GAZETECİLER.COM - Akşam gazetesinin Suriye kökenli yazarı Hüsnü Mahalli, geçtiğimiz hafta yaşanan ve adının karıştığı haberleri köşesinde yorumladı. Hürriyet gazetesinin Arap gazetelerin iddiasını haberleştirirken, kendisine ve kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu ama bunun Hürriyet'in hep yaptığı bir şey olduğunu yazan Mahalli, "ben bu ve benzeri gazeteleri, internet sitelerini ve oralarda yazıp çizen zavallıları asla ciddiye almadım, almam" yazdı.

 

İşte Mahalli'nin köşesinden o eleştiriler:

 

"Cuma sabahı Beyrut'tan meslektaşım Gassan Bin Ciddo (Sayın Başbakan ve çevresi onu çok iyi tanır) aradı ve 'Bazı Arap haber sitelerinde MİT Başkanı'nın öldürüldüğü haberi var' deyip fikrimi sordu. Ben de 'Bu tümüyle palavra. Böyle bir olay olsaydı Türkiye'de hemen duyulur çünkü burası Arap ülkesi değil' dedim.

 

Daha sonra haberi veren sitelere göz attıktan sonra bir gazetecilik refleksi ve hükümetin bu haberi duyması amacıyla twitter'da 'Bazı Arap internet sitelerine göre MİT Başkanı Hakan Fidan öldürülmüş. Çok ilginç!' diye yazdım.

 

Bunun üzerine ben Türkiye'de olmadığımdan gazete okumayıp televizyon seyretmediğim için arkadaşlar bazı internet siteleri, televizyonlar ve zavallı tiplerin bu haberi fırsat bilerek sanki haberi ben uydurmuş gibi bana karşı saldırıya geçtiklerini anlattılar.

 

O gün meğer herkes işini gücünü bırakıp tek merkezli talimatla benimle uğraşmış. CIA ve Mossad'ın beceremediğini bu zavallılar 'Biz becerebiliriz' düşüncesiyle heyecanlanmış.

 

Oysa ben twitter'da ne yazdığımı yukarıda aktarmıştım. Şimdi gelin Hürriyet'in o gün kendi internet sitesinde sonra da cumartesi günü birinci sayfadan verdiği habere bakalım:

 

“Suriyeli gazetecinin MİT balonu

Suriye kökenli gazeteci Hüsnü Mahalli'nin, Arap haber sitelerine dayandırarak ortaya attığı bir iddia sosyal medyayı karıştırdı. Arap sitelerinde yer alan, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın İstanbul'daki evinde ölü bulunduğu haberi üzerine gözler MİT'e çevrildi. MİT kaynakları, iddiayı,'deli saçması' olarak nitelendirdi ve Fidan'ın MİT'teki çalışma odasında olduğunu bildirdiler. Mahalli'nin bu iddiayı, Suriye istihbaratı başının, Ulusal Güvenlik Bürosu'na yönelik saldırıda öldüğüne dair haberlerin Türk medyasında yer alması üzerine yaydığı ileri sürüldü. Fidan'ın ölü bulunduğuna ilişkin iddiaların yer aldığı El Ahbariye El Tunisiye'de haber, 'Medya kaynakları ve haber sitelerine göre, Türkiye'nin istihbarat şefi Hakan Fidan İstanbul'daki evinde kimliği belirsiz kişiler tarafından gizemli bir şekilde öldürüldü. Hakan Fidan, Başbakan Erdoğan'a yakın bir isimdi' sözleriyle yer aldı. Sosyal medyada yayılan iddianın ardından AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar da twitter hesabına, 'MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ı aradım, Ankara Yenimahalle'deki odasında. Gece 02.00'de eve gitmiş' diye yazdı...”

 

Hürriyet bunu hep yaptı, yapıyor ve yapacak... Hatırlayın bu gazete Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan ve başkaları hakkında neler neler yazdı yazıyor. Bu gazetenin kurulduğu günden beri nasıl bir misyon yüklendiğini bilmeyen yok bu ülkede.

 

Şimdi gelelim gazetenin haberiyle ilgili kısa notlarıma:

 

1-Haber benim olmadığına göre balon neden benim olsun?

 

2-Diyelim ki bu haberi herhangi bir meslektaşımız görüp haber yapmış olsaydı o zaman o da mı 'ajan' olacaktı?

 

3-Israrla Suriye kökenli olduğuma dikkat çeken gazete acaba bu ülkede milyonların da farklı kökenlere bağlı olduğunu neden unutuyor. Gazete ve başkaları benim Türkiyeli bir gazeteci olduğumu acaba neden hep göz ardı ediyor?

 

4-Haberde 'Suriyeli gazetecinin balonu' diye başlık atan gazete, haberin içinde iddianın kaynağı olan Tunuslu bir internet sitesinden alıntı yapmaktadır. Yani iddiayı ben değil, o gazete ortaya atmaktadır.

 

5-Benim haberi yayma gerekçesiyle ilgili olarak 'ileri sürülmektedir' diyen gazete, ileri süreni bir kez olsun dürüstçe davranıp açıklayabilirdi.

 

Bu notları elbette çoğaltabilirim ama buna gerek yok. Çünkü meslektaşlarımın ezici çoğunluğu ve Hürriyet'te çalışanlar dahil bu gazetenin nasıl bir misyonla yayın yaptığını çok iyi bilmektedir.

 

Benim ise bu gazeteye söyleyecek hiçbir lafım olmaz. Çünkü ben bu ve benzeri gazeteleri, internet sitelerini ve oralarda yazıp çizen zavallıları asla ciddiye almadım, almam. Çünkü bu zavallılar ciddi olsaydı o gün benimle ilgili haberin hemen üstünde Sedat Ergin'in köşesini okuyup kimin gerçek gazeteci kimin sipariş üzerine yazı yazıp laf edenleri çok iyi anlarlardı. Tabii anlayabilecek zeka ve kapasiteleri varsa.