BirGün Gazetesi yazarı, Bozcaada Haber ve Mendirek dergisi editörü Mustafa Dermanlı’nın ilk kitabı çıktı. BirGün Gazetesi’ndeki köşe yazılarından derlenen kitap ‘Uzaklara Mektuplar’ adını taşıyor. Kitap üzerine merak ettiklerimizi biz sorduk, o cevapladı…

Deniz Güneş / Demokrat Haber

Kitaptan biraz bahseder misin, nasıl doğdu bu fikir?

Uzaklara gidenlere yazdığım mektuplar ve kartpostallar hayatımda önemli bir yer tutuyordu. Günün birinde BirGün Gazetesi’nin ikinci sayfasında herkesin okumasını istemiştim bu mektupları. Çünkü kişisellikten çok uzak, herkesin içinde bir şeyler bulacağı mektuplardı bunlar. Haftalarca süren bu mektuplaşmalar neticesinde de oldukça yakın geçmişe, Türkiye’de olan bitene, benim ruh halime, ilgi alanlarıma ayna tutan bir yazılar bütünü ortaya çıktı. Bu yazıların geçmişte kalması gibi bir şey söz konusu değildi benim için. Zira o döneme benim bakış açımla ışık tutan, kültüre, hislerime, siyasete ve ülke gündemine ilişkin duygularımı açığa çıkartan bir demetti. Nihayetinde de işte bugün bu kitapla tüm yazılar derlendi ve sizlerle buluştu.

İlk kitap, ilk heyecan… Hangi yayınevinden çıktı kitap?

Doğru. Aslında az önce de dediğim gibi hepsi okuyucu ile birkaç yıl önce buluşmuş yazılar demeti. Yayımlandığı dönemden sonra hayatıma onlarca yeni arkadaş girdi. Yazıları dönüp okuduğumda hâlâ heyecanlandığımı, bu mektupların bir yerde toplanmasını ve insanlarla paylaşılmasını istedim. Bu noktada herhangi bir yayınevinden değil kitabı kendim bastım. Yayınevleri genelde daha önce yayımlanmış yazıların kitaplaşmasına biraz daha mesafeyle yaklaşıyorlar. Sonuçta maddi beklentiden ziyade derlenip, bir kitap haline gelmesi daha önemliydi benim için.

Peki, kitabı edinmek isteyenler nasıl ulaşacak?

Kitaba ait basit bir internet sitesi yapıldı www.uzaklaramektuplar.com adında. Bu sitede kitabın önsözü, basında çıkan birkaç haber ve nasıl temin edileceğine dair bilgiler yer alıyor. Türkiye’nin her yerine kargo/posta ile gönderim yapılabiliyor. Kargo yöntemini hiç kullanmayacağım aslında ama ülkedeki posta idaresine pek güvenemediğimden kitapların kaybolmasından korkuyorum (gülerek).

Mektup kişiye özel değil midir? Herkese hitap ediyor mu kitap?

Kitabı baştan sona okuyan herkes, kitabın mutlak bir yerinde kendinden bir şeylere rastlayacak. Bir aşk acısına, çok sevdiğe bir şiire, dolunaylı bir geceye veya ne bileyim özlem duyduğu bir kente. Zaten birkaç mektup hariç, mektupların herhangi bir noktasında kime hitap ettiği yazmıyor. Herkes üstüne alınabilir ve “işte bu benim hikâyeme ne kadar da benziyor” diyebilir.

Mektuplar sadece senin arkadaşlarına mı yazıldı?

Tabii ki değil. Zaten okuyucuya bazı mektupların içerisinde veya sonunda, kime yazıldığına dair ipuçlarını veriyorum. Hep kişiye yazılmış mektuplar yok. Arkadaşlarım haricinde Bozcaada’ya, Beşiktaş’a, dayıma, ölmüş bir yazara, birçok insanın nefret ettiği bir Genel Yayın Yönetmeni’ne ve dahasına... Hatta eşinden ayrılmaya karar vermeye çalışan ama bir türlü veremeyen bir arkadaşıma yazdığım mektup dahi var ki benzer hikâyeler yaşayan birçok kadın kendini buluyor o mektupta. Bazı yazıların satır aralarında “işte burada ne kadar da benzeşiyoruz mektuptaki kişiyle” diyeceğiniz anlara ortak arıyorum kısaca.

