Kanal D’de Beyazıt Öztürk’ün sunduğu Beyaz Show’a 8 Ocak 2016 Cuma akşamı telefonla bağlanarak “Çocuklar ölüyor, sessiz kalmayın” diyen öğretmen Ayşe Çelik hakkındaki soruşturmayı protesto için kendini ihbar eden 38 kişi hakkındaki davanın ilk duruşması bugün görülüyor. Mahkemeye 'Ayşe öğretmen' olarak tanınan Ayşe Çelik de katıldı. Ferhat Tunç, Ayşe öğretmenin ifadelerinin Kürt sorunuyla ilgili olduğundan bahsederken mahkeme başkanı "Savunmanızı kısa tutun. Bu davanın Kürt sorunuyla ilgisi yok" dedi.
 
YARGILANAN İSİMLER
 
Yargılananlar arasında yazar Oya Baydar, eski CHP Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Gülseren Onanç, Prof. Gençay Gürsoy, sanatçı Ferhat Tunç, avukatlar Bahri Belen, Ergin Cinmen ve insan hakları savunucusu Şanar Yurdatapan gibi isimler yer alıyor.
 
AYŞE ÖĞRETMEN: SÖZLERİMİN ARKASINDAYIM
 
Beyaz Show’a telefonla bağlanarak “Çocuklar ölüyor, sessiz kalmayın” diyen öğretmen Ayşe Çelik, savunmasında "Ülkenin güneydoğusunda yaşamı felç eden olaylar yaşandı. Silvan da olayların yaşandığı merkezlerden biri. Sivil yaşam alanlarındaki çatışmaların mağdurlarından biri de benim. Art niyetsiz, kimseyi övmeden söylediğim sözler örgüt propagandası kapsamına alındı. Söylediklerimin arkasındayım. Yine aynısını söylüyorum" dedi.
 
Kanal D program sorumlusu Kadir Turnalı yazılı olarak verdiği savunmasında "Programa teknik sebeplerle müdahale etme şansım olmadı" dedi. Tanrıkulu'nun avukatı ise "Söz konusu programda terör örgütü propagandası yapılmamıştır. Müvekkilim bu yöndeki iddiaları programdan sonra duymuştur" dedi.
 
T24'ten Can Bursalı'nın haberine göre yargılananların ifadeleri şöyle:
 
Ferhat Tunç: Suç aranıyorsa suç şudur; barış yerine savaş politikalarının iktidar tarafından yürütülmesidir. Başbakan dün şort giydiği için tekmelenen kadınla ilgili şu yorumu yaptı: Hoşuna gitmeyebilir, mırıldanırsın. Barış talebi de devletin hoşuna gitmeyebilir. Devlet de mırıldansın. Bu kadar insanı mahkeme kapılarında süründürmesin; siz yargı mensuplarını da bu işlerle uğraştırmasın.
 
Gülşen Denizhan: Ayşe öğretmenin sözleri barış çığlığıydı. Bu iddianamede hukukun çığlığı oldu. Kimsenin hukuku bu duruma düşürmeye hakkı yok.
 
Ayşe Çelik'in çığlığını duyduktan sonra vicdani sorumluluk nedeniyle çatışma bölgesine gittim. Gördüklerimden sonra onun çığlığına ortak olmak istedim. (Mahkeme başkanına) Siz gitseydeniz ve orada yaşananları görseydiniz siz de ortak olmak isterdiniz. Bu bir zihniyet yargılamasıdır. Şimdiye kadar çok fazla şeyden yargılandım. İlk kez yapmadığım bir şeyden yargılanıyorum.
 
Prof. Gençay Gürsoy: Ben 1980 yılında askeri mahkemelerde yargılanmış ve beraat etmiş bir insanım. Dönemin Cumhurbaşkanı darbeci general hakkında "Ben bu insanla aynı coğrafyada ve çağda yaşadığım için utanıyorum" dediğim halde beraat ettim. Şimdi de, bu davadan bir an önce beraat kararı vermelisiniz; bu karar  "Bu ülkede yargıçlar var" denilmesini istiyorsanız size verdiğimiz bir şanstır. Adalete olan güven kaybının engellenmesi için de bir şanstır.
 
Şanar Yurdatapan: Ayşe öğretmen doğruyu söyledi. 30.12. 2015'te Sur ilçesine girdik. Orada yaşananları gördük. Gördüklerimize mi inanacağız, bir savcının masa başından yazdığı iddialara mı?  
 
Osman Gürhan Ertür: Bu iddianamenin bizimle hiçbir ilgisi yok. Çünkü söylediklerimizden değil, söylemediklerimizden yargılanıyoruz. Bu iddianame gelecekte hukuk suçu olarak incelenecek bir belgedir.
 
Ahmet Dindar: Bu iddianameye söylenecek tek şey; Türkiye hukuk tarihinin hüzünle hatırlanacak dökümanlarından biri olacak.  İfade özgürlüğü hakkımı kullandım diyeceğim ama genelde ifade özgürlüğü toplumun genelini rahatsız edici şeyler için kullanılır. Biz barış istedik, barış istemek toplumun genelini rahatsız ediyorsa ülkeyi kapatıp gidelim. Ayşe öğretmenleri susturursanız, ülke Ankara Katliamı'ndan sonra Konya'daki milli maçta ölenler anısına yapılan saygı duruşunu ıslıklayanlara kalacak.
 
Bahri Belen: Bir hukukçu olarak söylemek zorundayım; bu iddianameyi hazırlayan savcı gibiler siyasi rüzgarla yelkenleri doldurabilir. Geçmişte bunun gibi iddianameler hazırlayan savcılar ve yargılamayı yapan hâkimler şimdi yargılanıyor. Savcı bu iddianameyle, iktidara arkasını yaslayarak kahramanlık yapıyor.
 
Dilek Gökçin Coşkun: Diyarbakırlı 8-9 yaşlarındaki çocukların çizdiği resimler bile, orada nelerin yaşandığını gözler önüne seriyor.
 
Eski TGS Başkanı Ercan İpekçi: Kendimi sanık değil, gazeteci gibi hissediyorum. Çünkü ifadelerimizle tarihe not düşüyoruz. Gelecek kuşaklar bu karanlık dönemde yaşananları bu tutanaklardan anlayacaklar.
 
TANRIKULU: BARIŞ İSTEYENLER YARGILANIYOR
 
Duruşma öncesinde CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun da aralarında bulunduğu bir grup adliye önünde basın açıklaması yaptı. Tanrıkulu, "'İnsanlar ölmesin, çocuklar ölmesin. Sessiz kalmayın'" dedikleri için Ayşe öğretmen ve barış isteyenler yargılanıyor" dedi. (Kaynak: Cumhuriyet)