İstanbul - Geçen hafta Fransa’nın en seçkin nişanıyla ödüllendirilen dünyaca ünlü yazar Yaşar Kemal, bugün kendisine verilen bir fahri doktora töreninde KCK adı altında yürütülen siyasi operasyonlara tepki göstererek, "Ben politikacılara güvenmiyorum, yarın belki seni de içeri atarlar, beni atarlar mı bilmiyorum" dedi.

Bugün Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin Yaşar Kemal'e fahri doktora ödülü verdi. Üniversite Senatosu oy birliğiyle aldığı kararında, "60 yıllık sanat yaşamında, ülkemiz kültür ve sanatına yaptığı katkılardan ötürü fahri doktora verilmesini MSGSÜ Senatosu 2011 yılında oybirliğiyle kabul etmiştir” dedi.

Ünlü yazar fahri doktorasını sunmak için bugün üniversitenin Sedad Hakkı Eldem Oditoryumu'nda düzenlenen törende bir konuşma yapan Rektör Prof. Dr. Yalçın Karayağız, Yaşar Kemal'in çok yönlü sanat yaşamına dikkat çekti. Karayağız, Yaşar Kemal'in yazarlık ve şairliğin yanı sıra, resim ve heykelcilik yaptığını da hatırlattı.

ŞİİRSELLİKLE POLİTİKA ARASINDA BİR YAZAR

Rektör'ün konuşmasının ardından, Osman Okkan tarafından hazırlanan "Yaşar Kemal: Şiirsellik ve Politika Arasında" belgeselinin gösterimi yapıldı. Belgesel, Yaşar Kemal'in hem edebi kimliği ve edebi eserlerini hem de barış ve insan hakları mücadelesinde tuttuğu yeri beyazperdeye yansıtıyor.

Gösterimin ardından söz alan Doğan Hızlan, "Bir eleştirmen olarak şikayetçiyim. Ne yazdıysam eksik kaldı. İyi yazarları her okuduğunuzda yeni şeyler keşfedersiniz" dedi.

PEN BAŞKANI GÖZALTILARI KINADI

PEN Türkiye Başkanı Tarık Günersel, "Yaşar Kemal, dahi bir yazar-şair olmanın ötesinde bütün zulümlere, haksızlıklara direnen umutlu duruşuyla hepimize umut vermektedir" dedi.

Tutuklu gazeteci ve yazarlara dikkat çeken Günersel, dünya çapında 650 tutuklu gazeteci olduğunu, bunların 66'sının Türkiye'de bulunduğunu hatırlattı. Günersel, aralarında Arzu Demir'in de olduğu gazetecilere yönelik gözaltıları da kınadı.

Zeki Coşkun ise '68 kuşağının her ülkede farklı önderler bulduğunu belirterek, Che'yi ve Sartre'yi örnek gösterdi. Coşkun, Yaşar Kemal'in roman kahramanı İnce Memed'in Türkiye'deki '68 hareketine önderlik ettiğini ifade etti.

Fahri doktora belgesini Rektör Prof. Dr. Yalçın Karayağız’ın elinden alan Yaşar Kemal, uzun süre ayakta alkışlandı. Kemal, konuşmasında, kuşağının idealistliğine vurgu yaparak şöyle dedi: "İnanan bir kuşaktık. Sanatçı güzel yapıtlarla dünyamızı zenginleştirecek, insanlık kültürüne bir şeyler katacak, kötülüklerle kellesini ortaya koyarak dövüşecek diye düşünürdük. İnatla acıların ve özlemlerin sesi olmaya çalıştık. Çoğumuz bedel ödedi. Biz Türk yazarlarıyız. Öyle bir devlet kuruldu ki Türkiye'de, yazarları öldürmüyorlar süründürüyorlar. Benim ömrüm hapisler, zulümler, açlıklar, yoksulluklarla geçti."

Yaşar Kemal, gözaltılara da tepki gösterdi, "Ben politikacılara güvenmiyorum, yarın belki seni de içeri atarlar, beni atarlar mı bilmiyorum" diye konuştu.

Yaşar Kemal, sözlerini Pir Sultan Abdal'dan bir beyitle sonlandırdı: "Yemen'de öte bir yerde/ düldül hala savaştadır."

FRANSA’NIN EN SEÇKİN ÖDÜLÜ DE YAŞAR KEMAL’E VERİLDİ

17 Aralık günü Yaşar Kemal'e Fransa'nın en seçkin nişanı “Légion d'Honneur” ödülü İstanbul’daki Fransız Sarayı’nda düzenlenen bir törenle verilmişti.

1983 yılında "Commandeur" (Kumandan) olarak ödüllendirilen Yaşar Kemal, bu kez nadir insanların yer aldığı "Grand Officier" (Büyük Subay) mertebesinde çıkarıldı. Yaşar Kemal, tören sırasındaki konuşmasında, "Özgürlük, eşitlik ve kardeşlik tüm insanlığın ortak özlemidir" diyerek, "Bir çok sanatçı gibi ben de dünyayı güzellik kurtaracak diyorum. Ama bakıyorum yanım yörem cehennem" ifadelerini kullanmıştı. Kemal, "Kimi ülkelerde kan gövdeyi götürüyor, insanoğlu en büyük utancı olan savaşlar sürüp gidiyor. Gene ondan daha büyük utanç olan açlık da sürüp gidiyor. İnsanın insanı aşağılaması, insanın insanı sömürmesi sürüp gidiyor” diye belirtmişti.

Kemal, "Sanat, gerçek sanat zulmün, şiddetin, tüketici oburluğun, insanca olmayan her davranışın karşısındadır. Çünkü bana göre ne olursa olsun her biçim sanatın birinci işi başkaldırıdır. Sanat insanları yalana, zulme, bitip tükenmeyen anlamsız savaşlara bütün kötülüklere karşı uyarır" şeklinde konuşmuştu. Umudu insanoğlunun sahip olduğu en büyük değer olarak tanımlayan Kemal, "Ben hep umudun türküsünü söylemeye çalıştım" diye eklemişti. ( ANF )