Ayrılık acısı yaşayan bir kadına mektup… Var mı kısa bir alıntı bu mektuptan?

Elbette. Bunun gibi birçok mektup, anı, yaşanmışlık... Bu da o mektuptan ufak bir alıntı olsun o halde: “Yıllar önce "biz ne deli aşk yaşadık bu adamla lan" diyen asi bir kadının ıssızlığı, pişmanlıklarını hazmedememenin siniri ve hüznü, gözyaşlarının (buğu diyelim) görünmemesi için karanlığı tercih eden korkaklığı, uzun süredir karşılaşmadığı bir adam karşısında belki içinden gelse de ağlayamamanın hıçkırığı ve çekingenliği, ne ana ne de baba sevgisi, hep kardeş hep kardeş bağlılığı, bıkkınlık, bezginlik ve en önemlisi kararsızlığın ta kendisi var gözlerinde! Bir kadının kendi içinde ayrılık kararı verebilmiş olup da uygulayamamasının güçsüzlüğü bu olsa gerek. ‘Bırakamamanın’ tanımlanamaz ‘şey’i, pişmanlıkla yaşanmışlığı karıştırmanın hatası, alışkanlıkların gücü, "ne güzeldi, yine de" diyememenin dilsizliği...”

Peki, kitapta sadece mektuplar mı var?

Gazetede 34 hafta boyunca devam eden 34 mektup kitapta aynı sırayla yer aldı. Kitabın son bölümüne ise bir sayıklama koyduk. Gezi Direnişi Sayıklamalarım!

Nasıl yani?

Hepimizin bildiği üzere Türkiye ve dolayısıyla üzerinde bulunduğumuz coğrafya, 2013 yılının Mayıs ayının son gününde bir dirilişe sahne oldu. Devamında günlerce süren bir mücadele ile de Taksim direnişçiler tarafından devlet güçlerinden arındırılarak bizzat halkın kullanımına açıldı. Gezi Direnişi, birkaç ağacın kesilmesinden ziyade başka şeyler barındırıyordu bünyesinde. İşte o günlerde, henüz Taksim Gezi Parkı’nda komün hayat devam ederken yine BirGün için bir yazı kaleme almıştım. Bu kitapta olmasını çok arzuladım. Mektuplardan bağımsız olarak, tarihe kocaman onurlu bir not düşen direniş eylemini, ben de kitabımda ufak da olsa anmak ve bu direnişin ilk haftasına dair hafıza tazelemesi yapmak istedim.

Bir de editörlük, yazarlık, dergicilikle ilgili birçok şey yapıyorsunuz. Biraz bahsetseniz…

İyi yazdığımı iddia edemem. Ama çok ürettiğimi ve yazdığımı söyleyebilirim. Şu anda Bozcaada’da yayın yapan www.bozcaadahaber.net sitesine zaman zaman yazılar yazıyorum ve düzelti konusunda destek oluyorum. Yine Bozcaada’nın dergisi Mendirek’i arkadaşlarımızla birlikte çıkartıyoruz. Üç sayısı geride kaldı. Türkiye’nin Vosvos kültürü dergisi ‘havasoğutmalı’ dergisini de yaklaşık 5 yıldır çıkartıyoruz. 16 sayısı geride kaldı ve bir kültürü yaşatmak adına kocaman bir misyonu var. Dönem dönem BirGün’e yazılar da devam ediyor. Sokağımızdaki arkadaşlarımızla çıkarttığımız bir fanzinimiz de var. Kısacası elimden geldiğince üretmek, yazmak keyifli kılıyor hayatı.

Yeni bir kitap düşüncesi veya planı var mı?

Aslında ilk çıkacak kitap gezi kitabı olacaktı. Yine BirGün’de yer bulan seyahat yazılarımın derlendiği "Seferi Mucip" kitabının Mayıs ayında hazır olmasını planlıyorduk. Yetiştiremeyince ‘Uzaklara Mektuplar’ı hazırladık. Dolayısıyla 2015 Mayıs veya Haziran ayında Seferi Mucip basılacak gibi görünüyor. Grafik çalışmasına Aralık ayında başlayacağız.