SERDAR KORUCU / BirGün

AKP’nin açıkladığı ilk Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan Melih Gökçek, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nda 20. senesini 27 Mart’ta devirecek. Gözlerse üç gün sonrasındaki 30 Mart’taki seçimlerde. Bu seçimler Gökçek’in Ankara’yı yeniden yönetip yönetmeyeceğini belirleyecek.

Melih Gökçek, kazandığı seçimin ardından başkanlık koltuğuna oturduğu 1994’ten beri tartışmaları da beraberinde getirdi. Sadece siyasi polemiklerin de içinde olmadı Gökçek. Kültür-sanat alanında yaptıkları hem onu hem de üyesi olduğu partilerin ajandasına dair şüphe yarattı.

“TÜKÜRÜRÜM BÖYLE SANATIN İÇİNE”

Gökçek’in en bilinen çıkışını koltuğuna oturur oturmaz yaptı, ilk icraatı Altınpark’taki “Periler Ülkesi” heykelini kaldırmak oldu. Eser, bir başka heykeli 2011 yılında Başbakan Erdoğan tarafından "ucube" diye nitelendirilecek ve Kars belediyesi tarafından bir çırpıda ihale ettirilip yıktırılacak olan Mehmet Aksoy'a aitti.

Asya - Avrupa Bienali’nde birincilik ödülü alan heykel, Gökçek’e göre “orgazm”ı simgeliyordu, müstehcendi, kaldırılması gerekiyordu. Bunun için de düğmeye bastı. Kameralar karşısına geçerek “Tükürürüm ben böyle sanatın içine” deyip heykeli yerinden etti. Ancak yargı süreci Gökçek’ten değil sanatçıdan yana karar aldı. 2002’de sonuçlanan davada Ankara 3. Hukuk Mahkemesi heykelin yerine konmasına karar verdi. Belediyenin avukatları kararını temyiz ederek Yargıtay'a başvursa da sonuç değişmedi. Yüksek yargıdan 2005’te çıkan kararın ardından Gökçek “Kesinlikle tasvip etmiyorum. Ama mahkeme kararı var, yapacak bir şey yok" dedi ve “Periler Ülkesi” yeniden yerine konuldu. Gökçek tarafından kaldırılırken zarar gördükten ve 11 yıl boyunca depoda kaldıktan sonra tabii…

İTALYA’DAN DEPOYA: SU PERİLERİ HEYKELİ

Yıllar yılı depoda kalan tek “peri”li heykel Mehmet Aksoy’unki de olmadı. Genç cumhuriyetin getirdiği ilk heykellerden “Su Perileri” de benzer bir kaderi paylaştı.

Bir İtalyan heykeltıraş tarafından yapılan anıt, 1924 yılında Şehremini Asaf Bey tarafından önce Kızılay’a getirildi. Riyaseti Cumhur Senfoni Orkestrası yani bugünkü Cumhuriyet Senfoni Orkestrası, Mustafa Kemal Atatürk’ün de takip ettiği ilk konserlerini bu heykelin çevresinde verdi. Ancak zaman geçtikçe yeri değiştirildi. Son adresi Tandoğan Meydanı oldu, 1992 yılına kadar.

Ankaray inşaatı sırasında depoya kaldırılmak zorunda kalınan heykelden uzun yıllar haber alınamadı. Ne de olsa iktidar değişmiş, belediye başkanlığı koltuğuna 1994’ten itibaren Melih Gökçek gelmişti.

2001 yılında Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Milli Komite heykelin Atatürk Kültür Merkezi alanına yerleştirilmesini oy birliğiyle karara bağladı. Fakat bu da durumu değiştirmedi. Karara da uyulmayacaktı.

Heykelin kamuoyu tarafından hatırlanması ise 2008 yılında Hürriyet gazetesinin haberiyle oldu. Gökçek yönetimi tarafından bir depoda çürümeye terk edilmiş halde ortaya çıkarılan heykel için kollar sıvandı; bakanlık devreye girdi. Depoda beklerken zarar gören heykel, sanatçı Metin Yurdanur’un dört ay süren restorasyon çalışmalarının ardından yenilendi.

Ve sonunda 2010 yılında 18 yıllık depoda kalma sürecinin ardından dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın açılışı ile Cer Modern’in girişine konuldu. Ama akıllarda hep heykelin Gökçek tarafından müstehcen bulunduğu için depodan çıkartılmadığı iddiaları kaldı…

Heykelin kaldırıldığı Tandoğan Meydanı’nda ise bugün Kütahya porselenin çaydanlığı fincanına mütemadiyen “su döküyor”…

AKM BUGÜN BAŞKA 'LEZZETLERİ' AĞIRLIYOR

Gökçek’in mücadele ettiği bir başka heykel ise Nazım Hikmet’e aitti. Eski Kültür Bakanı Fikri Sağlar’ın Azerbaycanlı heykeltraş Sait Rüstem'e yaptırdığı, Atatürk Kültür Merkezi’nin girişindeki heykel için dönemin gazetelerine yansıdığı kadarıyla, Melih Gökçek “seçimden sonra yıktıracağım” diyordu. Fakat 1996 yılında fiberden heykel için Kültür Bakanlığı düğmeye bastı, eseri bronza dönüştürdü. Dönemin Kültür Bakanı Fikri Sağlar, “heykellere tükürmekle ünlü bir yerel yöneticiye karşı önlem aldık” diyordu. Heykel ileriki yıllarda depoya kaldırılmasa da yeri değiştirildi. Nazım Hikmet AKM önünden Yenidoğan’daki Nazım Hikmet Kültür Merkezi’ne gitti. Bir zamanların Atatürk Kültür Merkezi ise bugün başka “lezzet”leri ağırlıyor. Mesela son olarak Malatya’nın kayısısını merak edenlerin Ankara’da en çok tercih ettikleri mekan durumunda…