Diyarbakır’ın Sur ilçesinde On Gözlü Köprü yakınlarında gerçekleştirilen bombalı saldırı sonrası gözaltına alınan Evensel gazetesi muhabirleri Hasan Akbaş, Fırat Topal, Serpil Berk ve Serbest Gazeteci Sertaç Kayar’la Avukat Rengin Ergül görüştü.

Evrensel'den Cumhur Daş'ın haberine göre; gazetecilerin, gözaltı sırasında ve Emniyet’te darp ve işkenceye maruz kaldığı öğrenildi. Ayrıca gazetecilere ajanlık teklifinde bulunulduğu aktarıldı.

AVUKAT GÖZALTI ANINI ANLATTI

Saldırı sonrasını gazetecilerin ağzından dinleyen Ergül, yaşananları Evrensel'e şöyle anlattı:

“Patlama sonrası görüntü alıyorlar ve daha sonra ayrılıyorlar. Ancak araç bulamıyorlar. Yürürken polis durduruyor. Aynı zamanda bir aracı da durduruyor. Polis, daha sonra ikisine de ‘Geç’ diyor. Bunun üzerine gazeteciler polise ‘Bu arabaya binebilir miyiz’ diye soruyor, polis de binmelerine izin veriyor.

“Bir arama noktasından daha geçiyorlar. 3 arama noktasında, Beyazevler tarafında polis aracı durduruyor ve direkt küfür ve hakaretlerle arabadakileri dışarı çıkartıyor.

'KAFASINI KALDIRANIN KAFASINA SIKIN'

“Gazeteciler, elleri arkada kavuşturuluyor ve dizleri çökertiliyor. Başlarındaki polis amiri ‘Kafasını kaldıranın kafasına sıkın’ diyor. Ağır küfürler ediyor. Yaklaşık 1.5 saat bu şekilde bekletiyorlar. Sonra ters kelepçe yapıp gönderiyorlar.”

Ergül, polislerin bu sırada “Bunların basın mı, sıkacaksın bunlara”, “Sizin basın nasıl patlamaların ortasında kalıyor, haberiniz mi vardı” gibi ifadeler kullandığını aktardı.

MUAYENEYE POLİS DE GİRDİ, DOKTOR DARP RAPORU VERMEDİ

Sağlık muayenesine polislerin de girdiğini, doktorun da ters kelepçe sebebiyle oluşan izlere rağmen darp raporu vermediğini belirten Ergül, Hasan Akbaş’ın doktora “Ters kelepçe sebebiyle elim halen uyuşuk” dediğini ancak doktorun “O benim alanıma girmiyor” şeklinde yanıt verdiğini söyledi.

Ergül, Serpil Berk hariç 3 gazetecinin bileklerinde de ters kelepçe izinin bulunduğunu belirtti. Serpil Berk’in kadınlar bölümüne alındığını ve gece saatlerinde nezarete konulduğunu aktaran Ergül, Hasan Akbaş, Fırat Topal ve Sertaç Kayar’ın ise emniyette 3.5-4 saat ters kelepçeyle bekletildiğini ve sabah 7’de nezarete götürüldüğünü ifade etti.

PSİKOLOJİK BASKI VE AJANLIK TEKLİFİ

Ergül, polislerin Hasan Akbaş’a 10 Ekim Ankara Katliamı’na vurgu yaparak “Ankara’dan sağ çıkmışsın. Nasıl oluyor bu tesadüf” gibi sorularla baskı yaptığını ifade etti.

Polislerin, Sertaç Kayar ve Fırat Topal’a ise ajanlık teklif ettiği aktarıldı.

Bir polisin Kayar’a “Bir yerde bomba patlayacağını öğrensen haber verir misin” diye sorduğu, Kayar’ın da “Elbette insanların canı yanmasın diye haber veririm” yanıtı vermesi üzerine “Öyleyse biz seninle dışarıda buluşalım, bir kahve içelim” dediği ifade edildi.

Ergül, Kayar’ın “Siz bana ajanlık mı teklif ediyorsunuz” çıkışı üzerine polislerin geri adım attığını aktardı. Polislerin, Fırat Topal’a da ajanlık teklif ederken “Hesabına para yatar” gibi ifadeler kullandığı belirtildi.

GAZETECİLERE 'NEDEN ORADAYDIN' SORUSU!

Akbaş, Topal ve Kayar’ın emniyette sürekli ters kelepçeyle kafaları öne eğik şekilde bekletildiği, bu yüzden kendileriyle konuşanların yüzünü göremedikleri belirtildi.

Gazetecilere özellikle “Neden orada bulundukları” ve “Neden görüntü aldıkları” sorularının sorulduğu ifade edildi. Serpil Berk’in “Sıradan vatandaş bile görüntü alıyor, biz tabii ki alacağız” yanıtını verdiği aktarıldı.

Ergül, gazetecilerin nezarete alınmasının ardından darp ve psikolojik baskı gerçekleştirilmediğini ancak nezarethane şartlarının çok kötü olduğunu ifade etti.

Avukat Ergül, gazetecilerin kıyafetlerinin kriminal inceleme için alınmasının da iyi niyetli bir hareket olmadığını belirtti.

Ergül, “Dosyada hiçbir şey yok. Sabah bırakılmalarını bekliyoruz” dedi.

Evrensel gazetesi muhabirleri Hasan Akbaş, Fırat Topal ve Serpil Berk ile Serbest Gazeteci Sertaç Kayar'ın ifadesi Emniyet'te 8.30'da alınmaya başlandı.

NE OLMUŞTU?

On Gözlü Köprü yakınlarında gerçekleştirilen bombalı saldırıda aynı aileden 5 kişi hayatını kaybetmişti. Evrensel muhabirleri Hasan Akbaş, Fırat Topal ve Serpil Berk ile Serbest gazeteci Sertaç Kayar, olay anında Diyarbakır'ın turistik ve dinlenme bölgesi olan On Gözlü Köprü'de çay içiyordu. Bu sebeple olay yerine en hızlı intikal eden gazeteciler olmuşlardı. Gazeteciler daha sonra gözaltına alındı.