Nobel Ödüllü yazar Orhan Pamuk ülke gündemine dair açıklamalar yaptı. Darbe sonrası yaşananların, liberallere karşı bir tasfiye girişimi olduğunu söyleyen Pamuk, “Hükûmeti eleştiren insanların çoğu devletten atıldı. Şu an hapiste olan 40,000 kişi var ve hâlâ 140 gazeteci hapis yatıyor. Türkiye’de kurguya dayalı kitaplar yazmakla ilgili bir sorun yok, ancak gazeteciler, siyasi yorumcular gibi siyasete değen işler yaptığınızda başınız derde giriyor ya da…” dedi. 

Slate.com’dan İlker Kocael'in Orhan Pamukla yaptığı söyleişini bir bölümü şöyle: 

Kendinizi bir Avrupalı olarak görür müsünüz?

Evet. Yani tüm Türkler gibi hem Avrupalıyım hem de Türkiye’ye aitim. Hem sekülerim ama hem de İslami kültürün bir tür modern taşıyıcısıyım. Dindar bir insan değilimdir, evet seküler biriyim, ancak bu medeniyete aitim.

Evet, aynı zamanda 2000’lerin başında Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılımını siyasi olarak desteklemeye çabalama –belki de boşuna bir çabaydı- anlamında Avrupalı olduğumu gururla söyleyebilirim. İyi zamanlardı, işler sonrasında sarpa sardı, şimdi Türkiye ciddi bir aday değil ve Avrupa ile sürekli kavga hâlinde. Bu beni derinden üzüyor.

Darbeyi haber aldığınızda –ya da mevcut hükûmete yönelik bir darbeye girişildiğini öğrendiğinizde- verdiğiniz ilk duygusal tepki ne oldu?

Darbeyi haber almadım. Onu gözlerimle gördüm. 21:20’de başladığında medyadan haberleri izleme hâlindeydim, internetten ve çoğunlukla TV’den. Büyük bir hayret ve dehşetle izledim. Gece 3’e kadar izlemeye devam ettim ve darbeci askerlerin başarılı olamayacağını anlayınca uyku hapı aldım. O kadar taşkın ve gergin bir hâldeydim ki uyuyamayacağımı fark ettim.

Girişimin başarısız olmasından çok memnundum; ayrıca sokaklara çıkan ve tankları durduran o cesur insanlara minettardım. O insanlar benim ya da sizin gibi Batı Avrupalı anlamda liberal değillerdi, Erdoğan’ı, ya da partilerini, ya da demokrasilerini destekleyen insanlardı. Benim liberal değerlerimin taraftarı değildiler ancak dolaylı da olsa Türkiye’nin demokrasisini korudular.

Şimdi bir yıl sonra da aynı şeyleri mi hissediyorsunuz?

Hayır, şimdi aynı şeyleri hissetmiyorum. Bu insanlara hâlâ minnettarım, ancak hükûmet askeri darbeyi liberallerin çoğunu tasfiye etmek için kullandı. Hükûmeti eleştiren insanların çoğu devletten atıldı. Şu an hapiste olan 40,000 kişi var ve hâlâ 140 gazeteci hapis yatıyor. Türkiye’de kurguya dayalı kitaplar yazmakla ilgili bir sorun yok, ancak gazeteciler, siyasi yorumcular gibi siyasete değen işler yaptığınızda başınız derde giriyor ya da…

Sizin de başınız böyle derde girmişti galiba, siyaset ve tarihle ilgili konuştuğunuzda.

Evet. Devletle başım derde girmişti, romanlarım değil, röportajlarım ve söylediğim bazı şeyler yüzünden. Bana hep siyasetle ilgili değerlendirmelerimi sorarlar. 1930’ların Sovyetler Birliği ya da Almanyası’nda yazarların karşı karşıya kaldığı hatta bazen neredeyse eline kalem almakta zorlandığı eski tip baskı stereotipi ve klişesini bilirsiniz. Kafka tipi romanlar yazabilirsiniz, kimse size karışmaz, hükûmeti eleştirmediğiniz sürece. Ancak eğer hükûmeti eleştirirseniz – bazı arkadaşlarım hükûmeti eleştirdikleri için hapisteler.

Türkiye’de birçok cesur insan var. Türkiye, iktidar partisinden, Erdoğan’dan ya da AKP’den ibaret değil. Cesur liberaller, korkmadan mücadele eden insanlar var. Son seçimde hükûmet tarafı yüzde 51 alırken muhalefet yüzde 49 aldı. Kafa kafaya, ilginç bir durum. Bu yüzden buradayım, ve tabii ki, burası benim ülkem.