Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri töreninde dün düzenlenen panele katılan gazeteci Nedim Şener, bir ara söylentilere konu olan Milliyet’ten ayrılmasıyla ilgili açıklamada bulundu.

 

OdaTV soruşturması kapsamında birlikte tutuklandıkları Ahmet Şık ile birlikte panele konuşmacı olarak katılan Şener, hükümet-medya çıkar ilişkisine yönelik bir soru üzerine örnek olarak Milliyet’ten çıkarılışına değindi. Şener, Demirören Grubu’nun Milliyet’i satın aldıktan sonra işine son verdiğini, cezaevinde üzülmemesi için bu durumun kendisinden gizlendiğini vurguladı. Bu gelişme üzerine Doğan Grubu Yönetim Kurulu Başkan Vekili Hanzade Doğan’ın devreye girdiğini belirten Şener “Beni yeniden Doğan Grubu’na almışlar” dedi.

YALANLAMA YALANMIŞ

Medya sitelerinde el değiştirme sürecinde Nedim Şener’in Milliyet’te kalmayı tercih ettiği, ancak Demirören Grubu yetkililerinin satın alma işleminin hemen ardından Nedim Şener için “Biz bu kişiyi Milliyet’te istemiyoruz” diyerek işten çıkarttığı, bu gelişme üzerine Şener’in Doğan Grubu’na geri döndüğü, kamuoyuna da “Şener Doğan Grubu’nda kalmayı tercih etti ve bu yüzden Posta gazetesi kadrosuna alındı” şeklinde yansıtıldığı ifade edilmişti. O dönemde her iki grup tarafından da yalanlanan bir iddia Şener’in açıklamasıyla doğrulanmış oldu.

 

Paneldeki konuşmasında bu durumu hükümet ile medya arasındaki çıkar ilişkisine bağlayan Şener basında AKP iktidarının gölgesinin iyice bindiğini bir sermaye yapısı ile karşı karşıya kalındığını söyledi. Şener “Bir zamanlar asker ve orduya ters düşen gazeteciler andıçlandı. Şimdi bizler başka bir andıçlamayla karşı karşıya geldik. O gün andıçlanan isimler hapse atılmadı. Fakat biz, andıçlandığımızda, hapise atıldığımızda o andıçlananlar buna sessiz kaldılar, hatta taraf oldular maalesef. Bu bizim açımızdan inciticiydi” diye konuştu.

SİSTEM NASIL İŞLİYOR?

Diğer konuşmacı Ahmet Şık ise panel moderatörü Celal Başlangıç’ın sorusu üzerine gazeteciliğin kirli bir meslek olduğunu ve bu meslekte vicdanı rahat olarak en az kirli kalan insanlardan biri olduğunu söyledi. Gazetecilikte yaşanan tutuklamalara değinen Şık “Bunu açıkça söylediğim için benden nefret eden çoktur ama hepsinin altında aynı cemaatin parmağı var. Sistem şöyle işliyor; devletin kendi kurumları içerisinde yapılaşmış, cemaate mensup kişiler kendi ideolojilerine ters düşenleri açığa çıkarıyor. Cemaate mensup ve tamamen çete gibi çalışan bir grup polis, kendi siyasi iktidarlarına gelecekte engel gördüğü kurum ve kişiyi,  her muhalifi kendi torbalarının içine dolduruyorlar. Dedikodularla yok yere insanlar hapse atılıyor” dedi. Şık, bunun bu insanları itibarsızlaştırmaya ve ortadan kaldırmaya yönelik yapıldığını vurguladı.

 

METİN GÖKTEPE GAZETECİLİK ÖDÜLLERİ

8 Ocak 1996’da gözaltı sırasında polisler tarafından öldürülen Evrensel gazetesi muhabiri Metin Göktepe’nin anısına verilen Gazetecilik Ödülleri sahiplerini buldu.

 

Onur ödülü, halen cezaevinde tutuklu bulunan Birgün gazetesi muhabiri Zeynep Kuray’a verildi. Kuray “Kadınlar vardır, kadınlar hapiste” başlıklı haberiyle ödüle layık görülürken, Evrensel gazetesinden Elif Görgü, Radikal'den Mesut Hasan Benli ve Sabah'tan Bilge Eser’e jüri özel ödülü verildi.

 

Televizyon dalında ise “İkinci Tahrir Ayaklanması” haberiyle NTV’den Mete Çubukçu ödüle sahip oldu. Görüntülü haber dalında da Show TV’den, Burak Ersemiz ve Deniz Pirinçciler ödül aldı. Yerel basında dalında Nabız gazetesi adına Gençağa Karafazlı ödül alırken, fotoğraf ödülü Hürriyet Daily News’ten Selahattin Sönmez’e verildi.

 

Yazılı haber dalında verilen ödülü ise Pozantı haberiyle DİHA’dan Zeynep Kuriş kazandı.

 

Bu yıl 15.si gerçekleşen ödül törenine Göktepe’nin annesi Fadime Göktepe, ablası Meryem Göktepe ile Göktepe ailesinden çeşitli isimler de katıldı. (habervesaire)