Alman basınında Irak hükümeti ile Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) arasında Kerkük konusunda yaşanan gerginlik ile İspanya’daki gelişmeler yer alıyor.

Irak ordusu ve Şii Haşdi Şabi milisleri Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin kontrolündeki tartışmalı bölgelerde operasyonlara devam ediyor.

Münih merkezli Süddeutsche Zeitung Irak'ın kuzeyinde yaşanan gelişmeleri şöyle yorumluyor:

"Amerikalılar, IŞİD'le mücadelede müttefikleri olan Kürtler ve Iraklıların birbirlerine karşı savaşmaları sorunuyla karşı karşıya. Washington'un Barack Obama döneminde de Donald Trump‘ın Başkanlığı döneminde de IŞİD'in bölgede yenilmesinden sonra ne olacağı konusunda bir planı yok. İşte şimdi bunun acısı çıkıyor.  Avrupalılar çok geç olmadan Amerikalılarla birlikte arabuluculuk etmeyi denemeli."

Frankfurter Rundschau ise Irak hükümeti ile IKBY arasındaki gerginliğin yeni bir savaşa yol açabileceği uyarısında bulunuyor:

"Irak'taki merkezi hükümet ile kısmi özerkliğe sahip Kürtler arasındaki askeri gerginliğin küçük bir çatışmadan ibaret kalmasını umut etmekten başka yapacak bir şey yok.  Ancak o zaman Mezopotamya'da yeni bir savaş önlenebilir. Irak Başbakanı Haydar El İbadi ülkenin bütünlüğünü korumayı ve petrol gelirinden sağlanan geliri güvence altına almayı istiyor. Kürtlere yönelik taaruzu az çok İran ya da Türkiye tarafından destekleniyor. IKBY lideri Barzani petrol gelirinden vazgeçmek istemiyor. Bunun yanı sıra IŞİD'e karşı sağlanan zaferin ardından kazanılan toprakları güvence altına almayı ve bağımsızlık referandumunun ardından siyasi etkisini de genişletmeyi istiyor. Ancak iki taraf gelecekte birlikte yaşamayı birbirlerine karşı mücadele ederek şekillendiremeyeceklerini kabul ederlerse hedefe daha uygun olur."

Badische Zeitung'un aynı konudaki yorumunda ise Almanya'nın rolüne dikkat çekiliyor:  

"Almanya da bir ikilemle karşı karşıya. Kürtler Alman silahlarıyla Irak askerlerine ateş edebilir. IŞİD tehdidinin çok yoğun olduğu bir dönemde alınmış askeri yardım kararı otomatikman yanlış denemez. Ancak şu an var olan çatışmayı engellemek için her şeyin yapılmış olup olmadığı sorusu da sorulmak zorunda."

Alman gazetelerinin yer verdiği bir başka konu ise Katalonya ile Madrid yönetimi arasındaki siyasi gerginlik. İspanyol hükümeti Katalonya'ya bağımsızlık konusundaki tutumuna nihai olarak açıklık getirmesi için Perşembe gününe kadar süre tanıdı.

Magdeburg'da yayımlanan Volkstimme gelişmeleri şöyle değerlendiriyor:

"Katalonya Özerk Yönetimi lideri, İspanya Başbakanı Mariano Rajoy'un verdiği ültimatoma uysal bir yanıt vererek zaman kazanmaya çalışıyor. Madrid'in tanıdığı üç günlük süre Katalonya'nın atağının öyle ya da böyle yeni seçimlerle sonuçlanacağı gerçeğini değiştirmiyor. Katalonya Özerk Yönetimi Başkanı Puigdemont yine kapalı bir açıklama yapar ya da Madrid'e hiç yanıt vermezse, İspanya Başbakanı Rajoy bunu bağımsızlığın ilanı olarak değerlendirecek. Ve ardından otomatik olarak Anayasa'nın 155. maddesi uyarınca özerk yönetim feshedilerek yeniden seçimlere gidilecek. Katalan lider ancak açıkça ifade edilmemiş olan bağımsızlık ilanına mesafeli yaklaşırsa bunu engelleyebilir. Bu zaten sallantıda olan Barcelona'daki hükümetin sonu olur. Yani bu da yeniden seçimlere gidilmesi anlamına gelir. Bu durum taktiksel açıdan yakışıksız davranan Puigdemont'un Katalonya'nın bağımsızlık rüyasını nasıl çıkmaz sokağa sürüklediğini gösteriyor."

(Kaynak: Deutsche Welle Türkçe)