Açlık grevleri açıkça söylemek gerekirse hükümetin yenilgisidir. Ancak böylesi bir süreçte rehavete girilmemeli. Hükümet daha önce yaptığı gibi birçok şeyi verecek gibi yapar, sonra bir açıklama ile bir çuval inciri berbat eder. Çünkü bu hükümet geleneğini Bizans ve Osmanlı’dan alıyor.

İşte bakın, yönetemediği bir sürecin içerisinde anadilde savunma için eksik de olsa bazı adımlar atmışken hemen “BDP’lilerin dokunulmazlıkları kalkacak” deyiverdiler.

Bu gündem değiştirme için söylenmiş bir söz değilse, iyi zamanlar beklemiyor bizi. Neyse ki kapı gibi hükümetimiz var, ola ki rehavete girdiniz, hemen sizi uyandırıyor.

Belki de şu an yapılanlar Batı Kürdistan’da yaşanan gelişmelere göre belirleniyor. Hükümet “BDP’lilerin dokunulmazlıkları kalkacak” açıklamasıyla gündemimizi değiştirmek ve Türkiye'ye getirilmeye çalışılan patriyotların ıskalanmasını sağlamaya çalışılıyor olabilir.

Hatırlayın Kürecik'e sözde savunma kalkanları nasıl gelmişti buraya. Hükümetin dokunulmazlıkların kaldırılmasını kamuoyuna taşımasının altında da mutlaka ikinci bir plan varlığını hissettiriyor.

Bu ikinci plan öyle gizli bir plan değil, herkesin malumu olan Suriye ve Batı Kürdistan'a müdahale. Türkiye Özgür Suriye Ordusu ile Batı Kürdistan'da her türlü provokasyonu gerçekleştirmenin yollarını arıyor. Bu grupların neden şimdi Kürt bölgelerine taşırıldığını da görmüş oluyoruz. Oradaki Kürtler, ne Suriye, ne Türkiye'nin yol hattını seçmedi, deneyimlerine bağlı olarak üçüncü bir yolun mümkün olduğunu yürüyüşleriyle ortaya koydular.

Türkiye devleti orada iki güce karşı savaşım veriyor şimdi, birincisi Esad, ikincisi Kürtler. Hükümet çoğu kez yaptığı gibi sol gösterip tekrar sağ bir vuruşa gebe gibi. Açlık grevlerinin bitirilmesi için geri adım atarken BDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını gündeme getirip, patriyotları Kürecik'te olduğu gibi kendi savaşını yürütmek için coğrafyamıza yerleştirecek.

Anlayacağınız benim rehavete kapılmayın çağrım, hükümetin bu saldırıları karşısında güme gidiyor. Böylesi bir hükümete sahip olanın dost uyarısına ne kadar ihtiyacı var o da tartışılır.

Tüm bunları söyledikten sonra sağlıcakla kalın demek gerekiyor fakat öyle bir dönemden geçiyoruz ki gerçekten uyanık kalın demekten başka bir şey aklıma gelmiyor.