SERDAR KORUCU / BirGün

Bosna Hersek'te gençliğin sesi olan Dubioza Kolektiv grubu İstanbul'da bir konser verdi. Grubun üyelerinden Brano Jakubovic kendi ülkesindeki eylemlerde televizyonlarda Muhteşem Süleyman’ın izletildiğini söylüyor.

Bosna Hersek 4 Şubat’tan bu yana, 2013 yılının yazında İstanbul’da başlayan ve Türkiye geneline yayılan “Gezi Parkı” sürecine benzer bir dönemi yaşıyor. Ülkenin kuzeydoğusundaki Tuzla kentinde kamu çalışanları tarafından başlatılan protestolar benzer manzaraları ortaya çıkartıyor. Yönetim karşısında bir araya gelmiş, geniş bir kesimi kucaklayan eylemciler, sert polis müdahaleleri, her geçen gün dozu yükselen siyasi tartışmalar, yabancı lobi iddiaları ve protestoları tam olarak yansıtmayan basın. Bosna’da yaşanan süreci, Hayal Kahvesi Shining Stars projesi kapsamında Türkiye’nin dört bir yanında sahne almaya devam eden, ülkesindeki medya tarafından gençliğin sesi olarak görülen Dubioza Kolektiv grubundan Brano Jakubovic ile konuştuk.

»Bosna’daki eylemler konuşulurken akla gelen ilk grup sizsiniz. Bir müzik grubu olarak protestolarda nasıl bu kadar öne çıktınız?

Biz her zaman politik bir grup olduk. 10 yıl önce 2003 yılında bu grubu kurarken “rock star” olma hayalimiz yoktu. Zaten hiçbir zaman da bir müzik programına katılmadık. Her zaman, her yerde siyaset konuştuk. Çünkü amacımız apolitik olan Bosna gençliğini harekete geçirmekti. Eskiden hükümetleriyle ilgili hiçbir fikri olmayan gençlerle politika arasında bir bağ oluşturmayı istiyorduk.

»Bugünkü tabloya göre başarılı da oldunuz.

Artık böyle bir sorunumuz yok. Herkes bir şekilde ülkesiyle ve geleceğiyle ilgileniyor.

»Peki hükümet geleceği ile ilgilenen bu halkla irtibat kuruyor mu?

Biz 10 yıldır farklı yollarla sesimizi çıkartmaya çalıştık. Daha küçük kalsa da eylemler yaptık, konserler düzenledik, pek çok yolu denedik. Hükümetse hiçbir zaman bizi dinlememişti. Sadece sessiz kaldı ve ilgilenmedi.

»Sessizlik bugünü mü getirdi?

Devrim kelimesini kullanmak istemem ama şu anda olan Bosna halkının inanılmaz bir başarısı var. Bugün insanlar birbirini sorgulamadan bir araya geliyor.

»Onları bir araya getiren ne?

Çünkü karınları aç. Bugün Bosnalılar güçlerini kendi ellerine alabileceklerini anladılar. Bu çok büyük bir şey onlar için. Beklediler, beklediler ve sonunda patladılar.

»Bunu da Türkiye’ye benzetenler var?

Evet. Hem Bosnalı, hem Türkiyelilerin büyük bir gücü var. Her iki halk da bekleyişlerinin sonunda harekete geçti.

»Türkiye’deki Gezi Parkı Direnişi'ni takip etmiş miydiniz?

Eylemler başladığında eşimle birlikte İstanbul’daydım. Gördüğüme çok mutlu olmuştum ve ülkeme etkilenerek, ilham alarak döndüm. Birkaç ay sonra ise benzeri Bosna’da yaşandı.,

»Ama ülkenizdeki eylemlerin farklı yanlarından biri hükümet binalarının da hedef alınması.

Bosna’da demokrasi daha çok yeni. Sadece 15-20 yıllık bir geçmişi var. Bizler kendimizi ifade etmeyi daha yeni öğreniyoruz. Eylemciler önce şiddetsiz gösterilere başlamışlardı. Ardından bazı hükümet binaları yakıldı. Ama bu da 20 yıldır bize eziyet eden sistemin yandığını göstermek içindi. Yani aslında bir semboldü. Bir sayfayı yakıp yenisini açmak içindi.

»Siyasetçilerin eylemlere bakışı Türkiye’deki gibi mi?

Bosna Hersek’te Erdoğan’ınki gibi bir iktidar var. Çok benziyor. Kendilerini merkezde konumlandırsalar da aslında sağda duruyorlar. Hem de çok fazla. Tıpkı sizinkisi gibi. Zaten güncel politikada da Türkiye’de ne yapılıyorsa Bosna’ya aynısını kopyalıyorlar.

»Bu süreçte Ankara ile irtibatları nasıl?

Bosna’nın Sırp bölümündeki başbakanı Sırbistan’a, Hırvat bölümündeki başbakanı Hırvatistan’a gitti. Bilin bakalım Saraybosna’ya kim geldi? Ahmet Davutoğlu! Bunun nedeni ülkedeki Müslüman nüfusun Türkiye’yi bir koruyucu gibi görmesi. Ne de olsa milyonlarca avro yardım geliyor. Ankara sistemin ayakta kalmasını sağlayanlardan biri. Bu nedenle de Saraybosna yönetimi için Erdoğan kurtarıcı gibi.

»Başbakan Erdoğan’ın Gezi sürecinde en çok gündeme getirdiği konu “yabancı lobi” kanaatiydi. Bosna’da da bunun benzeri var mı?

Aynı şeyleri söylüyorlar. Erdoğan’ın hikayesini kopyalıyorlar. Ukrayna’daki eylemler için de hep benzer şeyler söylendi.

»Türkiye’deki eylemlerde tartışılan bir konuda medyanın tutumuydu. Sizde nasıl bir yayın politikası izlendi?

Gezi Parkı sırasında Türkiye’de olduğum için iyi biliyorum. Eylemler sırasında penguenlerle ilgili bir belgesel yayınlanmıştı. Bosna Hersek devlet televizyonunda ise bir Türk pembe dizisi vardı.

»Hangisi?

Eylemler sırasında Muhteşem Süleyman’ı izlettirdiler. Yani sizin durumunuz daha iyi. En azından siz belgesel izliyordunuz. Hem bir açıdan herkes penguenleri sever. Bizim penguenimiz ise Muhteşem Süleyman’dı.

»Umudunuz var mı?

Şu anda büyük umudum var. Hiçbir şey olmamasından çok daha iyi. Yarın bugünden daha iyi olacak. Daha ileri adımlar atılacak. Her eylem ile onları daha ileri adımlarla ilerletebiliriz. Bu ülkede de pek çok dostumuz var. Bandista grubu gibi. Onların da neler yaptığını takip ediyoruz. Bizim söylediğimiz çok açık: Başkasının dikte ettiği şeyler yerine kendi aklınızdan geçenleri yapın. Kimsenin kuklası olmayın.