Hamza Encü küçük bir oğlak olup annesinin dizinin dibine oturdu...

Bugün yaşama inatla tutunmak isteyen bir oğlağın mücadelesine şahit olduk. Doğunca vücut ısısını büyük oranda kaybetmişti. Bu yüzden annesini emecek, süt içecek durumu da kalmamıştı. Bu durumu fark eden aile, koştura koştura daha önce birçok kez şahit oldukları bu durumu düzeltmek ve oğlağı yaşamda tutmak için eve geldiler.

Biz ilk başta çok üzülmüştük. Daha önce selden kaynaklı ölü bir oğlakla karşı karşıya kaldığımızdan, aynı durumu yaşamaktan korkuyorduk. Aile ise evin en kuru bölgesi, yani sobanın arkasını küçük oğlağa tahsis ettiler. Bir süre kendi halinde vücut ısısının düzelmesini beklediler. Sonra Yusuf bize güzel haberi verdi, vücut ısısı düzelen oğlak süt içmeye başlamıştı. Evin en yaşlısı Kadriye anne görevi devraldı.

Bunu bildik 9’dan 6’ya yapılan görevlerle karıştırmayın. Anne, küçük oğlağın başına geçtiğinde biz de Meral ile bir iki resim alırız diye düşünüp harekete geçtiğimizde Kadriye anne hem ağlıyor hem de küçük oğlağa süt veriyordu. Deklanşöre basmamla oradan kaçmam bir oldu. Orada o duygu yoğunluğunun karşısında kim durabilirdi ki.

Bu duygu yoğunluğuna hiç bir set dayanamazdı diye düşünüyorum. Önce, sadece bir canı yaşama kazandırdı diye böylesi bir duygusallığını yaşadığını düşündüm. Daha sonra Meral ile göz göze geldiğimizde işin renginin çok daha derin olduğunu anladım.

Kadriye anne bir canlıya yaşamını kazandırmıştı fakat o an kendi canından öte sevdiği yavrusu aklına takılmıştı. Biliyordum yavrusunun niyetine o sütü o küçük oğlağa veriyordu. Kadriye ana yavrusunu Roboski’de o lanet katliamda kaybetmişti. O katliam Kadriye annenin oğlağını elinden koparıp almıştı.

O an o oğlak Kadriye Ana'nın oğlu Hamza olmuştu. Öyle bir sevgi ile yaklaşımı vardı ki küçük oğlağa, o an sanki her şey donmuş, tüm evrende sadece o an yaşanıyor ve herkes tarafından duyumsanıyor diye düşündüm. Oysa öyle olmadığını iyi biliyordum. Kahpe bir katliamla çocuğu elinden alınan Kadriye Ana'yı anlamayan birçok kesim vardı. Hatta aşırıya gidip, bu ölümü o güzelim insanlara yakıştıran küçümsenmeyecek bir kesimin varlığını o an bir kere daha hissettiğimde çok kötü oldum.

Mutlaka bir şey yapmalı, annelerin küçücük oğlaklarının bir intikam, bir mesaj, yola getirme, cezalandırma amaçlı alındığını anlatmak lazım. Bu katliamın bu coğrafyada yaşayan tüm halklara ortak bir mesaj için yapıldığını anlatmak lazım. Bugün Kadriye Ana'nın kınalı kuzusu elinden alındı belki, yarının ne getireceğini ve hangi annenin kuzusunun elinden alınacağını biliyor muyuz?

Bu katliamlar halkların yan yana yaşama duygusunu tamamen ortadan kaldırmak amaçlıdır. Bunu bilip bu doğrultuda yaşama sarılmak gerekiyor.

Kimin kuzusu diğerinkinden daha az değerli?