Gazeteciler, "Putları yıkalım, gazeteciliği yeniden ayağa kaldıralım" diyerek Cağaloğlu'ndan İstanbul Valiliğine yürüdü. Burada ortak açıklamayı okuyan Çiğdem Anad, "Gün yaşananları halının altına süpürme günü değil. Gün özeleştiri yapma, mesleğimize dört elle sarılma günüdür" dedi.

Yolsuzluk soruşturması kapsamındaki dinleme kayıtlarında, bazı gazete ve televizyonlara siyasiler ve hatta bizzat Başbakan tarafından telefonla talimat verildiğinin ortaya çıkması, basın çalışanları tarafından protesto edildi.

Dışarıdaki Gazeteciler (Pressout) adlı grubun, "Putları yıkalım, gazeteciliği yeniden ayağa kaldıralım" çağrısıyla bir araya gelen gazeteciler, bugün saat 15.00'de, bir dönem pek çok gazete genel merkezinin bulunduğu ve basının merkezi olan Cağaloğlu'nda toplandı.

Gazeteciler buradan, ellerinde "Basın ve ifade özgürlüğü için ayaktayız" ve "Baskıyı durdurun" ve "Alo Başbakan artık yeter" şeklinde pankartlar açarak, "Özgür basın için örgütlen" ve "Özgür basın susturulamaz" şeklinde slogan atarak İstanbul Valiliği'ne yürüdü.

Valilik önünde kalkanlarla barikat kuran polis, gazetecilerin valilik binası önüne yaklaşmasına izin vermedi. Burada gazeteciler adına basın açıklamasını okuyan Gazeteci Çiğdem Anad gazetecilik mesleğinin uzun yıllardır iktidarların baskısı altında olduğunu belirterek, "Telefonlarla gelen talimatlar, sansür ve otosansür gazeteciliği boğuyor. Baskı, sansür ve otosansürün ne kadar yıkıcı olduğu son iki hafta içinde gözler önüne serildi. Bunlar demokratik bir hukuk devletinde, basın özgürlüğünün bulunduğu bir ülkede söz konusu olamaz" dedi.

‘GÜN GAZETECİLİĞİN AYAĞA KALKMA GÜNÜDÜR’

Sivil toplum örgütlerinin, sendikaların, siyasi partilerin ve haber alma hakkı zedelenen halkın, baskı ve sansüre tepki göstermemesine anlam veremediklerini kaydeden Anad, “Bu boş vermişliğe, tepkisizliğe son vermek için bugün sokaktayız. Medyanın itibarının ayaklar altına alınmasında iktidarın yanında, baskıya ortak olan ve ‘Emredersiniz’ diyerek haberleri sansürleyen patron ve gazetecilerin de payı büyük. Ama artık yeter. Bundan sonra susmayız, susmamalıyız. Gün yaşananları halının altına süpürme günü değil. Gün özeleştiri yapma, mesleğimize dört elle sarılma günü gerçekleri alabildiğince yazma ve baskılara direnme günüdür. Gün gazeteciliğin ve gazetecilerin ayağa kalkma günüdür. Unutmayın iktidarlar gelir geçer, aslolan gazeteciliktir" diye konuştu. (Radikal)