Sanat ve Sansür paneline katılan ödüllü Fıtraf Filmi'nin Yönetmeni Suat Eroğlu kendisine yumruk atan sendikacıya seslenerek "Gezi parkında buluşalım. Başta o parkta çalışan işçi kardeşlerimiz olmak üzere sendikanıza üye olan bütün işçilerde gelsin ve filmi bir kez daha birlikte izleyelim ve işçi sınıfının gerçek sorunlarını ve mücadelesini nasıl yükselteceğimizi konuşalım. En azından bir kere aldığın maaşı hak eden bir davranışta bulun" dedi. 

İnsan ve Kültür Dergisi'nin 'Sanat ve Sansür' ile ilgili düzenlediği panel Fıtrat Filminin yönetmeni Suat Eroğlu'nun katılımıyla gerçekleşti. Karşıyaka Belediyesi Çarşı Kültür Merkezi'nde gerçekleşen etkinliğe çok sayıda insanın yanı sıra 92 gündür direnişte olan SF Deri işçileri de katıldı. 

'SANSÜR, MUHAFAZAKARLAŞTIRMA ARACI'

Panel, bir çocuk işçinin hikayesini anlatan Fıtrat Filmi'nin gösterimi ile başladı. İnsan ve Kültür Dergisi'nden Fırat Belen, Türkiye’de sansürün toplumu muhafazakarlaştırmak için bir araç olarak kullanıldığını söyledi. 

Ardından sözü alan Fıtrat Filmi'nin Yönetmeni Suat Eroğlu "Filmi her gün bir, iki ölen işçiler hakkında farkındalık yaratmak için çekmiştim. Ama Soma yaşandı ve benim yaratmak istediğim farkındalığı 301 işçi canıyla yarattı" dedi. Fıtrat Filmini, Adana'da kafasını pres makinesine kaptırıp ölen çocuk işçi Ahmet'ten esinlenerek yazdığını belirten Eroğlu, aynı zamanda bu hikayenin kendi hikayesi de olduğunu söyledi. 

'ALDIĞIN MAAŞI HAK ET'

Ödül töreninde kendisine yumruk atan Hak İş'e bağlı Hizmet İş Sendikası 7 No’lu Şube Sekreteri Nizamettin Yurul'a da seslenen Eroğlu "Sana açık bir teklif yapıyorum. Bağlı bulunduğun sendikanın kültür sanat komisyonu bir karar alsın. Gezi parkında buluşalım. Başta o parkta çalışan işçi kardeşlerimiz olmak üzere sendikanıza üye olan bütün işçilerde gelsin ve filmi bir kez daha birlikte izleyelim ve işçi sınıfının gerçek sorunlarını ve mücadelesini nasıl yükselteceğimizi konuşalım. En azından bir kere aldığın maaşı hak eden bir davranışta bulun bende sana hiçbir dava açmayayım, hapislere girip çoluğundan çocuğunda ayrı kalma, sınıfının farkına var"  dedi. 

SENDİKACILARA DA ÇAĞRI

Sendikacılara da çağrı yapan Eroğlu "Kötü olan sendika değildir, sendikacıdır" demenin tam zamanı olduğunu ve sınıftan yana sendikacıların bu şahsın görevden alınması için tepki koyması gerektiğini dile getirdi

'TEPKİ GÖSTERİLSE; SANSÜR OLMAZ'

Son olarak Türkiye’deki sansürden bahseden Eroğlu şunları söyledi: "Sansür, tek başına yapılacak kahramanlıklarla engellenebilecek bir şey değildir. Buna karşı sanatçıların örgütlü bir mücadelesi gerekiyor ancak devamlı örgütlü bir mücadele olmadığı için tekrar aynı sıkıntıları daha da büyüyerek yaşamak zorunda kalıyoruz. Eğer ki Altın Portakal Film Festivali'nde Gezi ile ilgili filme sansüre karşı tepki koyulsaydı, o gün Arınç benim filmim için 'Küfürlü sahneyi çıkart, sigarayı buzla' diyemezdi ve o olay yaşanmazdı. Benim olayıma da güçlü bir ses çıkarılmadığı için bugün aynı sansür Bakur'a uygulandı."

Eroğlu, konuşmasını " İnsanlık er yada geç kapitalizm belasından kurtulacak " diyerek bitirdi. (Dilan Taşdemir / Evrensel)