(T24) Gazeteci Ahmet Şık soruyor:

EVET BEN 'TERÖRİST'İM; PEKİ SİZ NESİNİZ, KİMSİNİZ?..

Otoriterliğin zulmünü yaşatan her iktidarın sığ klişesi olan “teröristler” yalanını bu ülkenin insanları sıklıkla duymaya alışık. Hak talep eden emekçiden, öğrencisinden tutun da haksızlığın zulmünü anlatan gazetecisine kadar herkese “terörist” yaftası yapıştırmak çok kolaydır bu ülkede. Hele ki her iktidarın rüzgârıyla yelkenini şişirme derdinde bu kadar çok “gazetecisi” varsa bu yalanı dolaşıma sokmak daha kolaydır. Mesleğimi yaparken “yalancı tanık” olmayı hiçbir zaman benimsemediğim için “devlet düşmanı”, “örgüt üyesi”, “terörist” gibi sıfatların adımla birlikte anılmasına çok sık şahit oldum. 3 Mart 2011 gününden bu yanaysa daha sık dillendirilir oldu.

Ne ilk ne de sonuncu kurbanı olduğumu bildiğim polis, yargı ve medyada örgütlü malum çetenin kurguladığı bir senaryorda görev alanlar “Ergenekoncu” olduğumdan emin. Aslı astarı olmayan suçlamaları, bolca yalana bulayıp yazdıkları senaryonun doğru olduğunu anlatma gayretindeler hâlâ. O çeteye, insanların hayatını karartma olanağı sağlayan bazı hükümet üyeleri ise kısaca “terörist” diyorlar bana. Polisi, yargısı, medyası, rantiye peşindeki sermaye sahipleri ve elbette siyasetçisiyle “Yeni Türkiye” denilen garabeti yaratmaya çalışan çete ve hükümetteki ortağı aylardır bıkmadılar bu yalandan.

Bu koronun son sözcüsü aynı zamanda AKP’nin de sözcüsü olan Hüseyin Çelik olmuş. Gazetecilik faaliyetlerinin “terörizm” kılıfıyla yargılandığı OdaTV davasının son duruşmasının yapıldığı geçen cuma (16 Kasım 2012) CNN Türk’te konuğu olduğu Saynur Tezel’in konuyla ilgili sorusuna Hüseyin Çelik, “Ahmet Şık, Nedim Şener gazetecilik için mi yargılanıyor? Terör örgütlerine destek vermeseler neden yargılansılar” buyurmuş. Saynur Tezel’e de, “Size neden böyle bir dava açılmıyor?” diye sormayı da ihmal etmemiş. Tahmin edilebilir, ancak kabul edilemez nedenlerle konuşamayan kıdemli televizyoncu Saynur Tezel’in aklından “Daha dava sürüyor. Hüküm verilmedi” diye bir uyarıda bulunmak, delillerin sahteliğini anlatmak isteği geçtiğinden kuşkum yok.

Bana “terörist” diyenlere, herkesi rahatlatacak “itiraf” yerine geçecek yanıtımı vereyim: Evet ben “teröristim.” Ve bir terörist olarak bu zulüm düzeninin yaratanlara bir sorum var: “Peki siz nesiniz? Kimsiniz?”

Soruşturduğunuzu, yargıladığınızı iddia ettiğiniz derin devletin faaliyetlerini açığa çıkarma çabasıyla geçen bir mesleki geçmiş barındıran ben teröristim. Benden terörist yaratan, iktidarınızın en büyük destekçisiyken yakın zamanda bozulan ittifakla en büyük muhalifiniz haline dönüşen malum cemaatin çetesiyle birlikte iş tutan sizler nesiniz? Kimsiniz?

İnfazcısından işkencecisine, köylerini yakıp yıktıklarını zorunlu göçe tabi tutanlarından gözaltında kaybedenlerine, darbeler yapanından darbe girişiminde bulunanına, kitle katliamları yapanından o katliamları aklamaya çalışanına kadar kontrgerilla faaliyetlerini anlatmaya, engellemeye çalışan ben teröristim. Aralarına birtakım kontrgerilla artıkları yerleştirerek muhalif tüm sesleri terör örgütü torbalarına doldurarak susturmaya çalışan sizler nesiniz? Kimsiniz?

Roboski’de tepelerine bomba yağdırılan 34 yurttaşımızın katillerinin soruşturulmasını isteyen ben teröristim. Bu katliam için teşekkür eden sizler nesiniz? Kimsiniz?

İktidarınız döneminde, bir devlet organizasyonuyla katledilen ağabeyimiz, kardeşimiz, dostumuz Hrant Dink’in bize gösterdiğiniz tetikçileriyle yetinmeyen, gerçek katillerin kim olduğunun bulunmasını isteyen ben teröristim. İhmalleri bu cinayete katkı düzeyinde olanları soruşturtmak bir yana terfi ettiren, Meclis’e taşıyan, valilikle ödüllendiren sizler nesiniz? Kimsiniz?

Irkçılık, faşizm ya da milliyetçiliğin her türüne, nefret suçlarına, ayrımcılık ve ötekileştirmeye karşı olan, insana sıfatına göre değil, insan olduğu için değer veren ben teröristim. Kimi zaman mezhepçilikle, kimi zaman inançları aşağılayan ya da halkını etnik kökene göre sınıflara ayıran sizler nesiniz? Kimsiniz?

İnsan hayatının en kutsal değer olduğuna ve dokunulmazlığına inanan ben teröristim. Yaşadıkları sorunları bedenlerin aç bırakarak anlatmak zorunda kalanlara “Şov yapıyorlar”, “Rejime ihtiyaçları var” diyen, idam ipleriyle ortalarda dolaşan ve ne acıdır ki Allah korkusu taşıyan bir inanç sahibi olduğunu söyleyen sizler nesiniz? Kimsiniz?

Örnekler istenmeyecek denli çok. Ama gerek yok. Artık çok sıkıldım. Benim, ailemin hayatından çalınanlar bir yana, artık alıcısı dahi olmayan bu yalanın sürekli dolaşımda tutulmasından sıkıldım. Bu yalanı yaratan komployu kuranların örgüt üssüne döndürmeye çalıştıkları polis teşkilatındaki malum çetenin bitmeyen Ali Cengiz oyunlarından sıkıldım. Bağımsızlık ve tarafsızlıkları tapındıkları ya da oyuncağı olmayı kabul ettikleri iktidar odaklarının demagojisinden ibaret olan bazı yargı mensuplarından da, imza attıkları hukuk katliamından da sıkıldım. Sıfatının ne olduğuna bakmadan otoriterlik budalası olmuş siyasetçilerden de, o diktatörlük heveslilerinin ağzından çıkan her şeyi alkışlayanlardan da sıkıldım. Her türden zulmü ya yalanlarla gizlemeye çalışan ya da hiç aktarmamayı seçen medya çakallarından da sıkıldım. Bu zulüm düzeninin oluşmasında katkısı olan ve kendilerine hiç hak etmedikleri sıfatları bahşederek hâlâ iktidarın ağzına bakarak eleştiriyormuş gibi yapanlardan da sıkıldım. En çok da yanıtını bildiğim soruları sürekli soruyor olmaktan sıkıldım.

Evet siz nesiniz? Kimsiniz?”