Radikal gazetesi yazarı Cengiz Çandar, bugünkü yazısında Başbakan Erdoğan'ın 17 Aralık'ta aslında bir darbe yaptığını ve bu darbenin de Fransa'da daha sonra kendini imparator ilan ettiren Napoleon Bonaparte'ın yaptığı gibi bir darbe olduğunu ileri sürdü.

İşte Çandar'ın yazısından çarpıcı bir bölüm:

NAPOLÉON’UN 18 BRUMAİRE’İ, ERDOĞAN’IN 17 ARALIK’I

General Napoléon Bonaparte, Fransız Cumhuriyetçi Takvimi’ne göre VIII. Yılın 18 Brumaire günü (yani 9 Kasım 1799) 'darbe' yaptı ve kendisini Fransa’nın Birinci Konsülü olarak ilan etti.

O gün, tarihçilere göre Fransız Devrimi’nin sona erdiği gündür.

Yeğeni, Louis-Napoléon Bonaparte, Fransız Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı idi. Doğrudan halk oyuyla seçilen ilk Fransa cumhurbaşkanı.

Ne var ki ikinci kez seçilmesinin önüne anayasa ve parlamento engeli çıkınca, bir 'darbe' düzenledi ve 2 Aralık 1852’de, amcasının taç giyme töreninin kırk sekizinci yıldönümünde o da taç giyerek Napoléon III unvanı ile 'Fransız İmparatorluğu'nun 'imparatoru' oldu.

Louis Napoléon ya da Napoléon III’ten yüzyılı aşkın süre sonra, Recep Tayyip Erdoğan 'Türkiye’nin doğrudan halk tarafından seçilmiş ilk cumhurbaşkanı' olmak istedi. 2013 yılının ilk yarısına kadar bu amacına ulaşmasına kesin gözüyle bakıldı. Yılın ikinci yarısıyla (Gezi sonrası) bu amacına ulaşması kuşkulu hale geldi. Ve Tayyip Erdoğan, 'yolsuzluklar'ın ortaya saçılmasıyla birlikte, bu amacına ulaşmasının imkânsızlaşacağı 17 Aralık 2013’ten sonra harekete geçti. O günden itibaren, Türkiye’yi bir 'polis devleti'ne çevirmek için uygun adım ilerliyor.

Karl Marx, kendi yaşam süresi sırasında Fransa’da yaşanan gelişmeyi 'Louis Bonaparte’ın 18. Brumaire’i' isimli kitapla anlatmış ve analiz etmişti. Çok muhtemeldir ki tarih, 17 Aralık 2013 tarihini 'paralel devletin tasfiyesi'nin başladığı süreç veya 'Tayyip Erdoğan’ın kendisine karşı ‘darbe’yi önleme tarihi' olarak kaydetmekten ziyade, 'Tayyip Erdoğan’ın sivil darbesi' olarak kayda geçirecektir.

17 Aralık’tan bu yana olanları arka arkaya sıralamak –İnternet ve HSYK yasaları- bu değerlendirmenin, elle tutulur, somut kanıtları halindedir. Son olarak Türkiye’yi bir 'Muhaberat Devleti'ne dönüştürecek, her türlü kurumu ve bireyi Milli İstihbarat Teşkilatı’na 'online hale getirecek' hükümler içeren MİT yasa tasarısı, 'Tayyip Erdoğan’ın sivil darbesi'nin 'istinat duvarları' olarak tarih sicilinde yer bulacaktır.

Fransa’da 19. yüzyılda ülkenin 'seçilmiş ilk cumhurbaşkanı' Louis Bonaparte ile Türkiye’de 21. yüzyılda ülkenin 'seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olmak isteyen' Tayyip Erdoğan arasındaki 'ortak payda', her ikisinin de iktidardayken 'sivil darbe' yapmış olmalarıdır.