Almanya’da yoğun tartışmalara yol açan Thilo Sarrazin’in kitabının ardından bir başka kitap daha ülkede benzer yankılar uyandırdı. “Neukölln her yerde” adlı kitap, 21 Eylül'de piyasaya çıkıyor.

 

Göçmenlerin yoğun yaşadığı, Berlin’in Neukölln semtinin Belediye Başkanı Heinz Buschkowsky’nin bazı bölümleri Bild gazetesinde yayımlanan kitabı, büyük tepki çekti. 400 sayfalık kitabının önsözünde atıfta bulunduğu kişilerin tüm göçmen, Müslüman ve sosyal yardım alan kişileri kapsamadığını belirten Neukölln Belediye Başkanı Heinz Buschkowsky, Almanya’da çok kültürlülüğün başarısız olduğunu savunuyor. Yaklaşık yüzde 40’ını göçmen kökenlilerin oluşturduğu 325 bin nüfuslu Neukölln semtindeki tecrübelerine dayanarak kaleme aldığı kitabında, Almanya’nın birçok kentinde bir Neukölln bulunduğunu, sadece adının farklı olduğunu iddia ediyor.

 

"TOPLUMDA DAHA AZ ŞANSA SAHİPLER"

Buschkowsky, kitabında ele aldığı konuları, Deutschlandradio ile söyleşisinde şöyle özetliyor: “Ben, bu semtlerdeki ortamdan ve eğitimden uzak çevrelerden bahsediyorum. Kitapta bizim tesadüfi göç politikamızın kuvvetli bir yoksulluk göçüne dönüştüğünü, Romanya ve Bulgaristan’ın üyeliğiyle birlikte bu durumun tüm Avrupa Birliği'ne (AB) yayıldığını anlatıyorum. Anne ve babası okuma yazma bilmeyen ve bu çevrelerden gelen çocukların nasıl gelişmiş sanayi toplumunda daha az bir şansa sahip olduğunu açıklıyorum.”

 

NEUKÖLLN'DEKİ PARK YERLERİ
64 yaşındaki Sosyal Demokrat Partili Belediye Başkanı, insanların nasıl sosyal yardımları suistimal ettiklerine değiniyor. Buschkowski, kitabında, “Örneğin sosyal sistemimizin çalışmasına izin vermediği, iltica başvurusunda bulunan ve 10 yıl boyunca sosyal yardımlardan geçinmeye alışan bu kişi, bunu bir profesyonelliğe çevirir ve mevzuata iş bulma kurumundaki görevliden daha fazla hakim hale gelirse bizim şikayet etme hakkımız yoktur” ibarelerine yer veriyor. Resmi ücretlerin birçok ailenin tek geçim kaynağı olmadığını öne süren Buschkowsky, “Bunu, semtteki park yerlerine bakarak anlamak mümkün” diyor. Zira Buschkowsky’ye göre sosyal yardım alanların çoğu lüks sınıf otomobil kullanıyor. Buschowsky, “Ben kitapta devletin sosyal yardımlarından geçinen insanların nasıl bu standartların üzerinde yaşadıklarını tarif ediyorum. Örneğin birçok kişi, gelir getiren bir durum olarak ibraz etmeden, kendi oturdukları daireleri başkalarına kiraya veriyor. Bu çok alışılmış bir durum ve tabii bunu yapanlar sadece göçmenler değil. Ben ayrıca kitabımda daha göçmenler ortada yokken sosyal yardımların nasıl artırılıp çoğaltıldığını da anlatıyorum” diye konuşuyor.

 

Kitabında Neukölln’ün kuzeyinde okula giden öğrencilerin yüzde 87’sinin göçmen kökenli olduğunu belirten Buschkowsky, bu çocukların ailelerinin çoğunun eğitim araç ve gereçlerini sosyal yardımlarla karşıladığını kaydediyor. Sosyal Demokrat Partili politikacı, “Sosyal yardım alan ailelerin nasıl çocuklarını bir mağazadan diğerine götürdükleri, işsiz erkeklerin nasıl 100 bin euro değerindeki otomobillere sahip oldukları, sık sık tartışılan bir konu” diye konuşuyor.

 

"BU ÇOCUKLARA İHTİYACIMIZ VAR"

Neukölln Belediye Başkanı, bu kitabı yazma amacını ise şöyle açıklıyor: “Benim amacım, sadece bu tarz çevreler nedeniyle değil, aynı zamanda demografik sebeplerden ötürü hiçbir çocuğu kapı önünde bırakma lüksümüz olmadığı için, insanların dikkatini toplumumuzun varlığını tehdit eden bu konuya çekmek istiyorum. Çocuklar, anne ve babasının işe gitmek zorunda olmadığı duygusunun hakim olduğu bir sosyal çevrede büyüyor. Bu çevrenin büyüyüp genişlemesine seyirci kalamayız. Zira toplumumuz giderek yaşlandığı için bizim bu çocuklara, toplumumuzu çekip çevirecek bireyler olarak ihtiyacımız var. Almanya genelinde 5 yaşın altındaki çocukların yüzde 35’ini göçmen çocukları oluşturuyor, bizler ise bir azınlıktan bahsediyormuşuz gibi yapıyoruz.”

 

Göçmen kökenlilerle birçok yapıcı çalışma yürüten Buschkowsky, kitabının bu kişileri hayal kırklığına uğratıp uğratmayacağı sorusunu ise şöyle değerlendiriyor: “Neden hayal kırıklığına uğrasınlar? Ben onların menfaatlerine ve sorunlarına dair önemli politikalar talep ettiğim için mi? Bunu anlayabileceğimi sanmıyorum.”

 

© Deutsche Welle Türkçe