir çeşit toplumsal istikrarı garanti eden bir yapı. Bu kökten dincilik bile olabilir," açıklamasında bulundu.

'NAZİ ALMANYA'SINDA DA ÖNCE BİR KAÇ KİŞİ TUTUKLANMIŞTI...'

Žižek, Güzelce'nin '100'ün üzerinde tutuklu gazeteci var, bazı yürüyüşler yapılıyor," açıklamasına, 'Peki insanlar korkuyor mu?' karşılığını verdi ve şöyle devam etti:

"Burada yapılacak şey hemen eyleme geçmek, beklemeyin. Büyük trajediler hep böyle başlıyor, biliyorsunuz. Nazi Almanyası’nda da böyle oldu. Birkaç kişi tutuklandı, 'aman bunları fazla ciddiye almayın,' dendi. Ve sonra birden bakıyorsun çok geç kalınmış. Katılıyorum, olanlar çok tatsız. Ama Batı’da da benzer şeyler oluyor, denetim artıyor. Fakat 100 gazeteci çok fazla, sesinizi daha fazla yükseltmelisiniz."

Hollanda'dan örnek veren Žižek, "Hollanda’da şu anda neler oluyor, biliyor musunuz?" dedi ve şu açıklamalarda bulundu:

"Orada eylemlere katıldım. Sağ eğilimli, popülist bir parti var. Geert Wilders. İktidarda değiller, fakat iktidardaki ılımlı sağcı parti ancak bunun desteğiyle yönetebiliyor ülkeyi. Dolayısıyla bu parti de sürekli ona şantaj yapıyor, korkunç şeyler yapması için. Mesela şimdi modern sanat, kültürel çalışmalar gibi alanlara ayrılan kaynaklarda büyük bir kesinti yapılacak, bu girişimlerin insanların ihtiyaçlarına cevap vermediği gerekçesiyle. %2-3’lük değil, %40-50’lik bir kesintiden söz ediyoruz." (BA)

Röportajın tamamına buradan ulaşabilirsiniz.