Pembe Hayat Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Travesti ve Trans (LGBTT) Dayanışma Derneği’nin düzenlediği Pembe Hayat KuirFest dördüncü kez sinemaseverlerle buluşuyor.

Ankara’da 15-22 Ocak tarihleri arasında gerçekleşecek festival, Başka Sinema ev sahipliğiyle 23-25 Ocak’ta ilk defa İstanbul’a uğrayacak.

Açılış törenini oyuncu-trans-aktivist Ayta Sözeri’nin sunacağı bu yılki festival, verdikleri özgürlük ve eşit hak mücadelesiyle kendilerine ilham verenlere, bu mücadelede hayatını kaybedenlere, özellikle de 16 Aralık günü hayatını kaybeden Pembe Hayat üyesi Ayda Yıldırım’a ithaf edildi.
Festivalin bu yılki mekânları Ankara’da Büyülü Fener Kızılay Sineması, Tayfa Kitapkafe ve Mek’an Sahne; İstanbul’da ise Beyoğlu Pera Sineması, Kadıköy Moda Sahnesi ve İstanbul Modern Sinema.

Festivalde neler var?

Programında Berlin, Cannes, Venedik, Tribeca ve Sundance gibi önemli festivallerde de gösterilmiş 50’den fazla filme yer veren 4. KuirFest; dayanışma, direniş, trans ebeveynlik, büyüme/keşfetme, spor ve aşk gibi temaları mercek altına alıyor.

Onur / Pride

Seçkide en dikkat çeken filmse, aynı zamanda festivalin açılışını da yapacak olan Onur (Pride). Cannes Film Festivali’nde Kuir Palmiye ödülüne layık görülen ve geçtiğimiz ay Komedi/Müzikal kategorisinde En İyi Film dalında Altın Küre’ye aday gösterilen Onur, İstanbul Film Festivali’nin katkılarıyla Türkiye’de ilk kez KuirFest’te gösterilecek.

İngiliz Bağımsız Film Ödülleri’nden de En İyi Film, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ve En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dallarında ödüller alan Matthew Warchus imzalı Onur‘un KuirFest’teki gösterimi, ülkemizde taşeronlaşma, yetersiz çalışma koşulları ve ihmaller sebebiyle hayatını kaybeden maden işçilerine, aynı zamanda homofobi ve transfobi yüzünden kaybettiğimiz bütün LGBTQ bireylerin anısına gerçekleştiriyor.
Onur, Thatcher iktidarının en sert ve acımasız olduğu dönemlerde, 1984 yılında geçiyor ve gerçek bir hikâye anlatıyor. Londra’daki bir grup gey ve lezbiyen, ortak bir kaderi paylaştıklarını düşündükleri grevdeki madencilere bir yardım kampanyasıyla destek olmasını anlatıyor.
Onur‘da hikâyesi anlatılan karakterlerden, Lezbiyen ve Geyler Madencilerle Dayanışıyor üyesi Gethin Roberts da konuk olarak KuirFest’e katılacak.

Özel etkinlik

Festival Onur gösterimiyle ilişkili özel bir etkinlik çerçevesinde, iki önemli belgeseli de izleyiciyle buluşturacak. 1983 yılında Britanya Film Enstitüsü tarafından En İyi Belgesel unvanına layık görüşmüş, Genç Gey ve Lezbiyen Video Projesi gönüllülerinin yaptığı Framed Youth: The Revenge of the Teenage Perverts bunlardan ilki. Lezbiyen ve Geyler Madencilerle Dayanışıyor aktivistlerinin kendi görüntülerinden oluşturdukları All Out! Dancing in Dulais ise diğeri. Bu gösterimin ardından, All Out! Dancing in Dulaisekibinden Nicola Field’in ve Gethin Roberts’ın katılımıyla, bu önemli dayanışma örneği üzerine bir panel de düzenlenecek.

