İsveç’te sürgünde yaşayan Kürt Yazar Kamran Simo Hedili, "Pêxemberê Jibîrçûyî Manî (Unutulmuş Peygamber Mani)" adlı romanıyla 2 bin yıl önce Mezopotamya topraklarında yaşanan toplumsal olaylar ve iktidar mücadelesine ışık tutmayı amaçlıyor.

Ar Yayınevi tarafından bu ayın başlarında yayımlanan ve tarihi bir araştırma niteliği taşıyan roman odağına Mani Peygamber’i alarak imparatorluklar arasındaki savaşları, dinler arasındaki rekabeti yalın ancak edebi bir dille okuyucusuna aktarıyor.

BUDA, ZERDÜŞT VE İSA'YI ÖRNEK ALDI

Hedilli, Mardin’de doğan Mani Peygamper’in İsa’nın doğumundan 242 yıl sonra peygarberliğini ilan ettiğini ve Manizmin kısa bir süre içinde Avrupa ve Çin’e yayıldığını ve uzun yıllar Uygurlar tarafından resmi din olarak kabul edildiğini söylüyor.

Mani’nin o dönemde 7 kitap yazdığını, Mani Peygamberin kendisine Buda, Zerdüşt ve İsa’yı örnek aldığını, 3 dinin sentezinden oluşturduğu Manizmin felsefesinde karanlıkla aydınlığın çatışmasının yer aldığını söylüyor.

Papa’nın 279. Yılında Roma İmparatorluğu’nun egemen olduğu tüm topraklarda Manizmi yasakladığını, Mani’nin tüm kitaplarını yaktırdığını, Abbasi ve Sasnilerin de Manizi günahkar bir din olarak ilan ettiğini ve Mai dinini savubnanların kitaplarla birlikte yakıldığını aktaran Hedili, bundan bolayı Mani inancını savunanların kendilerini başka din ve mezheplerin içinde yer alarak gizlediklerini dile getiriyor.

'KÜRTLERDE MANİZMİN ETKİLERİNİ GÖRMEK MÜMKÜN'

Neden Manizmi gündeme getirme ihtiyacı hissettiği sorusuna Hedili, Manizmi Kürtlerin günümüzdeki mücadelesinden haraket ederek ele aldığını, Mezopotamya topraklarında yaşayan halklara ait olan pek çok şey gibi Manizmin de unutturulduğunu belirterek şunları söylüyor.

“Mani Mezopotamya ve uzak doğuda ilk refomları hayata geçiren kişidir. Kürtler de bu dini benimsedi. Bugün hala Kürtlerde Manizmin etkilerini görmek mümkün. Manizmde ırk, sınıf ve din ayrımı yapılmaz. Bugün Kürdistan’da 9 dini inancın bulunmasının nedeni Manizmdir. Bu nedenle Kürtler başta dinden ve ırktan insanlara hoşgörüyle yaklaşır. Manizm gelmiş geçmiş tüm dinlerden daha hoşgörülü olmuştur. Bütün din ve kültürleri eşit görmüştür. Işıkevi olarak adlandırılan Mani ibadethanelerinde her türlü dine mensup insan ibadet edebiliyordu.”

Mani’nin her yerde tüm halkların eşit olduğunu, köleliğe karşı çıktığını, hiç bir ırk ve halkın diğerinden üstün olmadığını vaaz ettiğini belirten Hedili, kadınlara en eşit yaklaşan dinin de Manizm olduğunu, kadınların dini lider olabildiklerini, kadın ve erkeklerin birlikte ibadet ettiklerini belirtiyor. (ANF)