“Kürtler Ne İstiyor?”, İletişim Yayınlarından yeni çıkan bir kitap. Kitabın isminin ironi barındırdığı yazarlarınca belirtilmiş. Malum bu soruyu soranların asıl demek istediği Kürtlerin daha ne istediğidir. Fakat araştırmayı yapanlar yoğun bir emekle ve ciddiyetle bu sorunun peşine düşmüş ve oldukça kapsamlı ve faydalı bir çalışmaya imza atmışlar. Kitap, başında Mesut Yeğen, Uğraş Ulaş Tol ve Mehmet Ali Çalışkan’ın bulunduğu bir ekip tarafından Mayıs 2013-Mayıs 2015 tarihleri arasında gerçekleştirilen saha çalışmasının bir raporu niteliğinde. Adıyaman, Ağrı, Bingöl, Batman, Diyarbakır, Hakkâri, Kars, Mardin, Şanlıurfa, Şırnak, Tunceli ve Van’dan oluşan toplam 12 ilde hem kanaat önderleriyle derinlemesine görüşmeler hem de 1918 seçmenle yapılmış olan anketlere dayanıyor çalışma. Sonuçların farklı etnik, mezhep, cinsiyet ve yaş bağlamında değerlendirilmiş olması birçok açıdan zihin açıcı olmuş.

Etnisite
Kitaba ismini veren “Kürtler ne istiyor?” sorusu, cevabı en çok merak edilenlerden. Ama önce Kürt nüfusuna dair verilere bakmakta fayda var. 1935’ten itibaren yapılmış olan anadil bilgilerini de içeren nüfus sayımları ve KONDA, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü gibi bazı kurumların yapmış olduğu araştırmaların sonuçları irdelenmiş kitapta. Kabaca 1935’lerde anadilim Kürtçe diyenlerin oranı %9-10’larda iken bugün %18’lerde görünüyor. Bu artış hem Kürt nüfus artış yoğunluğunun hem de Kürtlerin bugün itibariyle kendilerini daha rahat ifade ediyor oluşunun sonucu görünüyor. Bu oranlar da Kürt nüfusunun 12-15 milyon arasında olduğunu ortaya koyuyor. Araştırmanın yapıldığı bölgede ise oranlar şu şekildedir: Kürt %72.9, Zaza %12.8, Türk %8.9, Arap %4.6, Diğer %0.8. Kürtlerin 2/3’ü ise düşünülenin aksine bölgede yaşıyor.

Dil
Dil Meselesi ise asimilasyonu da içeren daha karmaşık bir duruma işaret ediyor. Kürtler anadillerini %92.1 oranında Kürtçe olarak belirtmişken %6.4 oranında Kürt anadilini Türkçe olarak belirtmiştir. İlginç bir şekilde bölgedeki Türklerin de %3.1 anadilini Kürtçe olarak belirtmiştir. Yani Kürtler Türklüğe asimile olduğu gibi az da olsa Türkler de Kürtlüğe asimile olmaktadır. Tabi eğitim ve pazar dilinin Türkçe olması makası gelecekte de Kürtler-Kürtçe aleyhine açmaktadır. Örneğin Kürtlerin evde Kürtçe konuşma oranı %75 ve Zazaların Zazaca konuşma oranı %58’dir. Yine Kürt seçmenlerin %80’i iyi düzeyde Kürtçe konuştuğunu belirtirken çocuklarında bu oran %55’dir. Zazaca’da bu oran daha da düşmektedir (%33.3). Veriler, eğitim ve ekonomik durum arttıkça Kürtçe konuşma oranının da düştüğünü göstermektedir.

Devlet yapısı
“Kürtler ne istiyor?” sorusunun sonuçları çarpıcı. Veya şu ana kadar duymadığımız için öyle. Seçmenlere bağımsızlığı, federalizmi, demokratik özerkliği, yerel yönetimlerin güçlendirilmesini isteyip istemedikleri tek tek sorulmuş. Kısmen kafa karıştırıcı olsa da seçmenlerin kendilerini nasıl tanımladıkları üzerinden Kürt, Zaza, Türk, Arap, Alevi ayrımı yapılmış kitapta. Bu durumda Zazalardan kasıt Sünni Zazalar olmalı. Bu dağılıma göre Kürtlerin %65’i bağımsızlık istediğini belirtmiş. Türk ve Arap dahil edildiğinde bile bu oran %49.9’da görünüyor. Federalizm için bu oran daha da fazla.

