DUBLIN


Kuzey İrlanda’ya barış nasıl geldi?    Sorunun silah ve şiddetle bağı nasıl koparıldı? Düşmanlar nasıl el sıkışıp masada anlaştılar?

IRA nasıl silah bıraktı?

Bugün ne yapıyor IRA militanları?

Silahlı örgüt IRA’nın siyasal kolu Sinn Fein’in, bölünmüş İrlanda adasının kuzeyinde ve güneyindeki durumu nedir?

Bu soruların yanıtlarını geçen yaz merkezi Londra’da olan Democratic Progres Institute’un düzenlediği bir program çerçevesinde araştırmaya başladık.

Temmuz ayında Londra’da buluştuk, Kuzey İrlanda’da Belfast’tan sonra İskoçya’ya, Edinbourg’a gittik. Kuzey İrlanda barışının baş oyuncularıyla tanıştık, tartıştık.

Geçen hafta pazar günü de Dublin’e, AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti’nin başkentine geldik. Yine barış sürecinde önemli roller üstlenenlerle üç gün toplantılar yaptık.

Heyetimiz 17 kişiydi.

Ak Parti, CHP ve BDP’den sekiz milletvekiliyle akademisyen ve gazetecilerden oluşuyordu.

Kuzey İrlanda sorunu, IRA, Sinn Fein, terörle şiddet, silahla barış süreci konuşuluyordu ama ortak amaç, bizim Kürt sorunumuza dönük dersler çıkarmak, Türkiye’de barışı düşünmekti.

Kuzey İrlanda sorununun barışla nasıl noktalandığını, IRA’nın hangi aşamalardan geçerek silah bıraktığını tartışırken kafamızın bir kenarında, hiç kuşkusuz, Kürt sorunu ve PKK vardı.

Programın hedefi de buydu.

Gizli kapaklı bir yanı yoktu.

Her şey tamamen şeffaftı.

Gerek temmuz ayındaki, gerekse bu haftaki görüşme ve konuşmalardan benim çıkardığım bazı sonuçlar, barış sürecinin 10 şifresi başlığı altında aşağıda yer alıyor.


1- BARIŞ DÜŞMANLA YAPILIR!
Kiminle savaşıyorsan barış da onunla, yani dostla değil düşmanla yapılır. Kuzey İrlanda’da otuz yıl boyunca birbirlerini yok etmeye çalışanlar, bir süre gizli gizli buluştuktan sonra bir barış anlaşmasında uzlaşmışlardır.

2- BARIŞ BİR SÜREÇTİR!
Barış bir an değil, bir süreçtir. Zaman, sabır ve siyasal kararlılık gerektiren bir süreç... Anlaşmanın daha hâlâ uygulanmayan taraflarıyla bu sürecin ilk aşaması, yani IRA’nın silahları gömmesi, Kuzey İrlanda sorununda dokuz yıl sürmüştür. Birkaç kez çökmesine, inişli çıkışlı hallerine rağmen devam ettirilmiştir. Çünkü, süreci kesmekten dolayı meydana gelecek boşluğu şiddetin dolduracağı öngörülmüştür.

3- SİYASAL RİSK!
Barış süreci ancak siyaseten risk alabilen, gerçekten güçlü ve sorunu yalnız bilen değil, aynı zamanda yüreğinde hissedebilen liderler tarafından başlatılabilir ve başarıya götürülebilir.

4-  BARIŞI OLGUNLAŞTIRMAK!
İki tarafın çatışmadan, savaştan yorulması, birbirini yenemeyeceğini ya da tüketemeyeceğini anlaması, özellikle kamuoyunun silah ve şiddete artık yeter demeye başlaması, barış koşullarının olgunlaşması demektir. Bu noktada barış süreci zorlanmaya başlanır.

5- BÜROKRAT DEĞİL SİYASETÇİ LAZIM!
Barış süreci, sivil-asker bürokratlara bırakılamayacak kadar ciddi bir iştir. Yüksek bürokrasinin görüşleri elbette alınır, onlarla birlikte çalışılır. Ama özünde siyasal olan sorun, en başta, siyasetçilerin alanı içindedir ve öyle kalmalıdır.

6- SİYASETİ BOĞMAK! 
Barış süreci isteniyorsa, siyasetin alanını mutlaka genişletmek gerekir. Siyaseti boğmaya kalkışmak ya da alanını daraltmak, silah ve şiddeti hayat tarzı olarak benimsemiş güçlerin işine yarar.

7- ÖNCE SİLAHLAR SUSACAK!
Barış sürecinde önce silahların susması gerekir. Parmaklar tetikten çekilmeden, yani ateşkes ilan etmeden barış sürecinde yol alınamaz. Silahların toprağa gömülmesi sonraki iştir. Kuzey İrlanda barışında ancak dokuz yılın sonunda gerçekleşmiştir silah bırakmak...

8- SÜREÇ ‘DİYALOG’DUR!
Barış süreci diyalogdur; karşındakini can kulağıyla dinlemektir; kendini karşındakinin yerine koymak ve onu anlamaya çalışmaktır.

9- HUKUKLA OLMAZ!
Etnik boyutu, siyasal ve toplumsal yanları ağır basan sorunlara daha çok hukuk penceresinden bakarak çözüm yolu açılamaz. Böyle bir yaklaşım sorunu derinleştirir. Kuzey İrlanda’da barış yolunu, Londra’da “IRA ‘suç örgütü’dür, nokta!” diyenler açmamıştır. Tersine, onlara kulak asmayan bir siyaset adamının, Başbakan Blair’in siyasal kararlılığı olmuştur, barış kapısını açan...

10- KAMUOYUNU HAZIRLAMAK!
Ve bir barış sürecinin başarıyla noktalanabilmesi için kamuoyu oluşturmak temel koşullardan biridir. Bu konuda siyasal liderlerin ve sivil toplumun görev ve sorumluluğu büyüktür.
Dublin’den dördüncü ve son yazım böyle. (Milliyet)