AMSTERDAM - “Hitler’i anlıyorum” dedi, festivalden kovuldu. Ailesindeki Alman kökleriyle ilgili söylediği sözleri yüzünden 64. Cannes Film Festivali’nde film izlemesi bile yasaklanan 'istenmeyen adam' Danimarkalı yönetmen Lars Von Trier, çıkışıyla Mel Gibson’a benzetiliyor. Tepkileri Fransızların Yahudi yarasına bağlayan Trier ise “Herkesin içinde küçük Naziler var” dedi.

64. Cannes Film Festivali, tarihinde ilk kez yaşanmış sıra dışı bir olayla başladı. ''Melankoli'' adlı filme festivale katılan Danimarkalı yönetmen Lars Von Trier basın toplantısı sırasında ailesinin kökeniyle ilgili bir soruya “Yahudi olmak istiyordum. Ancak ailem Alman olduğu için gerçekte bir Nazi’ydim. Hitler'i anlıyorum. İyi biri değildi. Fakat onu anlıyorum ve ona bir parça sempati besliyorum” yanıtını vermişti.

2000 yılında Altın Palmiye ödülünü alan Trier’in bu sözleri başına bela oldu. Ünlü yönetmen ve oyuncu Mel Gibson’un alkolikken “Bütün savaşlar Yahudiler yüzünden çıktı” çıkışına benzetilen Trier’in özellikle “Yahudilere karşı değilim. Fakat İsrail kötü” ifadesi tepki topladı. Trier’in birçok kez özür dilemesini dikkate almayan Festival Komitesi onu "istenmeyen adam" ilan etti.

TRİER: FRANSIZLARIN YAHUDİ YARASI VAR

Altın Palmiye ödülü için yarışan filmler arasında yer alan "Melankoli" filmi ödül alsa bile Lars Von Trier, en fazla festivalin yapıldığı salona 100 metre kadar yaklaşabilecek. Alman basınına konuşan Trier Cannes’teki “acımasız kararın” ve aldığı tepkilerin Fransızların Yahudi katliamında Hitler’e verdiği destek yüzünden kaynaklandığını savundu. ‘Olaylı yönetmen’ Trier’in Spiegel ve Stern dergilerine verdiği demeçlerden çarpıcı bazı bölümler:

* Cannes’te ‘istenmeyen kişi’ ilan edildiniz? Ne diyorsunuz?

- Grur duyuyorum. Hayatımda ilk kez istenmeyen kişi ilan edildim ve bu durum bana tam uyuyor.

* Nasıl yani, karar sizi etkilemedi mi?

- Mutluyum. Çünkü festivale gitmek zorunda kalmayacağım. En iyisi zaten eve gitmek. Sadece karar üzerine şok oldum. Festivale saygılıyım, zaten başkanı Gilles Jacob da benim yakın arkadaşım. Ancak şimdi bana çok öfkeli.

* Fakat siz de “Evet, ben Nazi’yim” dediniz.

- Durun, size açıklayayım. İsmim ünlü Danimarka-Yahudi ismi. Aynı şekilde çocuklarım bu ismi taşıyor. Hayatımın yarısı Yahudi kökenlerimi araştırmakla geçti. Sonunda ‘baba’ dediğim kişinin benim gerçek babamın olmadığını öğrendim. Aynı şekilde Alman köklerimi de buldum. Her ne kadar saçma sapan olsa da Danimarkalılar argoda Almanlara ‘Nazi’ diyor. Yani Yahudi değilmişim; ‘Nazi’ymişim, başka bir ifadeyle meğer ben Alman’mışım.

“HİTLER’İN İÇİNDE KÜÇÜK İNSANLAR VARDI”

* Yahudi karşıtı ifadeler de kullandınız?

- İsrail’in Filistin politikasına karşıyım. Ancak ben Mel Gibson değilim. Gibson’un aksine bütün toplama kamplarını ziyaret ettim. Bana göre Yahudi katliamı insanlığın işlediği suçların en büyüğü. Tabii çok saf olduğum için bir Danimarkalı olarak bu konuyu açıkça konuşabileceğimi düşünmüştüm. Ancak söylediğim şeyler yanlıştı, tekrar özür diliyorum.

* Peki “Hitler’i anlıyorum” derken ne kast ettiniz?

- Hitler’i oynayan Bruno Ganz’ın “Çöküş” filmini izledikten sonra Hitler’in içindeki küçük insanları gördüm. Herkesin içinde küçük Nazilerin saklı olduğu gibi Hitler’in içinde de küçük insanları fark etmek bana acayip geldi. Ancak yine de çıkışım saf ve aptalcaydı. İngilizlerin dediği gibi “Kızartılmış patatesime işedim”.

* Artık kimse filminizden söz etmiyor.

- İnsanların filmden söz etmelerini sağlamak için hala uğraşıyorum (gülerek). Ancak kusura bakmayın kedimi anlatmam lazım. Teyzemin dediği gibi; Ellerini mürekkebin altında yıkayamazsın.

* Peki ‘'Melankoli’ye ne olacak?

- Tabii, olan filmime oldu. Bazı ülkeler satmaktan vazgeçti. Sponsorlar anlaşmaları iptal edecekler. Kısacası ekonomik olarak bana bir darbe vuracak. Belki gidip 8 Milimetre’yi çekmeliyim.

* Tekrar Cannes’e gidebilecek misiniz?

- Bu tamamen Cannes’e bağlı. Karar gereği şu an festivalin yapıldığı saraya 100 metreye kadar yanaşabilirim. Bakarsınız, belki Palmiye’yi kaparım.

ANF