Kürt Tarihi dergisinin 21. sayısı Cumhuriyetin tek parti döneminin Kürdistan siyasetini ‘mahsus kurumlar’ üzerinden ele alıyor. Cumhuriyetin ilk döneminde Kürtlerin Türkleştirilmesi için inşa edilen mahsus kurumlara, yatılı okullara, kız mekteplerine, umumi müfettişliklere ve Kürtlerin Türkleştirilmesi için de çalışan Türk Ocakları, Halkevleri ve demiryolları gibi önemli Cumhuriyet aygıtlarına dair çalışmalara yer veriliyor.

İki ayda bir yayınlanan popüler tarih dergisi Kürt Tarihi, Kasım-Aralık sayısında “Cumhuriyet Kürdistan’da” dosya konusuyla raflarda yerini alıyor. Neredeyse tamamı özel bir dosyadan oluşan derginin bu sayısında Mehmet Ö. Alkan, Cumhuriyet’in kuruluşunda Kürt meselesinin “asimilasyon, asayiş ve medeniyet” meselesi olarak görüldüğünü özetleyen bir yazıyla katkı sunuyor. Alkan, dönemin hatırı sayılır Kürt aydınlarından biri olan M. Şükrü Sekban’ın on yıl içindeki hayretamiz evriminin esas nedeninin Kürtlerin “hayatta kalması” gibi insani bir saikten kaynaklandığına da dikkat çekiyor yazısında.

Ercan Çağlayan tek partili yılların OHAL’i olarak nitelendirilen ve Kemalist rejimin bölgedeki “gözü ve kulağı” olarak adlandırılan, ancak akademik camiada ve kamuoyunda pek de bilinmeyen umumi müfettişlikleri masaya yatırıyor.

Demiryolu tarihinin aynı zamanda hâkimiyetin tarihi olduğunu iddia eden Evrim Alataş ise erken Cumhuriyet’in demiryollarını daha ziyade Kürt coğrafyasında inşa etmesinin ardında bölgede devlet hâkimiyetini tesis etmek niyetinin olduğunu savunuyor.

Elazığ Kız Enstitüsü’nün efsanevi müdiresi Sıdıka Avar ve meşhur hatıratı Dağ Çiçeklerim isimli çalışmasını konu edinen Zeynep Türkyılmaz ise kişiliksizleştirme ve kimliksizleştirme misyonu taşıyan bölgedeki ‘eğitim seferberliği’ni bir kolonizasyon projesi olarak ele alıyor.

Metin Yüksel de döneminde “medeniyet fabrikası” olarak nitelendirilen Elazığ Kız Enstitüsü’nü konu alan kısa ama önemli bir yazıyla dâhil oluyor dosyaya.

Serhat Arslan ise tamamına yakını Kürdistan’da açılan ve 60’lı yıllardan günümüze dek önemli bir asimilasyon aygıtı olarak çalışan YİBO’ları inceleyen bir çalışmayla dosyayı zenginleştiriyor.

Dosyaya ikinci bir yazıyla daha katkıda bulunan Ercan Çağlayan, Vilayat-ı Şarkıyye olarak adlandırılan Kürt coğrafyasındaki Halkevleri ve Halkodalarının asimilasyon ve Türkifikasyon politikasını mercek altına alıyor.

Dosya harici iki önemli yazı daha var derginin bu sayısında. Rohat Alakom, Urfa’da doğup, büyüyüp hayatının büyük kısmını İsveç’te doktor ve insan hakları aktivisti olarak geçiren Selahaddin Rastgeldi’nin renkli ve enteresan hayatını konu edinen bir yazı yazmış. Dosya harici ikinci bir yazıda ise Şahhaydar Yarkın’ın 18. sayının “1915 ve Kürtler” dosyasında yer alan Virane Kiğı kitabıyla ilgili eleştirisine kitabın yazarı Osep Tokat cevap veriyor.