PKK yöneticileri Zübeyir Aydar ve Remzi Kartal’la yaptığı söyleşi nedeniyle 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Neşe Düzel ve Taraf Sorumlu Yazıişleri Müdürü Adnan Demir’e yönelik “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasına, avukatları Veysel Ok tepki gösterdi: Savcının iddiası akıl dışıdır...

PKK’nin Avrupa sorumlularından Zübeyir Aydar ve Remzi Kartal ile yaptığı röportaj nedeniyle 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Neşe Düzel ve Taraf Sorumlu Yazıişleri Müdürü Adnan Demir hakkındaki savcılık mütalaası tartışma yarattı. Düzel ve Demir’in avukatı Veysel Ok, savcının “Terör örgütü propagandası yapma” suçlamasına tepki gösterdi.

Taraf’tan Fırat Alkaç’ın haberine göre, İstanbul 11. Ceza Mahkemesi’nde önceki gün görülen duruşmada mütalaasını veren savcı Hakan Karaali, Taraf gazetesinde 5 Nisan 2010 tarihinde çıkan röportaj nedeniyle Neşe Düzel ve Adnan Demir’in 3713 sayılı TMK maddesi kapsamında yargılanmasını istedi.

Ayrıca Savcı Karaali, Neşe Düzel’in yaptığı röportajda Zübeyir Aydar’ın “Biz silahlı mücadelede ısrar etmiyoruz. Bunu Türkiye ile tartışmak, müzakere etmek istiyoruz. Bize siyaset yolu açılsın” açıklamalarını da tutanaklara geçirdi. Avukat Veysel Ok, mütalaaya tepki göstererek, “Savcının röportajı TMK kapsamında değerlendirilmesini istemesi akıl dışı bir karardır” dedi.

DÜZEL, HALKI ŞİDDETE TEŞVİK ETMİŞ

Neşe Düzel’in röportajının halkı şiddete teşvik ettiğini iddia eden Savcı Karaali, tartışma yaratan mütalaasında şunları söyledi: “Güvenlik güçleri ile terör örgütü kuvvetleri arasında çatışmaların devam ettiği bir dönemde, yazı içeriklerinin daha fazla şiddete teşvik edici ve okuyucu nezdinde şiddete başvurmanın gerekli ve haklı olduğu izlenimini uyandıracağı kanaatine varılmıştır. Her ne kadar Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin düşünce ve düşünceyi açıklama hürriyeti düzenlenmiş ise de, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesinde milli güvenlik, toprak bütünlüğü, kamu emniyetinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suçun işlenmesinin önlenmesi bakımından bu özgürlüğün sınırlandırılabileceği öngörülmüş, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin uygulamalarına göre de açıkça şiddete çağrı içeren ve şiddeti öven görüşlerin düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği belirlenmiştir. Bu itibarla üzerine atılı suçu işlediği kanaatine varılan şüphelilerin yargılamasının mahkememizde yapılarak eylemlerine uyan 3713 sayılı kanunun 7/2, TCK’nın 53. maddeleri uyarınca cezalandırılmalarına karar verilmesi kamu adına iddia ve talep olunur.”

Ahmet Altan da bugünkü yazısında bu konuya değindi >>>