HDP’nin de savunusunu yaptığı demokratik özerkliği ise Kürtlerin  %75’i, Alevilerin  %82’si, Zazaların % 62’si destekliyor.  Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ise Kürt, Alevi ve Zazalarca %85-90 oranında kabul görüyor.

Kürt kimliğinin anayasada tanınması ve Kürtçe anadilde eğitim isteği oranı ise %90’ların üzerinde. Yine Kürtlerin %80’inden fazlası PKK’li hükümlüler ve Öcalan’ın serbest bırakılmasını, PKK’ye yasal siyasete katılma imkânı verilmesini ve seçim barajının kaldırılmasını istemekte. Kanımca bu sonuçlar aynı zamanda bu tarz araştırmaların neden yapılmadığını, yapılanların sonuçlarının ise kamuoyuna neden açıklanmadığını (Kitaptan TEPAV’ın 2013 yılında bu yönde bir araştırma yaptığını ama sonucunun kamuoyuyla paylaşılmadığını da öğreniyoruz), en önemlisi de referandumun neden gündeme dahi getirilmediğini açıkça ortaya koyuyor.

Seçimler
Önemli sorulardan biri de her seçimde temsil tartışmasına da neden olan bölgede kimin kime oy verdiğidir. Yıl yıl seçim sonuçları değerlendirildiğinde 1965 seçimiyle bölgenin Türkiye’nin batısından ayrışan tercihi kimi nüfuz sahibi Kürtlerin yer aldığı Yeni Türkiye Partisi-YTP’in bölgede aldığı yüksek oy oranı (%17.8) ile görülüyor. Ama Kürtler açık kimlikleri ile ilk kez 1978-1979 yıllarındaki yerel seçimlere bazı il ve ilçelerde bağımsız adaylarla katıldılar. 1978’de Diyarbakır’da Özgürlük Yolu adayı Mehdi Zana, 1979’da Ağrı’da yine Özgürlük Yolu adayı Orhan Alpaslan ve aynı yıl Batman’da PKK adayı Edip Solmaz seçimlere bağımsız olarak girip belediye başkanlıklarını kazandılar. 1991’de legal Kürt partisi HEP’in ortaya çıkmasıyla bundan sonraki tüm seçimlerde Kürt rengi kendini belirgin şekilde gösterdi.

2007’ye gelindiğinde ise tablo BDP/HDP ve AKP’nin oyların çoğunu aldığı diğer partilerin ise sönümlendiği bir hal aldı. 2015’te HDP ve AKP’nin toplam oy oranı %90’ı buldu. Peki kim HDP’ye, kim AKP’ye oy veriyor? Veriler kabaca Kürt, Şafii ve Alevilerin çoğunlukla HDP’ye; (Sünni)Zaza, Arap, Türk ve Hanefilerin ise AKP’ye oy verdiğini gösteriyor. HDP bölgedeki Türk ve Araplardan neredeyse hiç oy almamaktadır (sırasıyla %2.5, %3.5). HDP yeni seçmenlerden, gençlerden, eğitimlilerden, düşük gelirlilerden, erkeklerden, çatışmalardan zarar görenlerden, sembolik dindarlardan, laiklerden daha fazla oy alırken AKP yaşlılardan, kadınlardan, eğitimsizlerden, yüksek gelirlilerden, zarar görmemişlerden, mutaassıp dindarlardan daha fazla oy almaktadır. Ama kadınlar konusunda genel olarak AKP öndeyken genç ve düşük gelirli kadın oranında HDP öndedir. Orta düzey dindarlarda da HDP az farkla AKP’den daha fazla oy almaktadır. Bu oranlar aynı zamanda HDP-AKP yarışının HDP lehine gittikçe açıldığını da göstermektedir.

