1992 yılında yayın politikasındaki görüş ayrılığı nedeniyle Cumhuriyet gazetesinin genel yayın yönetmenliğinden ayrılan Hasan Cemal, 23 yıl aradan sonra ilk kez Cumhuriyet'e yazı yazdı.

87 yaşında hayatını kaybeden Cumhuriyet gazetesi yazarı, gazeteci Cüneyt Arcayürek için bir yazı kaleme alan Hasan Cemal, "Cüneyt Baba..." başlıklı yazısında Cüneyt Arcayürek ile ilgili anılarını yazdı.

Hasan Cemal dışında Altan Öymen, Hıncal Uluç ve Ali Baransel de Arcayürek için birer yazı kaleme aldı.

Cemal'in "Cüneyt Baba..." başlıklı yazısının bir kısmı şöyle:

Benim için Cüneyt Baba’ydı o, Cüneyt Arcayürek değil. Ve kâbusumdu.

Ankara gazeteciliğim sırasında her sabah Hürriyet’i elime çekinerek alırdım.

Korkulu rüyam, Cüneyt Baba yine ne atlattı sorusuydu.

Haberle yaşardı o.

Atlatma haberler yaşatırdı Cüneyt Baba’yı.

Bakla gibi imzası ve fiyakalı fotoğrafıyla Hürriyet’in tepesinde, sürmanşetinde bir süre gözükmezse, huzursuz olurdu.

Hatta huysuzlaşırdı.

Onun bu hallerini bilenler, böyle zamanlarda Baba’nın yanına pek yaklaşmazlardı.

Cumhuriyet’in Ankara temsilcisiydim.

1980 yılbaşının ertesi günü sabah erken İstanbul’dan Ankara’ya dönüyordum.

Uçakta elime Hürriyet’i alınca, başımdan aşağı kaynar sular döküldü.

Cüneyt Baba, sürmanşetten nanik yapıyordu:

“Ordu uyarı mektubu verdi!”

Genelkurmay Başkanı Evren ve kuvvet komutanları Çankaya Köşkü’ne çıkmış ve Cumhurbaşkanı Korutürk’e verdikleri bir mektupla, dokuz ay sonraki 12 Eylül darbesinin ilk işaretini çakmışlardı.

Baba yine atlatmıştı.

Ankara’ya iner inmez, doğru Uğur Mumcu’ya gittim.

Ne yapabilirdik? Baba’nın canını biraz olsun nasıl acıtabilirdik?

CHP lideri Ecevit’in kapısını çaldık. Başbakan Demirel’in karşısında ana muhalefetti.

Ecevit’in ‘uyarı mektubu’na ilişkin değerlendirmeleri ertesi gün atlatma haber olarak Cumhuriyet’in manşetini süslüyordu.

Sabah vakti erken aradı.

Kutluyordu beni, ama bu gibi durumlarda sesinden hiç eksik olmayan alaycı titreşimleri bana belli ederek...

Yazının tamamı için tıklayınız.