Alman gazetelerinde Türkiye’nin Afrin operasyonu, ABD’nin yeni savunma doktrini ve Yunanistan ile Makedonya arasındaki isim anlaşmazlığı geniş yer buldu.

Stuttgarter Zeitung gazetesi, ‘sağı solu belli olmayan’ ülke olarak nitelendirdiği Türkiye’nin NATO açısından “saatli bomba’ya dönüştüğünü yazdı.

Volkstimme gazetesi, Yunanistan’daki Makedonya protestolarına değinerek, "Yunanistan ekonomik bakımdan son derece kötü durumda olmasına rağmen, bu durum dar kafalı milliyetçiliğe engel teşkil etmiyor” yorumunda bulundu.

‘ESAD, PUTİN VE ERDOĞAN'IN BÖLGEDEKİ GERİLİMİ DÜŞÜRMEDEN ANLADIKLARI BU OLSA GEREK’

Frankfurter Allgemeine gazetesi Suriye'nin kuzeyindeki çatışmaları konu aldığı yorumunda şu satırlara yer veriyor:

"Dört çatışmasızlık bölgesinden biri olan İdlib'de bir Rus savaş uçağının muhalifler tarafından düşürülmesi akla önce Esad rejimi ve müttefiki Rusya'nın İdlib'deki askeri ve sivil hedeflere yaptığı saldırıları getiriyor. Aynı zamanda cihatçıların çarpışma gücünü kaybetmediklerini de. İdlib'deki çarpışmalar, bazı muhalif grupları destekleyen Türkiye'nin Afrin'deki Kürtlere karşı taarruza geçmesi yüzünden de son zamanlarda oldukça şiddetlenmişti. Durum bu bölgeden daha fazla insanın kaçacağını gösteriyor. Esad, Putin ve Erdoğan'ın bölgedeki gerilimi düşürmeden anladıkları bu olsa gerek.”

‘TÜRKİYE NATO AÇISINDAN TEHLİKELİ BİR SAATLİ BOMBAYA DÖNÜŞTÜ’

Stuttgarter Zeitung Türkiye'nin askeri müdahalesini eleştirdiği yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

"Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye'yi tehdit eden her unsuru silindir gibi ezmekte kararlı olduklarını söylüyor. Bu sözler ancak ölçüyü kaybetmiş bir siyasinin ağzından dökülebilir. Türkiye ile Fransa arasında pürüzler var, Almanya ile ilişkiler de gergin. Türk Dışişleri Bakanı Avrupalıları "ikiyüzlülükle" itham ediyor. Sözlü saldırıların başlıca amacı Türk kamuoyunu etkilemek olabilir. Ama Türkiye'yi Batı'ya bağlayan son köprülerin altını oyduğu da unutulmamalı. Türkiye bir zamanlar huzursuzluk bölgesi Ortadoğu'nun yanı başında, NATO'nun en önemli köprübaşıydı. Sağı solu belli olmayan Erdoğan'ın döneminde müttefik Türkiye NATO açısından tehlikeli bir saatli bombaya dönüştü.”

ABD'nin savunma doktrininde nükleer silahlanmanın öne çıkmasını yorumlayan Märkische Oderzeitung Avrupa açısından tehlikeli bir döneme girildiğini savunuyor:

"ABD nükleer caydırıcılığına yeni bir tanımlama getiriyor. Bu tercih önce Avrupalıları endişelendirmeli. Çünkü yeni silahların kullanıldığı yer olsa olsa Avrupa olur. ABD muhtemel hasmının Rusya olduğunu açıkça dile getiriyor. Washington yönetimini eleştiren tehdit Rusya'nın 1990'lı yıllardan bu yana taktik nükleer silah sayısını ABD kadar azaltmamış olmasından ve Kremlin'in askeri doktrininde ‘ilk sınırlı nükleer darbe' ilkesinden vazgeçmemesinden kaynaklanıyor. Böyle bir darbede belki binlerce insan ölür. NATO ya da ABD mukabelede bulunurken milyonlarca can alacak büyük atom bombalarını fırlatmak, ya da sesini çıkarmamak zorunda kalacaktır.”

‘YUNANİSTAN EKONOMİK DURUMU DAR KAFALI MİLLİYETÇİLİĞE ENGEL TEŞKİL ETMİYOR’

Volkstimme gazetesi Makedonya devletinin adıyla ilgili anlaşmazlığın bu ülkenin Avrupa Birliği üyeliğini zorlaştırabileceğine dikkat çekiyor:

"Yunanistan ekonomik bakımdan son derece kötü durumda olmasına rağmen, bu durum dar kafalı milliyetçiliğe engel teşkil etmiyor. Uzlaşma olsa Yunanlar hiçbir şey kaybetmezler. Ne Makedonyalı Büyük İskender'in manevi ulusal mirası, ne de onun toprakları tehlikeye girer. Çaresizlik içinde Avrupa'ya yakınlaşmaya çalışan 'Eski Yugoslavya Cumhuriyeti Makedonya' yalnızlığa itileceğini bile bile Yunanistan'dan toprak talep etmez. Ülkenin adı Üsküp Cumhuriyeti de olsa, Kuzey Makedonya da olsa Yunanistan açısından önemli olan kuzey komşusu ile iyi ilişki kurup, Avrupa Birliği'nin merkezine olan koridoru genişletmektir. Adil bir uzlaşmaya varılması şarttır. Ama bunun için milyonlarca Yunan'ın zihninden sildiği anlaşılan mantık gereklidir.”

Kaynak: Deutsche Welle Türkçe