Din-Mezhep
Mezhepsel olarak Kürt ve Zazaların çoğu (%70 üstü) Şafii, Türkler ve Arapların büyük çoğunluğu Hanefidir. Bölgedeki Alevilerin oranı ise %4.7’dir. Zazaların ise %15’e yakını Alevidir. Bölge halkı genel olarak dindardır (7.3/10). Mutaassıp dindarlar %39, orta düzey dindarlar ise %50 civarındadır. Laiklerin oranı sadece %6.7’dir. Hanelerin %92’sinde en az bir kadın başörtülüdür. Namaz kılma oranı %74.6’dır. Seçmenlerin %82.7’si oruç tutar, %65.4’ü düzenli olarak Cuma Namazına gider. Etnik kimlikler baz alındığında Araplar ve Zazalar Kürt ve Türklere göre daha dindardır ama oranlar arasında belirgin bir fark yoktur. Bu oranlar yaşam tarzına da yansımaktadır. HDP seçmeni arasında seküler bir anlayış kısmen yer edinmiş görünse de HDP’li seçmenlerin de büyük kısmı muhafazakardır. Örneğin içkili yerde yemeği tercih etmem oranı HDP’lilerde %55’dir (AKP %75). Yine kız-erkek öğrencilerin aynı evde kalmasını HDP’lilerin %65’i istememektedir (AKP %90). Farklı olarak HDP’li seçmenlerin %65’i zorunlu din derslerinin kaldırılmasını istemektedir.

Sosyo-ekonomik durum
Kürtlerin %33.4’ü bir aşirete mensup olduğunu belirtse de aşiretlerin oy tercihi veya ekonomik hayata etkisi sınırlıdır. Aşirete mensup olanların %73’ü oy vermede, %84’ü ekonomik hayatlarına aşiretlerinin etkisinin olmadığını belirtmiştir. Eğitim ve gelir durumu düşünüldüğünde ise en altta Kürtler, sonra Araplar, Zazalar ve en üstte Türklerin olduğu bir etnik hiyerarşi söz konusudur.

Seçmenlerin Beğeni ve Beklentileri
Beğeniler ve beklentiler konusunda AKP genel olarak eğitim, sağlık vb. hizmet konularında beğeni toplarken HDP Kürt kimliğini sahiplenme konusunda beğenilmektedir. Beklentiler de yine bu doğrultudadır. AKP’den hizmet konusunda beklenti varken HDP’den Kürt kimliğini sahiplenme konusunda bir beklenti vardır. HDPlilerin %45’i HDP’nin daha dindar, %40’ı daha fazla Kürt partisi, %76’sı daha fazla Türkiye’ye açılmasını beklerken %3.8’i daha az dindar, 7.4’ü daha az Kürt partisi ve bölge partisi olmasını istemektedir. Görüldüğü üzere HDP seçmeni Türkiyelileşmeyi batı kamuoyunun okuduğu gibi okumamaktadır. HDPliler Türkiyelileşmeyi Kürtlükten vazgeçmek olarak okumamaktadır. Yine HDPliler partilerinden daha sert bir muhalefet de beklemektedir.

Kürt-Türk Evliliği
Son olarak bu araştırmada sorulmamış ama önceki çalışmalardan hareketle kitapta kısaca ele alınmış dikkat çekici bir veriye bakmakta fayda var. Kürt-Türk evlilik oranı düşünüldüğü gibi yüksek değildir. Genel olarak %3’lerde olmakla beraber bu oran son yıllarda daha da düşmektedir. Daha çarpıcı boyutu ise evliliklerdeki Türk erkek-Kürt kadın oranı %6.6 iken Kürt erkek-Türk kadın oranı %1.6’dır. Farklı etmenler söz konusu olmakla beraber kanımca bir yerde efendi-köle ilişkisini de konuşmamızı gerektiren bu oranlar başlı başına tartışılmayı hak ediyor.

***

Kürtler Ne İstiyor? (Kürdistan’da Etnik Kimlik, Dindarlık, Sınıf ve Seçimler)
Mesut Yeğen, Uğraş Ulaş Tol, Mehmet Ali Çalışkan
İletişim Yayınları
İstanbul-2016