Cumhuriyet Vakfı Başkanı ve İmtiyaz Sahibi Orhan ErinçAlev Coşkun ücret alan tek yönetim kurulu üyesiydi, Balbay gazete aracıyla yurt gezileri yapıyordu; ihbarcılar bugünkü durumun yolunu açtı” diye konuştu.

Cumhuriyet’in ele geçirildiği yönündeki açıklamaları ile operasyona zemin yaratan Alev Coşkun ve Mustafa Balbay’la ilgili açıklamalar yapan Orhan Erinç, eski Cumhuriyet Vakfı Başkanı ve Turizm Bakanı Alev Coşkun'un gazeteden ayrılışıyla ilgili olarak "Cumhuriyet Vakfı’nın eski başkan yardımcısı Alev Coşkun’un 12 kişilik Cumhuriyet Vakfı yönetiminde aylık ücret alan tek yönetim kurulu üyesi olduğunu kimse bilmiyor" ifadesini kullandı.

Erinç, gazeteye yönelik soruşturma dosyasında suçlayıcı iddialarının da bulunduğu Mustafa Balbay hakkında da "Cumhuriyet’in Ankara Temsilcisiyken tahsis edilen araçla, benzin parası da Cumhuriyet tarafından ödenerek yurt gezileri yapmış, Vakıf Yönetim Kurulu üyeliğini de sürdürmüştür" diye konuştu.

Erinç "Kimi terör örgütleri adına, bu arkadaşlarımızın tasfiye edilerek yönetimin değiştirildiği iddiası, Cumhuriyet’i ihbar eden eski arkadaşlarımızın yalanlarından ibarettir" dedi.

Orhan Erinç, “Cumhuriyet’e yöneltilen saldırıların ilginç taraflardan biri de şudur ki, bu saldırıların yolunu açan uygulanmasını kolaylaştıran kişiler, ya Aydınlık Gazetesi’nin köşe yazarı yada Ulusal Kanal Televizyonu’nun programcılarıdır. Bu da ilginç bir durumdur... “ diye konuştu.

Orhan Erinç şöyle konuştu:

“Mustafa Balbay’a geldiğimizde Mustafa Balbay, Alev Coşkun ile birlikte tasfiye edildiğini söyleyen eski çalışanlarımızdan biridir. Oysa Mustafa Balbay, Alev Bey’in seçilemediği yönetim kurulu dahil onu izleyen yanlış hatırlamıyorsam 3 yönetim kurulu seçiminde de yönetim kuruluna seçilmiştir. Kendisi tutuklu olduğu için Cumhuriyet yapabileceği her türlü katkıyı kendisine sağlamıştır. Milletvekili seçildikten sonra özel konumu nedeniyle vakıf yönetim kurulu üyeliği devam etmiştir. Çektiği sıkıntılar nedeniyle kendisiyle ilgili herhangi bir hatır saymama söz konusu değildir.

Cumhuriyet’in Ankara Temsilcisiyken tahsis edilen araçla, benzin parası da Cumhuriyet tarafından ödenerek yurt gezileri yapmış, Vakıf Yönetim Kurulu üyeliğini de sürdürmüştür. Ama kendisi tahliye edildikten bir süre sonra CHP Genel Başkanlığı’na aday olacağını söylemiş, siyaseti tercih ettiğini açıklamış bir Cumhuriyet çalışanıdır. Cumhuriyet Gazetesi’nin vakıf senedinin başlangıcında “Cumhuriyet hiçbir siyasi partinin ya da hükümetin yayın organı değildir. Bağımsızdır” kuralı yer aldığı için kendisinin CHP Genel Başkanı aday adayı olması nedeniyle Cumhuriyet Vakfı’nda görevini sürdürmesi, Cumhuriyet Gazetesi’nde yazı yazmasının sakıncaları kendisine anlatılmıştır.

CHP Genel Başkan aday adayı olması nedeniyle, aynı dönem sona erdiğinde yönetim kuruluna seçilmemiştir. Kimi terör örgütleri adına, bu arkadaşlarımızın tasfiye edilerek yönetimin değiştirildiği iddiası, Cumhuriyet’i ihbar eden eski arkadaşlarımızın yalanlarından ibarettir. Ama yaptıkları bugüne giden yolun hem açılmasını hem de yol göstericiliğini sağlamıştır. O nedenle bunun sorumluluğunu nasıl taşıyacakları ve nasıl bu suçlamalardan kurtulacakları ayrı bir konudur.”