Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kandil ve Mahmur’da bulunan üst düzey PKK’li yöneticilerin, PKK'nin silah bırakması halinde Avrupa ülkelerine gidebileceklerini söyledi.

CNN Türk'te yayınlanan Medya Mahallesi'ne konuk olan AKP’ye yakınlığı ile bilinen Star gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Karaalioğlu, Başbakan Erdoğan'ın bu sözlerini yorumladı ve ilginç bir de yorum yaptı.

Kamuoyunun sorunun çözülmesi için PKK yöneticilerine genel af ilanını kabul edeceğini ileri süren Karaalioğlu, Ayşenur Arslan ve Akif Beki'nin sorularını da yanıtladı.

Karaalioğlu, kamuoyunun sorunun çözümü için "Genel Af" ilanını kabul edeceğini ancak Başbakan Erdoğan'ın Pakistan dönüşü uçakta söylediklerinin Oslo süreci gibi bir görüşmenin ya da PKK ile yürütülen bir anlaşma sürecinin iması olmadığını anlattı.

KAMUOYU GENEL AFFA HAZIR

Mustafa Karaalioğlu: PKK üst yönetimini ne olacak çözüm olursa fikri Oslo Sürecinden beri vardı. Bu insanlar suçlu oldukları ve Türkiye'ye gelemeyecekleri için Avrupa'daki bazı ülkelere gönderilecekti. Silaha bulaşmamışlar ise gelip hayata karışacaklardı. Sayın Başbakan'ın söylediği şey bu olsa gerek.

Ayşenur Arslan: Çözüme gidildiğini mi anlamalıyız?

Mustafa Karaalioğlu: Sayın Başbakan'a gazeteci arkadaşlar uçakta mutlaka bu ve benzeri soruları sorarlar. Benim gördüğüm Sayın Başbakan çözüm sürecini her zaman masada tutuyor. Ama bugünkü açıklamanın yürümekte olan, kurulmakta olan bir çözüm sürecine işaret ettiğini sanmıyorum. Bir çözüm olursa böyle olabilir diye kafasındaki doğrudan aktarıyor olabilir. Kaldı ki en önemli açıklaması bence bu cümlelerin içinde gizli. Silahların susmasını söylüyordu eskiden Sayın Başbakan, şimdi silahların bırakılması diyor.

NEREDEN İCAB ETTİ?

Akif Beki: Nereden icab etti'nin yanıtı şu olabilir o zaman BDP'liler açlık grevi sonrası İmralı'ya biz gidelim dediler. Başbakan da bu sürecin ön koşulu budur dedi demek ki...

Ayşenur Arslan: Ben Başbakan'ın yol haritası ile Öcalan'ın yol haritasını benzer bulduğum için, istiskal filan değil yanlış anlaşılmasın, sorunun çözümünde benzer öneriler olduğunu söylemek istiyorum. Öcalan 156 sayfalık bir yol haritası çizmişti hatırlarsanız. Silahların susması, bırakılması diye üç aşamalı bir şey ortaya koymuştu. Aftan söz ediyor Öcalan. Ama affa herkesi sokamazsınız. PKK yasadışı varlığını ortadan kaldıracak, ama AB, Irak, ABD denetiminde Türkiye dışına çıkaracak. Başbakan'ın sözünü ettiği Öcalan'ın en önem verdiği şey.

Akif Beki: Başbakan'ın söylediği Öcalan'ın PKK'nın tasfiye sürecinden çok farklı değil diyorsun.

Ayşenur Arslan: Evet, değil.

Mustafa Karaalioğlu: PKK'nın silah bırakması ve tehdit olmaktan çıkarmak Türkiye için tek çözüm. Öcalan da bunu derken farklı modeller sunuyor. PKK ne istiyor. Mesele bu aslında. Genel af PKK'nın tasfiyesini sağlayacaksa mümkündür. PKK'yı bitirecekse çok daha ileri şeylere hazır kamuoyu. Siyasi olarak buna cesaret edip etmemek sorun.

GENEL AF YAPILABİLİR BİR ŞEY

Ayşenur Arslan: Sorun sadece bu mu? Türkleri de unutmamak lazım deniliyor. Ergenekon benzeri davalardan yargılananlar dururken PKK'ye genel af demek yapılabilir şeyler mi?

Mustafa Karaalioğlu: Gayet tabi yapılabilir şeyler.

Akif Beki: Bir Türk sorununa yol açar mı demek istiyor.

Mustafa Karaalioğlu: Açmaz. Balyoz, Ergenekon hassasiyeti var ama Kürt sorunu kadar değil o hassasiyet. Kürt meselesi Türkiye için büyük bir ağırlık. Balyoz ve Ergenekon başka bir şey. Sayın Başbuğ'un tutuksuz yargılanması gerektiğini düşünüyorum. Ama Ergenekon başka ciddiyette bir şey...

ANKARA PKK'YE AF İÇİN DÜĞMEYE BASTI MI?

Başbakan Erdoğan'ın Kürt sorununda yeni bir perde açan açıklamaları gündemde geniş yer tutuyor. Yeni Şafak yazarı ve Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi de, Habertürk ekranlarında Didem Arslan Yılmaz'ın sorularını yanıtladı.

ANKARA'DA İKLİM DEĞİŞTİ BARIŞ SEÇENEĞİ YENİDEN MASADA

Abdülkadir Selvi hükümetin yeni süreçte Kürt sorununda nasıl hareket edeceğini anlattı. Çözüm yolundaki handikapları özetleyen Selvi kısa vadede olmasa bile orta vadede bir barış sürecinin mümkün olduğunu söyledi. İmralı ile diyalogları, idam tartışmalarını ve PKK kadrolarına af ihtimalini yorumlayan Selvi çarpıcı kulisler paylaştı.

