Birkaç anekdot paylaşacağım. İlki 1922 yılından... Milli Mücadele aleyhine yazılarıyla tanınan gazeteci Ali Kemal, yakalandıktan sonra 1. Ordu Kumandanı Sakallı Nurettin Paşa’nın huzuruna çıkarılır.
Paşa, Ali Kemal’i görünce bağırır:
“’Artin Kemal’ denilen herif sen misin?”
Şaşırır Ali Kemal... Şu karşılığı verir:
“-Paşam, beni öldürünüz, fakat hakaret etmeyiniz.”
Burada “Artin”, “hain” anlamında kullanmıştır.
* * *
Şimdi yarım asır ileri gidelim.
18 Ocak 1971 tarihli Cumhuriyet gazetesinde, Deniz Gezmiş’e babasının yazdığı bir açık mektup yayımlanır.
Deniz o sıralar banka soygunundan aranmaktadır. Babası Cemil Gezmiş, bir mektupla oğluna “Teslim ol” çağrısı yapar.
Mektuptan bir bölüm şöyledir:
“Oğlum Deniz, (...)
Sana ‘Ermeni’ demişler. Sen de ‘İt ürür, kervan yürür’ demiş geçmişsin. Sen bilir misin ki Gezmişoğulları 1. Dünya Savaşı’nda 16 şehit vermiş bir ailedir. Babanın 3 dayısı Erzurum’un geri alınmasında Ermeniler tarafından şehit edilmişti. İşte sen, bu biçim Ermeni’sin.”
Burada “Ermeni”, “soyguncu” anlamında kullanılmıştır.
* * *
Çeyrek asır daha gidelim:
1997 yılı...
İçişleri Bakanı Meral Akşener, PKK liderinden söz ederken, sonradan özür dileyeceği şu sıfatı kullanır:
“Ermeni dölü Abdullah Öcalan...”
Burada “Ermeni”, “terörist” anlamında kullanılmıştır.
* * *
Bakmayın yetkililerin “Osmanlı’da Ermeniler bakanlık bile yapmıştı” savunmasına...
“Niye şimdi Ermeni memur bile yok” diye sorarlar adama...
“Ermeni” kelimesi yıllar yılı -sadece resmi jargonda da değil- “Mademki Ermenisin...” tekerlemeli çocuk ağızlarında bile hakaret niyetine kullanıldı.
Bir toplumun dili, atasözü, argosu, onun önyargılarını ele verir.
“Ermenilik” böyleydi.
* * *
Ta ki Hrant’a kadar...
Hrant Dink, böylesi bir nefret söylemiyle yetiştirilmiş Türk toplumunu, günün birinde “Hepimiz Ermeniyiz” diye bağırarak yürütebilmiş adamdır.
Dikkat edin; bir küskünlükten filan değil, dile vurmuş asırlık bir kindarlıktan bahsediyorum.
Bir nehrin yatağını değiştirmek kadar zordur, bir toplumun hasım dilini değiştirmek...
Hrant, tek kişilik bir set gibi bu önyargının önünde durdu.
Öyle can adamdı ki, toplum ona ve sokakta yatan bedenine baktıkça asırlık husumetinden utanç duydu.
Belki o yüzden nefretten beslenenlerin hedefi oldu.
Ama yine o yüzden ölümü böyle büyük bir tepki doğurdu.
* * *
Evet, mahkemenin kararı canımızı yaktı; ama zaten artık oralardan bir şey beklemiyorduk.
Önemli olan vicdanlardaki sızlamaydı; doğrusu bu kadarını da beklemiyorduk.
Hukuk bugün böyle der, yarın hava dönünce başkasının borusunu üfler. Ama toplumlar transatlantikler gibi ağır manevra yapar, zor tavır değiştirirler. Hrant, bu toplumu “öteki”yle barıştırmayı başardı.
Evet, ölümü bize çok pahalıya mal oldu; ama sonunda onunla birlikte gömülen, asırlık bir kin oldu.
Katillerinin yavan gülümsemesi boşuna...  Hrant’ı vurarak, nihayette onun amacına hizmet ettiler.
Bize, “Hepimiz Hrant’ız, hepimiz Ermeniyiz” dedirttiler.