Alman Emder Zeitung gazetesi, Alman Federal Meclisi’nde Ermeni Soykırımı tasarısının kabul edilmesinin ardından Almanya ile Türkiye arasında başlayan krize değinerek "Boğaz'ın delisine artık sınırlarını gösterme zamanı gelmiştir!”dedi.

Odatv'de yer alan habere göre, Almanya Dışişleri Bakanlığı, Ermeni soykırım tasarısının kabulünden sonra Alman Federal Meclisi'nin Türkiye kökenli 11 milletvekiline güvenlikleri için Türkiye’ye gitmemeleri yönünde seyahat uyarısı yapıldığı iddialarını yalanladı.

“Der Spiegel” dergisi bakanlıktan uyarı yapıldığı haberini yayınlamıştı.

Deutsche Welle Türkçe'nin aktardığı habere göre, aynı konuya değinen Emder Zeitung gazetesi de, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı hedef alarak konu ile ilgili şu yoruma yer verdi:

“Türkiye'de bu 11 vekilin güvenliklerinin olmadığı söyleniyor. Elbette güvenlikleri yok! Bu vekiller günlerdir polisin koruması altında. Türkiye'nin despotu Erdoğan'ın “kan meselesini” ortaya atmasıyla bu tür önlemler bir zorunluluk oldu.

“Başbakan Merkel açısından ise bu olaylar politikalarını değiştirmesi için hâlâ bir gerekçe oluşturmuyor. Gerçi Federal Meclis Başkanı Norbert Lammert'in bu konuda yaptığı eleştirel konuşmayı -siyaseten zarurî olduğu için- alkışlıyor.

Ama öte yandan da sanki Türkiye'nin mültecilerin Avrupa'ya geçmesini engelleme işlevi sona erecek olursa, bunun faturası tümüyle refahımıza kesilecekmiş gibi müzakerelere devam ediliyor. Bu şekilde Almanya ve AB sadece itibarını kaybetmiyor, kendi ilkelerinden de feragat etmiş oluyor. Boğaz'ın delisine artık sınırlarını gösterme zamanı gelmiştir!”

Berlin'de yayımlanan Tagesspiegel'in yorumunda ise Türkiye'nin AB üyeliğine uzun vadeli bir alternatif bulunması gerektiğini belirterek şunları yazdı:

"Cem Özdemir gibi Türkiye'yi eleştirenlerin çoğu Ankara'ya AB kapılarının kapatılmaması çağrısı yapıyor. Erdoğan sonrasında ülkenin demokrasi yolunu yeniden bulabileceğine dikkat çekiyorlar.

“Bu iyi niyetli bir yaklaşım olsa da ne Ankara'ya ne de AB'ye yararı var. AB ve Türkiye'nin ilişkilerini yeniden tanımlayacakları yeni bir ortaklık daha iyi olacaktır. AB'ye üyelik süreci çoktan maziye karışmış olsa bile bu tür uzun vadeli bir birlikteliğe ihtiyaç vardır."