"Son günlerde peş peşe yaşanan ve birbirinden bağımsız gibi görünen bazı olaylar ülkemizde basın özgürlüğünün dört bir koldan tehdit altında olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi." Vatan gazetesi yazarı Ruşen Çakır köşesinde böyle başlıyor yazısına.

 

Ardından medya gündeminde önemli yer tutan bir dizi olayı Neler mi yaşandı? diyerek sıraladı. İşte o olaylar ve Vatan yazarı Ruşen Çakır'ın yorumları:

 

1) Şemdinli'de günlerce süren olayları medyanın yerinden takip etmesine izin verilmedi ve bu durumu şikayet etmeye kalkanlar marjinal kaldı;

 

2) Akşam Gazetesi'nden çok sayıda gazeteci ve yazar mali gerekçelerle işten çıkarıldı;

 

3) Bir gazete, cezaevindeki eski PKK şefi Şemdin Sakık'tan hareketle manşetten, Aysel Tuğluk ve Mihri Belli'yle birlikte gazeteciler Cengiz Çandar ve Hasan Cemal'i PKK ile işbirliği yapmakla suçladı. Kimleri, bu yayından, bu gazete ve onunla ilişkili internet sitesini sorumlu tutup "Bunda büyütülecek bir şey yok" dese de, bunun tıpkı 28 Şubat andıcı gibi bir "derin devlet" veya Ferhat Ünlü'nün tabiriyle "paralel devlet" operasyonu olduğu iddiası akla yatkın;

 

4) Başbakan Erdoğan, Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun Emine Erdoğan'la birlikte Arakan'a gitmesini eleştirmiş olan bazı köşe yazarlarını patronlarına şikayet etti.

 

ÖZGÜR GAZETECİLİĞİN KARŞISINDA 3 ENGEL VAR

Birkaç günde peş peşe gelen bu olumsuzluklar, gazetecilerin mesleklerini özgür bir şekilde yerine getirmelerinin önündeki engellerin üç ana kaynağı olduğunu gösteriyor: 1) İşverenler; 2) Siyasi iktidar; 3) Normal şartlarda siyasi iktidarın denetiminde olması gerekirken, ancak Ali Bayramoğlu'nun tabiriyle "özerk" hareket etme kabiliyetine sahip olan, hatta kimi durumda siyasi iktidara bile meydan okuyabilen devlet içi bazı odaklar.

 

Son olarak, gazetecilerin özgürce çalışmalarının önüne bazı meslektaşlarının sıklıkla çıkıyor olmalarının altını da kalın bir şekilde çizmek lazım. Tabii ki medyaya iliştirilmiş olan bazı "eski" polis, savcı vb.yi kastetmiyorum. Onlar zaten gazeteci değil ve yukarda bahsettiğimiz "paralel devlet" çizgisinde dezenformasyon türü faaliyetlere imza atarak görevlerini başarıyla yerine getiriyorlar.

 

GAZETECİ GAZETECİNİN KURDUDUR

İtirazım, bazen siyasi gelişme ve krizlerden vazife çıkarıp, çoğunlukla da kişisel hırs ve hesaplardan hareketle meslektaşlarına her türlü kötülüğü yapanlara. O kadar çok kişinin köşesinden, işinden olmasına zemin hazırladılar ki! (Gazeteciler.com)