İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebi ile İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği, Özgün Gündem gazetesi hakkında "örgüt propagandası yaptığı" ve "silahlı terör örgütünün yayın organı gibi hareket ettiği, yetkilileri hakkında TCK'nın 302/1, 314/2, 220/1,2,8, 3713 sayılı yasanın 7/2 maddeleri uyarınca soruşturmaya başlanıldığı" gerekçesiyle Anayasa'nın 28. Maddesinin son fıkrası uyarınca geçici olarak kapatılmasına karar verdi.

Mahkemenin kararına ilişkin avukatların üst mahkemeye yaptığı itirazların reddedilmesi üzerine bu defa Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) başvuru yapıldı.

DİHA'nın haberine göre; Avukat Özcan Kılıç ile Avukat Sercan Korkmaz tarafından 12 sayfa olarak yapılan başvuruda, Özgür Gündem gazetesinin kapatılması, binaya yapılan baskın, gazete çalışanlarının darp edilerek gözaltına alınması ile gazete binasının mühürlenmesine kadar yaşanan bütün hukuksuzluklara yer verildi.

Başvuruda, gazete hakkındaki kapatma kararının gazete yetkililerine tebliğ edilmediği ve hükümet yanlısı basın yayın organlarının haber siteleri üzerinden kamuoyuna duyurulduğu belirtildi.

Yapılan başvuruda, kapatma kararının sadece Özgür Gündem gazetesi hakkında alınmasına rağmen, binada bulunan bağımsız diğer şirketlere karşı da aynı uygulamanın konulduğuna yer verilerek, binanın tümünün hukuksuzca mühürlendiği vurgulandı.

Yine başvuruda, kararın hukuka, Anayasa, yasa ve AİHS kurallarına aykırı olduğu, hukuki ve yasal dayanağının bulunmadığı bu nedenlerle kaldırılması gerektiği belirtilerek itiraz edildi. Yapılan itiraza İstanbul 9. Sulh Ceza Hakimliği'nin değerlendirme yapmadan, direk "red" yönünde karar vermesi de itiraz dilekçesinde yer buldu.

İtirazda, hukuki ve yasal açıdan temelsiz, sonuçları son derece ağır ve telafisi mümkün olmayacak zararlara yol açabilecek olan kararın "sansür" niteliği taşıdığı, Anayasa, Basın Kanunu, 5271 Sayılı CMK ve İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi ile AİHM içtihatlarına, uluslararası sözleşme ve düzenlemelere aykırı olduğu açık olup, kaldırılması gerektiği belirtildi.

Başvuruda, gazetenin kapatılmasında dayanak olarak gösterilen Anayasa'nın 28. Maddesi'nin hangi yasa kuralı üzerinden uygulandığının belirsiz olduğu ifade edilerek, söz konusu Anayasa hükmünün, 2005 yılında yürürlükten kaldırılan 5680 sayılı Basın Kanunu'nda yer alan "Basın yolu ile işlenen ve ek birinci maddenin üçüncü fıkrasında yazılı suçlarla milli güvenliğe ve genel ahlaka aykırı davranışlardan mahkumiyet hallerinde, suç teşkil eden yazının yayınlandığı mevkutenin üç günden bir aya kadar kapatılmasına da mahkemece karar verilebilir" üzerinden uygulandığın altı çizildi.

Başvuruda "Uygulamaya gerekçe yapılan İstanbul 8. Sulh Ceza Mahkemesi kararında, gazete hakkında verilmiş ve kesinleşmiş herhangi bir mahkumiyet kararından değil, sadece başlatılan bir soruşturmanın varlığından söz edilmektedir. Hangi yasada tanımlanan hangi suç nedeniyle açılan ve kesin hükme bağlanan bir mahkumiyet kararının olduğu belirtilmemiştir. Dolayısı ile 'suç ve ceza' olgusu belirsiz kalmıştır" denildi.