Devlet denen o mendebur aygıt son derece soğuk, çıyan, gaddar ve barbar bir aygıttır!
Elimden gelse bütün devletleri tarumar eder, bütün orduları dağıtır, bütün meclisleri müze yapardım...
Bu, benim korkunç bir çaresizliğimdir!
Ancak bu muazzam arzum ve bu çıplak gerçeklik; benim, kendi topraklarında başka devletler tarafından ezilip katledilen bir ulusun devlet sahibi olma arzusuna karşı geleceğim anlamına da gelmez!
Hele onlar da bir devlet sahibi olsunlar, ondan sonra o devletin ezmeye girişeceği yığınlar benim derdim olacak, ondan sonra o devletin o çirkin adaletsiz yüzü benim derdim olacak, ondan sonra o devletin o çirkin ve soğuk ve adaletsiz yüzü benim tokatlarımdan nasibini alacak!
...

Devlet denen çirkin, yalancı, gaddar, barbar ve düzenbaz aygıta karşı duruşumu belirterek Kürtlerin devletleşme meselesine değinmek istiyorum...

...

Kürtler güneyde çoktandır devletleşmiş, bu fiili devlet Türkiye dahil bir sürü devlet ile resmi anlaşmalar da imzalamıştır, malumun ilanına karşı gelmek tarihin ileriye doğru akışına karşı çaresizce debelenmekten başka bir işgüzarlık değildir!
...
Tezkere hikayeleri ile yüksek perdeden ''izin vermezük'' diyenlerin kendileri de biliyor işin aslını, lakin kabartılmış damarların tansiyonunu düşürüyorlar!
...
Yarın Suriye'de de Kürtler fiili bir devlet sahibi olacaklar, bugün o temeller sağlamca atılıyor, Türkiye istediği kadar terör oluşumu olarak göstermeye yeltensin, istediği kadar Irak'ın, Suriye'nin toprak bütünlüğünü korumakla mükellef saysın kendisini, kendi ahalisini aldatmaktan başka bir işe yaramaz yaptıkları ve bu minvalde yapacakları!
...
Türkiye büyük bir devlet değildir, hiçbir zaman da büyük devlet olmadı, üzerine oturduğu temeller itibari ile küçülmeye mahkum bir devlettir!
Bugün kendi sınırları içinde yaşayan otuz milyon civarındaki Kürdün anadilini bile haram sayan bu sistemin güneydeki iki yüz bin Türkmen için veryansın etmesi de aptalca ve saçma sapandır!
...
Daha dün dava ortakları olan İS Türkmenleri kesip, Türkmen kadınlarını pazarlarda satar iken neredeydi o soydaşlık safsataları, sınır komşuları kelle alan barbarlar olunca neden sesleri çıkmazdı?
Elbet üstüne oturdukları hakim ulus ''Türklüğün'' hezeyanlarını tatmin etmek durumundadır sistem!
...
Bu çağda Kürtlerin devletleşmesinin önüne set çekebilmek artık namümkündür!
Üstelik antidemokratik Arap, Fars ve Türk devletlerinin sonsuza kadar Kürdistan'ı pay etmiş halde ayakta kalmaları mümkün değildir ve böyle bir beklenti doğası itibariyle eşyanın tabiatına aykırıdır!
...
Suriye'den sonra sıranın İran'a ve Türkiye'ye geleceği de aşikardır, (ve bu süreç Türkiye için, bizzat Türkiye devletinin kendi kurumları tarafından başlatılmıştır, Kürd karşıtlığı üzerinden ayakta kalınmaya çalışılarak...) yüz yıl öncesinin faşist ve ırkçı kodlamaları ile günümüzün gerçekliği karşısında Kürdü ve Kürdistan'ı yok sayarak, iç ederek bu devletlerin de mevcut halleri ile ayakta kalma gibi bir şansları yoktur!
...
Kürdistan'ın en büyük toprak parçasına hükmeden ve Kürdlerin en yoğun popülasyonunu barındıran Türkiye devletinin Kürtlerin devletleşmesi karşısında girişeceği her çaba kendi aleyhine olmaktadır, olacaktır.
...
Türkiye'nin kendi selameti için yapması gereken tek şey ''Kürt kazanmasın da ne olursa olsun'' gibi sakat, çürümüş ve arkaik bir yaklaşımdan derhal vazgeçip Kürtlerin varlığı ve toprağı ile barışarak büyümeyi hedeflemektir!
Ama ne yazık ki Türkiye devletinin yaptığı, yapmakta olduğu ve yapacağı da bütünüyle tarihin akışına karşı anlamsız bir biçimde debelenmektir!
...
Bu arada güneydeki referandumu gayri meşru, yasa dışı ilan etmek girişimleri de son derece absürttür, en az ÖDP ve TKP gibi devrimci ve komünist geçinen absürt partilerin ne kadar Kemalist olduklarını ilan etmeleri kadar da trajik ve komiktir!