Hrant Kasparyan / Demokrat Haber

Ankara Düşünceye Özgürlük Girişimi (ADÖG), polisin şiddet uygulayarak saldırdığı ve İstanbul’da 13. kez düzenlenmesi öngörülen LGBTİ Onur Yürüyüşü’ne devlet eliyle engel olunmasına tepki gösterdi.

İstanbul’da on yılı aşkın bir süredir yapılan ve geçen yıl da Ramazan ayına denk gelmesine rağmen on binlerce kişinin katılımıyla İstanbul Taksim’de yapılan Onur Yürüyüşü hakkında bu yıl İstanbul Valiliği’nin “izin vermediğini” öne süren polisin LGBTİ bireylere ve Onur Yürüyüşü’ne katılmak isteyen yurttaşlara saldırmasını eleştiren ADÖG, Anayasa’nın ihlal edildiğine dikkat çekti.

Aralarında Prof. Dr. Baskın Oran, Dr. Fikret Başkaya, Dr. İsmail Beşikçi ve araştırmacı yazar Sait Çetinoğlu’nun da bulunduğu ADÖG, konuya ilişkin olarak yayımladığı açıklamasında, Onur Yürüyüşü’ne engel olunmasıyla, Türkiye’nin dini kurallarla yönetildiğinin bir kez daha açığa çıktığını ifade etti.

AKP hükümetinin, “darbe çekincesi” adı altında, kendi istemediği hiçbir şeye izin vermediğini vurgulayan ADÖG açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

Erdoğan ve partisi AKP, dünyanın en barışçı olaylarından biri olan Gezi’yi “Darbe yapmak istediler” deyip biber gazına, TOMA saldırılarına ve plastik kurşunlara boğdurmuştu.

Ardından, aynen şunu söyleyerek, ekmek almaya giden çocukların ve gençlerin dayakla ve gerçek kurşunlarla öldürülmesine yol açmıştı: “Esnaf gerektiğinde polistir, askerdir, alperendir, mahallenin bekçisidir.”

Erdoğan ve partisi AKP, aynı “darbe” gerekçesini 17-25 Aralık rezaletlerinin üstünü kapatmak için kullanmış, her olaya joker bir “paralel” terimini paranoya literatürümüze hediye etmişti.

Şimdi de İstanbul Valisi’ne, “Ramazan’da bu yürüyüş olmaz” dedirtildi. Türkiye Cumhuriyeti’nin (TC) İslam dini kurallarıyla yönetildiği bir kere daha ilan edilerek, 2. maddesinde TC’yi laik ilan eden Anayasa bir kere daha ihlal edildi. Erdoğan ve partisi AKP, bu anayasa ihlallerinin fiyatını bağımsız yargı önünde eninde sonunda ödemeye hazır vaziyette beklemelidir.

13. Onur Yürüyüşü’ne hazırlanan LGBTİ’ler de mi darbe yapacaktı, da boyalı top mermisine tutuldular? İktidar kavgasıyla ilgisi olmayan, kimseye zarar vermeden kendi hayatlarını yaşamaktan başka bir şey istemeyen bu farklı cinsel eğilimdeki vatandaşlara yapılanlar, Erdoğan ve partisi AKP’nin derdinin darbeden korkmak falan değil, kendi istemedikleri hiçbir şeye izin vermemek olduğunu açıkça göstermiştir.

Erdoğan ve partisi AKP bunu sürdüremez. Ya Türkiye batacaktır, yahut bu zihniyet. Başka alternatif yoktur. Çünkü, “Şaban’la Recep’in aşkına Ramazan engel olamaz” gibi esprili bir pankartı “Üç Aylara hakaret” ilan edebilen bir zihniyet, insanları Müslümanlıktan da soğutarak kendi kendini tüketmektedir.”