Türkiye, bir ilke imza atarak Kürtçe televizyon yayınına başladı. İki yıl önce açılışı yapılan TRT Şeş'te Kürtçe popstar yarışması bile düzenlendi. Ancak Antalya'dan gelen bir haber, bundan 50 yıl önce derlenen Kürtçe türkülerin tutsak olduğunu ortaya koydu. Ressam ve gazeteci Fikret Otyam, 27 Mayıs darbesinden sonra derlediği türkülerin mühürlü bir kutuda tutulduğunu söyledi.

Bant bir kasada ve 'dışarı çıkarılması yasak'

35 yıldır eşi Filiz Otyam'la birlikte Antalya'da yaşayan Fikret Otyam, 1961 darbesinden sonra kurulan Milli Birlik Komitesi'nin  izniyle TRT Ankara Radyosu'na röpörtaj yapmak için doğu ve güneydoğu illerine gittiğini söyledi. Otyam, türkülerin hikayesini şöyle anlattı:

Dostum Mustafa Geceyatmaz ve teknisyen Mücahit'le yola düşmüştük. Milli Birlik Komitesi yanımıza bir de albay vermişti. Albay, geceleri orduevine gidince biz röportajlarımızı yapıyorduk. Bu sırada hiç duymadığımız türkülerle karşılaştık. Gittiğim illerde 60-65 tane Kürtçe türkü derledim. Eserleri, röportajda kullandığımız TRT'nin kasetlerine kayıt ettik.

O bantı radyoya armağan ettim çünkü bant devletindi. Param olmadığı için kendime bir kopya bile yaptırmadım. İki yıl önce öğrendim, bant bir kasada 'dışarı çıkarılması yasak' yazısıyla mühürlüymüş. Endişem, manyetik banttaki kayıtın bozulması. Türkülerin 50 yıldır süren hapis hayatına son verilmesini istiyorum.

Derlemeye telif isteyen yok ki

Radyo büyüğü, gazeteci arkadaşıma 'yakında Kürtçe yayın yapılacağını, bu bandı kullanacaklarını' söylemiş. Ağrıma giden de 'Otyam'a telif ödemeyiz' demesi! Onlardan telif ücreti istemiyorum ki. Yayınlanmasını istiyorum.

Bu kutunun içinde bomba yok. Türkü var

Ecevit'in başbakanlığı döneminde konuyu kendisine ilettiğini ancak sonuç alamadığını belirten Otyam, şöyle dedi: 'Açılımdan bahsediliyor. İşte açılımın başı bu. Bu kutunun içinde bomba yok. Türkü var türkü. Bugüne kadar derlediğim türkülerden hiçbiri daha gün yüzüne çıkmadı. O derlemelerim için Nida Tüfekçi, 'Otyam'ın derlemeleri halk müziğimiz için bir hazinedir' demişti.' Derlemeleri yaptığı dönemde Milli Birlik Komitesi'nin başındaki Cemal Gürsel'e 'Paşam radyoda bunlar da ara sıra çalınsa iyi olmaz mı?' diye sorduğunu belirten Otyam, 'Baba Gürsel, 'Otyam, bunu ne sen söylemiş ol ne de ben duymuş olayım' demişti' diye konuştu.

Her gelen korkusundan kayıtlara el sürmüyor 

Anadolu müziği konusunda önemli çalışmalar yapan Kalan Müzik'in sahibi Hasan Saltık, Fikret Otyam'ın 1961'de derlediği Kürtçe türkülerin çok önemli değere sahip olduğunu belirterek, şunları söyledi:

- 'Biz bu türküleri kazandırmayı çok istedik. Ancak TRT'deki bürokrasiden yıldık. Fikret Otyam'ın kayıtlarına benzer yüzlerce değerli kayıt var. Ancak otuz yıl önce bir müdür bandın üzerine 'yayınlanamaz' gibi bir not koyuyor. Sonraki bürokrat bunun neden konduğunu sorgulamıyor. Her gelen korkusundan kayıtlara el sürmüyor.' 

Ağıt kayıtları kayıp 

Kültür Bakanlığı'nın arşivinde de sıkıntılar olduğunu belirten Saltık, şöyle devam etti: 'Tozlu raflarda Lazca, Süryanice birçok eser var. TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin'e sorsanız, o yasak konmuş değerlerden haberi yok. Yaşar Kemal'in de benzer kayıtları var. Ağıt kayıtları. O dönem evini basan subaylar alıp götürüyor. Kim bilir şimdi nerede. Fikret Otyam'ın kayıt yaptığı kişiler çoktan öldü. O türkülerin hepsi yaratıcılarıyla birlikte toprak altına gitti.'

T24