Michael Hardt, TÜYAP'ta gerçekleştirdiği bir konuşma ile Antonio Negri ile yazdığı Ortak Zenginlik kitabını, dünyadaki son dönemde yaşanan ayaklanmaları ve siyasal aşk kavramını anlattı.

 

Irmak KALELİ / BİA

 

Antonio Negri ile birlikte yazdığı İmparatorluk adlı kitabı 21. yüzyılın Komünist Manifestosu olarak kabul edilen Michael Hardt, dün (19 Kasım) TÜYAP kitap fuarındaydı. "Devrim ve Aşk" konulu bir konuşma gerçekleştiren Hardt, konuşmasında -yine Negri ile kaleme aldıkları- Ortak Zenginlik kitabı, Wall Street'i İşgal Et (Occupy Wall Street) ayaklanmaları ile kamusal ve kişisel aşk kavramlarından bahsetti.

 

İmparatorluk'tan sonra kaleme aldıkları "Çokluk" kitabını da "Ortak Zenginlik"i de hep bir önceki kitapta yaşadıkları tatminsizlikler dolayısıyla yazdıklarını dile getiren akademisyen yazar, ilk olarak "fakirlerin bakış açısından sınıf tanımının yeniden düşünülmesi" gerektiğinden bahsetti. Hardt'a göre fakir sınıf "kurban olarak ele alınmaktan ziyade eyleme geçebilen bir özne" olarak kabul edilmeli.

 

Daha sonra "parti" kavramını "çokluk" kavramı üzerinden açıklayan Hardt, çokluğun anarşist bir yapıya değil "topluluk" yapısına dayandığının altını çizdi. Yazar bu kısımda Arap Baharı, Wall Street'i İşgal Et ile başlayan işgal ayaklanmaları, Atina'daki ve Londra'daki isyanların da "çokluk" kavramı üzerinden sorgulanabileceğine de dikkat çekti. Hardt bu ayaklanmaların hepsinin yeni "demokratik deneyler" olduğunu düşünüyor.

 

Ardından "çeşitlilik" kavramı üzerinden "halkın ne şekilde yeniden düşünülmesi" gerektiğini anlatan Hardt, halkların, bir "kimlik homojenliği" üzerine kurulu olduğunu belirtti. Hardt'a göre "tekillikler tek bir birlik altında" ele alınamaz ve her insan farklı özelliklere sahiptir. Hardt "bir toplumun içindeki tüm unsurların kendi içlerinde özerk unsurlar olduğu"na inanıyor.

 

"Halkın bu şekilde yeniden düşünülmesinin politik bir örneği" olarak Bolivya devletinin "çok-uluslu yapılanması"nı verdi. 23 farklı yerel etnik grubun artı bir de "beyazların" bulunduğu Bolivya'da devlet yapılanmasında hem etnik farklılıklara hem de sendikalar, feminist gruplar gibi toplumun sivil örgütlenmelerine yer veriliyor.

 

Hardt, Negri ile "egemenlik anlayışına değil demokratik özerklik ilkesine dayanan ve devlet olmayan bir yönetim" şeklinin nasıl kurulabileceğini sorguladıklarının da altını çizdi. Burada demokratik özerklikten kasıt, kişisel farklılıkların özerklikleri.

 

Bunu takiben, son kitabı Ortak Zenginlik'te ele aldıkları "ortaklık" kavramına değinen akademisyen yazar, ortaklığın "sınırlı olan doğal kaynaklar" ve "insan yaratıcılığı"na bağlı olarak sınırsızlaşan "insan ürünleri"nden oluştuğunu belirtti.

 

Hardt, konuşmasının bu kısmında, mülkiyet kavramına ve ortaklığın hem kamu mülkiyetine hem de özel mülkiyete karşı geliştirilmiş bir kavram olduğuna değindi.

 

Antonio Negri ile birlikte "politik bir aşk kavramı" yaratmaya çalıştıklarına da değinen yazar, bu zorlu süreçte, dört engelle karşılaştıklarını söyledi. Yaşadıkları ilk engel "kamusal aşk ve iki kişi arasında yaşanan aşk arasındaki bölünme." Hardt bu bölünmeyi anlatırken Che Guevara'nın Kongo'dayken yazdığı bir mektuptaki şu cümleyi okudu: "Kulağa çok saçma gelmesi riskine rağmen belirtmeliyim ki gerçek devrimci aslında muazzam bir aşkla hareket eder."

 

Che'nin halk uğruna savaştığı sırada çocuklarını dahi göremediğine değinen Hardt'a göre Che, "kendisini tamamen halkına adamak zorunluluğu yüzünden vazgeçmek zorunda kalınan aşk" arasında bölünmüşlüğü dolayısıyla "acı çekiyor."

 

Hardt ve Negri'nin karşılaştığı ikinci engelin kapitalist sistemde aşkın da "bir mülk olarak görülmesi." Üçüncü ve en zorlu engel ise "bir olay" olarak ele alınan, "zamanda bir kırılmaya yol açtığı kabul edilen" ve bazen "insanın özgürlüğünü kısıtladığı için boğucu bile olabilen" aşkın, siyasal bir kavram olarak ele alınıp alınamayacağı tartışması. Bununla ilişkili olan dördüncü engel ise, aşkın aslında aynı zamanda insanların hissettiği "en güçlü bağ" olması.

 

Aşkın da yalnızca çokluklar üzerinden ele alınması gerektiğini düşünen Hardt'a göre aslında aşık olunurken bir insandaki "çokluklar", bir diğer insandaki farklı özelliklere (çokluklara) sevdalanıyor.

 

Son olarak Hardt, devrimin de aşk gibi, yeni "bir olay ile yeni bir toplumun kurulması arasında sıkışmış" ve seremoniler yoluyla insana geçmişi hatırlatmayı amaç edinen bir "mantık yapılanması" olduğunu düşünüyor. (IK/HK)

* Ortak Zenginlik (Commonwealth), Antonio Negri - Michael Hardt , Ayrıntı Yayınları, 2011, çev: Efla-Barış Yıldırım