Lerna Papazyan ve Ani İpekkaya dansın sahnelendiği Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde Posta’dan Kezban Yılmaz’ın sorularını yanıtladı.

Hikayeyi nasıl sahneye taşıdınız?

Lerna Papazyan: Kraliçe Şamiram, Asur Kralı’yla evlidir. Fakat yakışıklılığı dillere destan olan Ermeni Kralı Ara’ya aşık olur. Ermeni Kralı da evlidir. Şamiram, ihtirasları çok yüksek bir kadın olduğu için aşkı uğruna eşini öldürmeyi göze alır. Ermeni Kralı Ara’ya Elçilerle haber gönderir; “Benimle birlikte ol, bütün Asur’u ayaklarının altına sereceğim” der. Ama Kral Ara “Benim kendi topraklarım ve eşim var” diyerek reddeder. Savaş çıkar. Şamiram’ın tek isteği Ara’yı canlı ele geçirmektir. Fakat Ara savaşta ölür. Daha sonra Şamiram kendioğlu tarafından öldürülür. Biz, gösteride, Şamiram gibi ihtiraslı bir kadının nasıl ortaya çıktığını anlatıyoruz.

‘YAŞANDIĞINI DÜŞÜNÜYORUZ’

Hikaye çok hüzünlü, gerçekten yaşanmış mı?

Lerna Papazyan: Kesin bir bulgu yok. Biz yaşandığını düşünüyoruz.

Ani Hanım, projenin yönetmenisiniz. Nasıl dahil oldunuz ?

Ani İpekkaya: Çocuklar beni düşünmüş, sağolsunlar. Bu konuyu, birçok Ermeni mitoloji profesörü yazmış. Bu şekilde bize ulaşmış. Hikayenin dramaturjisi yönünde çalışma yaptım. Figürlerimiz çok güzel, çok etkileyiciydi. Sadece bir ruh getirmek lazımdı. O ruhu hissettirmek, mimiklerle aksettirmek ve o arkaik havayı korumak üzerinde titizlikle durdum. Bunu seyirciye de geçirdiklerine inanıyorum. Çocuklar da çok özveri gösterdi. Yaptığım işten haz aldım. Almamam imkansız! Mesleğim için yaşamışım bunca sene. Misal, hiçbir şeyi hatırlamam ama sahneye çıkınca 80 sayfalık rolü hatırlarım.

Lerna Papazyan: Biz, Maral Müzik ve Dans Okulu Derneği olarak sanatın her dalıyla ilgili projeler yapıyoruz. Kökenimiz danstan, folklordan geldiği için dansla ilgili bir şey yapmak istedik. Mitolojik bir hikaye olan ‘Ara ile Şamiram’ı seçtik. Bu hikayenin içinde aşk, ihtiras, ayrılık, ölüm gibi insani duyguların hepsi var.

Ne zamandır bu proje üzerinde çalışıyorsunuz?

Lerna Papazyan: Üç yıldır... Yaptığımız araştırmalarda ‘Ara ile Şamiram’ın dramatik dans olarak işlenmiş haline rastlamadık. 1971’de, Ermenistan’da bale olarak işlenmiş ama ne kadar birebir olduğundan emin değiliz. Bu yüzden elimizde özgün bir beste veya müzik de yoktu. Özgün müzik yaratamadık, olmadı. Çünkü bunun için bir üç sene daha gerekiyordu. Biz de 12 Ermeni bestekarın eserinden yola çıkarak hikayedeki ruhu, duyguyu veren müziklerden bir kolaj oluşturduk.

Ara ile Şamiram’ın hikayesi neden bugüne kadar işlenmedi sizce?

Lerna Papazyan: ‘Ara ve Şamiram’ efsanesinin tarihi, kimi kaynaklara göre MÖ 9. yüzyıla, kimine göre de MÖ 5. yüzyıla dayanıyor. Kaynak bulunamadığı için yapılmadığını düşünüyorum. Ama biz de olabildiğince araştırdık. Elde ettiğimiz bulguları değiştirmeden, titizlikle çalıştık. Bu açıdan bu proje dünyada bir ilk.

‘ŞAMİRAM’I CANLANDIRACAK OYUNCU YOK’

Gösteride yer alan oyuncular kimler?

Lerna Papazyan: Hepsi Maral Müzik ve Dans Okulu Derneği’nin üyeleri. Biz cemaat derneği olduğumuz için özel bir gelirimiz yok. Zaten proje üzerinde çalışırken prodüksiyon anlamında ciddi sıkıntılar yaşadık. Dayanışmayla ve dostlarımızdan borç alarak bu işe giriştik. Gösterimizin bitiminde o borçları bir şekilde ödeyeceğiz.

Ne kadar harcadınız?

Lerna Papazyan: 300 bin liraya yakın. Bazı şeyleri para harcamadan halledebildik. Özellikle Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar’a, sahne sıkıntımızı çözdüğü için çok teşekkür ediyoruz. Ağır hamallık yaptık. Emeği geçen herkese teşekkürler. Gösterimizde toplam 33 dansçı, 90 kostüm, 150’ye yakın aksesuar kullanıldı. Kostümlerimiz ve aksesuarlarımız o dönemi yansıtacak şekilde tasarlandı.

Ani İpekkaya: Bu çocukların belli bütçeleri yoktu. Takdire şayan bir çaba gösterdiler. Bu isimsiz kahramanlar hiç el atılmamış, kimsenin aklına gelmemiş böyle bir prodüksiyonu becerdiler. Amatör grup için çok ciddi prodüksiyondu. Ama amatörün çok üstünde bir gösteri ortaya çıktı.

Projenin tanıtımını nasıl yapıyorsunuz?

Lerna Papazyan: Sayenizde... Özel tanıtım yapamadık, cemaat içinde kaldı daha çok. Ermeni gazetelerinde de haberlerimiz çıktı. Ama cemaat dışına açılmak istiyor, sosyal medyadan da faydalanıyoruz.

Ani İpekkaya: Sanat, toplumun her kesimine ulaşmalı. Özellikle bu zamanlarda ihtiyacımız olan birlik ve beraberliğe çok değer veriyorum. Doğduğum ve büyüdüğüm bu topraklar hepimizin. Onun için herkes seyretsin istiyorum. Zaten konu da çok evrensel. Üstelik bizim topraklarda; Van-Ağrı sınırında yaşanmış. Tarihte Kleopatra bilinir mesela, ama Şamiram da var. Müthiş bir kadın çünkü. Çok isterim bir yazarın Şamiram’ı işlemesini. İnşallah iyi bir oyuncuyla filmi de yapılır. Ama Şamiram’ı oynamak müthiş bir kadın oyuncu ister.

Var mı böyle bir oyuncu sizce?

Ani İpekkaya: Şu an yok. Onu canlandıracak oyuncu uç noktalara gider. Oysa o derinliği bulmak ve ruhu yansıtmak lazım. Hem oyuncu hem de yönetmen çok donanımlı olmalı.

Gösteri ne zaman ve nerede tekrarlanacak?

İlk kez 1 Mart’ta Muhsin Ertuğrul Sahnesi’ne çıktık. Bundan sonra 18 Mart’ta ve 1 Nisan’da İstanbul-Akatlar’daki Mustafa Kemal Kültür Merkezi’nde olacağız. Sonrası Allah kerim.