"TECRİT"LE TERÖR BİTMEYİP ARTINCA ANKARA DA TAVRINI GÖZDEN GEÇİRDİ

"Açlık grevlerinin bitirilmesi sürecinde BDP ile hükümet arasında yürütülen bir çaba oldu. Bu çabalar çok olumlu sonuç verdi. Bunun bir ayağı da İmralı'ydı. Tabi her kriz bir fırsat doğuruyor. Şimdi Ankara'da yeni bir iklim oluşmaya başladı. Özellikle Şemdinli'de PKK'lılar ile BDP'lilerin buluştuğu, kalabalık gruplar ile karakollara saldırılar yapıldığı dönemde Başbakan siyasetle müzakere ederiz noktasını da bırakmıştı. İlişkiler bıçak gibi kesilmişti. Kürt sorunu için sivillerin bir adım atması gerekiyor. Bir yanda Kuzey Irak faktörü var bir yanda Kandil ve Öcalan faktörü var bir yanda da BDP var. Silvan'dan Öcalan ile yürüyen temaslar bitmişti. Bu 1,5 yıllık süreçte terör bitmedi aksine arttı. Bu nedenle Ankara tavrını gözden geçirdi ve farklı bir noktaya geldik diye düşünüyorum."

ERDOĞAN'IN AÇIKLAMASIYLA PKK'NIN SİLAH BIRAKMASI MÜMKÜN MÜ?

"Bu açıklamaların yapılması için arka planda başka gelişmelerin olması gerekiyor. Ben şu aşamada çok güçlü bir ihtimal olarak görmüyorum. Şimdiye kadar bu kapı kapatılmıştı. Şimdi bu kapı açılmış oldu. PKK'nın tepe yönetiminde olan 155 kişinin Norveç'e bir bölümünün Libya'ya ve bazı körfez ülkelerine gönderilmesi gündeme gelmişti ama Oslo süreci bitince bunlar da buzdolabına kondu. Görülüyor ki yeniden buzluktan çıkarılacak. Burada bir tavır değişikliği var. Ama bunların olması için Suriye süreci çok önemli. En önemli engel Suriye süreci. Ama en azından karşılıklı güven zemini için bazı adımlar atılmalı. Bu amaçla takvime bağlı bir çalışma gerekiyor. Henüz o noktaya gelinmedi ama o kapının açıldığını görüyorum."

PKK SURİYE, İRAN VE IRAK'IN DESTEĞİNİ KAZANDI BUNU KULLANMAK İSTEYECEK

"Suriye süreci derken sadece PYD ve Kürtleri kastetmiyorum. Suriye süreci konjonktür olarak örgütün önüne önemli bir fırsat sundu. Çünkü örgüt bir yandan Suriye bir yandan El Maliki nedeniyle Irak'la bir yandan da İran'la ilişkilerini çok geliştirmiş durumda. Onlar bu konjonktürden elbette yararlanmak isteyecektir. Ama PKK sadece Kandil'den ibaret değil. Bir İmralı faktörü var. Açlık grevlerinin bitmesinde Öcalan'ın en önemli ve belirleyici bir etkisi olduğunu gördük. Bu süreç devam ederken Kandil'in engelleyici bazı girişimleri olacaktır. Nasıl Türk derin devleti varsa PKK'da da derin bir yapı var."

İMRALI ÇÖZÜMDE EN İYİ MUHATTAP SEÇENEĞİ OLDU

"Geçmişte Öcalan örgütünün başındayken tek taraflı ateşkes ilan ettiğinde de Bingöl katliamı olmuştu. Öcalan Oslo sürecindeyken de Silvan saldırısı olmuştu. Bunlar PKK içindeki derin yapının süreci sabote edebileceğini gösteriyor. Ama örgütle ilgili böyle bir süreç olacaksa bu Barzani üzerinden mi olacak bu mümkün mü bu değerlendiriliyor. Kandil ile devletin meşru güçlerinin bir temasta bulunması imkansız. BDP bu konuda çok zayıf, inisiyatif geliştirebilecek durumda değil, Kandil ile İmralı arasında sıkışmış vaziyette. İmralı burada bir seçenek olarak ortaya çıkmış durumda. Bu konuda da devletin ağzı yanmış durumda çünkü İmralı da bir yandan bu süreci götürürken bir yandan da örgütü yönetmeye çalışıyor. Bu da bir handikap olarak duruyor. Yani geçmişteki deneyimler ışığında yeni süreç oluşacak. Ama bu sürecin de bir takvime bağlanması gerek. Çünkü bir süreç olmadan neler olacağını yaz aylarında gördük yaşadık.

İDAM ÇIKIŞI TÜRK KAMUOYUNUN HASSASİYETİ İÇİN YAPILDI

"Ben o süreçte idam tartışmalarının idamı yeniden getirmek olmadığını düşünüyorum. Demirtaş Diyarbakır'daki açıklamalarıyla kamuoyunun tepkisini çekmişti. Öcalan'ı buraya getirmek istiyoruz, heykelini dikeceğiz demişti. Olay sadece Diyarbakır'dan ibaret değil. Bir çözüm olacaksa iki tarafın da hassasiyetini gözeterek bulunacak. Sanırım idam tartışması da o duyarlılığı çarpıcı bir şekilde ortaya koymak için ortaya atılmıştı. Bunun bir eylem planına dönüşme ihtimali o zaman da yoktu şimdi de görmüyorum."