2 Aralık 2013 tarihinde Taraf Gazetesinde “Dersim’in cellatları ilk kez konuştu” manşeti ile yayınlanan habere tepki geldi.

Dersim 1937-38 Sözlü Tarih Projesi” adına açıklama yapan Basın ve Tanıtım Sorumlusu Deniz Karakaş, haberde adı geçen kişilerin ve ailelerinin bu konuda gönüllü bilgi verdiğini ve yaşananlar nedeniyle acı çektiğini belirterek “Gazete haberi ‘Dersim cellatları’ başlığı ile vererek etik kurallarını çiğnemiştir” dedi.

Dersim 1937-38 Sözlü Tarih Projesi adına Basın ve Tanıtım Sorumlusu Deniz Karakaş’ı konu hakkındaki açıklaması şöyle devam etti:

“Habere konu olan Haydar Yıldırım ve Mehmet Ali Çiftçi söyleşileri “Dersim 1937-38 Sözlü Tarih Projesi” çerçevesinde yapıldı. Bizim bu kişilere ve onların aile fertlerine karşı sorumluluğumuz gereği bu açıklamayı yapmak zorunda kaldık.

Bilindiği gibi Dersim 1937-38 Sözlü Tarih Projesi çerçevesinde yaklaşık 350 civarında tanık ile görüşmeler yapıldı. Bu görüşmeler ham hali ile arşivlenmiş olup henüz kamuoyuna açılmış değiller. Nezahat ve Kazım Gündoğan projemize yazılı olarak müracaat ederek kamuoyuna yansımış bu iki tanık ile söyleşiyi yapacakları “Hay Way Zaman” filminde kullanmak istediler. Proje Komitemiz kaynak belirtmek ve üçüncü kişilere vermemek koşulu ile görüntüleri kendilerine teslim etti. Taraf Gazetesi'nden Müjgan Halis'in görüntülerin tamamını izlemeden yalnızca filmdeki bölümleri izleyerek haberi yaptığı anlaşılmaktadır.

Kamuoyuna Haydar DEDE ve Mehmet Ali ÇAVUŞ olarak tanıttığımız her iki tanığın da akrabaları projemiz ile dialoğa geçerek bu tarihi tanıklığı kayıt altına almamızı istediler.

Gazete haberi “Dersim cellatları” başlığı ile vererek etik kurallarını çiğnemiştir. Haber yapmadan önce detaylı araştırma yapmaları gerekir, kendilerini daha adil ve vicdanlı haber yapmaya davet ediyoruz.

Bu gazete projemize müracaat ederek gerçekleri öğrenebilirdi. Ya da zahmet edip Mehmet Ali Çavuş anlatıyor filmini internetten izleyebilirdi. Ama yapmadı ve insanların onurlarını rencide edecek bir haber yaptı.

Gerçek şu ki, bu tanık Alevidir ve Dersim’de masum insanların öldürülmesinden büyük bir acı duymuş/duymaktadır. Bütün ömrü boyunca “biliyor musunuz Dersim’de neler yaşandı” diye başlayan konuşmalar ile yaşanan vahşeti gözyaşları arasında anlatmış. Kendisi ile yaptığımız söyleşide büyük bir açıklık ile olup bitenleri anlattı. Çocukları ve torunları Dersim Soykırımı'nın açığa çıkarılması için aktif çalışmaktadırlar ve bu söyleşiyi de tarihe tanıklık için onlar organize ettiler. Bu kişileri “Dersim’in celladı” olarak tanıtmak doğru değildir.

Dersim 1937-38 Soykırımı üzerine haber ve yorum yapanları daha dikkatli ve özenli davranmaya davet ediyoruz.

Dersim’de onbinlerce kadın, çocuk ve masum insanı katlederek insanlığa karşı suç işleyenleri teşhir etmeli ve tarih ile yüzleşmeye davet etmeliyiz. Türkiye Cumhuriyeti’ni onun Başbakanı Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Gül’ü samimi bir tarzda özür dilemeye ve gereklerini yerine getirmeye çağırmalıyız.

TBMM’de toplanan 200.000 sayfalık arşiv hemen kamuoyuna açılmalıdır. Başta Genel Kurmay ve MİT’in arşivi Dersimlilerin gözetiminde tarafsız tarihçiler tarafından incelenmelidir.

Son olarak bu tür yüzeysel haber ve yorumların engellenmesi ancak arşivlerin açılması ve bilgi kaynaklarının çoğalması ile mümkün olabilir. Dersim 1937-38 Sözlü Tarih Projesi çerçevesinde yaptığımız söyleşileri kısa sürede Dersim’de açmayı planladığımız Dersim 1937-38 Arşiv ve Dökümantasyon Merkezi aracılığı ile kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz. Karanlığın aydınlanmasını isteyen herkesi bu çalışmaya destek vermeye davet ediyorum.”

Deniz Güneş / Demokrat Haber