Futuro Plajı / Praia do Futuro

Festival programında öne çıkan bir diğer filmse, ilk gösterimi 2014 Berlin Film Festivali’nde ana yarışmada gerçekleşen Futuro Plajı(Praia do Futuro). Madame Satã ile hatırlayabileceğiniz Karim Aïnouz’un yönettiği film, Alman bir turist ile Brezilyalı bir cankurtaranın, -filme de adını veren- Futuro Plajı’nda başlayıp Berlin’e uzanan aşk hikâyesini anlatıyor.

52 Salı, Atlantida ve Kızlar Çetesi

Yine geçtiğimiz yıl Berlinale’de gösterilen ve Generation 14plus bölümünde En İyi Film ödülüne layık görülen Avustralya yapımı 52 Salı(52 Tuesdays) de KuirFest’in programında yer almakta. Film, 16 yaşındaki genç bir kız ve cinsiyet inşa sürecindeki annesinin bir yılını anlatıyor. Senaryoda eşit ağırlığa sahip bu iki ana karakter aracılığıyla 52 Salı, hem ergen cinselliğine hem de trans bir erkeğin değişim sürecine cesur ve detaylı bir bakış atma fırsatı buluyor.

Arjantin yapımı Atlantida ise iki kız kardeşin, yetişkinlerin dünyasından koparak yaşadıkları ufak bir kaçamak aracılığıyla yine ergen cinselliğine eğilen, lezbiyen temalı bir gençlik filmi. Atlantida‘nın ilk gösterimi de Berlin Film Festivali’nde Generation 14plus bölümünde gerçekleşmişti. Inés María Barrionuevo’nun bu ilk uzun metrajlı filmi Queer Lisboa Film Festivali’nde de Mansiyon ödülüne layık görüldü.
Bir diğer filmse Kızlar Çetesi (Bande de filles). Festival takipçilerinin Nilüferler (Naissance des pieuvres) ve Tomboy ile tanıdıkları Céline Sciamma’nın imzasını taşıyan Bande de filles, Cannes’da Yönetmenlerin 15 Günü bölümüne açılış filmi olarak seçilmiş ve yıl sonunda da Avrupa Parlamentosu’nun verdiği Lux Prize’a aday gösterilmişti. Film, Fransa’daki etnik ve sınıfsal ayrımcılığa da eğilerek bir büyüme hikâyesi anlatıyor.

Türkiye sineması

KuirFest’in bu yılki programındaki önemli bir keşifse Türkiye sinemasından geliyor. Canan Gerede’nin 1990 yapımı ilk uzun metraj filmi Robert’ın Filmi (Robert’s Movie), uzun bir aradan sonra ilk kez seyirciyle buluşacak. Canan Gerede filmin gösterimine de konuk olarak katılacak.
Festival her sene olduğu gibi yurtdışındaki festivallerden programcıları da konuk etmeye devam ediyor. Atina Avant-Garde Film Festivali’nden Nina Veligradi ve Queer Lisboa’dan Ana David, KuirFest için hazırladıkları programlarla Ankara ve İstanbul’da olacaklar.
Bunun dışında; Rotterdam’dan Kaplan Ödülü ile dönen İnceldiği Yerden Kopsun‘un (Nånting måste gå sönder) yönetmeni Ester Martin Bergsmark, ilk gösterimi Cannes’da Belirli Bir Bakış bölümünde gerçekleşen Xenia‘nın yönetmeni Panos H. Koutras, Tribeca Film Festivali’nde En İyi Belgesel ödülü için yarışan Mala Mala‘nın yönetmenlerinden Dan Sickles,Lesbian Avengers Eating Fire belgeseline adını veren kolektifin kurucusu aktivist, yazar ve sanatçı Kelly Cogswell, kısa filmlerinin toplu gösterimiyle Daniel McIntyre ve ödüllü kısa filmi Kırık Beyaz Laleler (Off-White Tulips) ile Aykan Safoğlu 4. KuirFest’in bu yıl ağırlayacağı isimler arasında.