En çok özendiğim şey gezi, dizi, yemek, sağlık, spor gibi farklı konularda yazı yazmak. Hayatın içinde bizi de ilgilendiren birçok farklı alan var, ancak yaşadıklarımız bizi belli bir alana hapsediyor. Ve bu hapishanemizden bir türlü firar edemiyoruz.

Onlarca yıldır çözülmemiş ülke meseleleri nedeniyle, bir kısır döngü içinde Kürt, Alevi, Ermeni meseleleri, insan hakları, demokrasi, özgürlükler gibi konularda bir türlü sonuç alamadan, tekrar tekrar kafa patlatmaya devam ediyoruz.

Sisifos gibi, tam bu meselelerin kayasını tepeye doğru yaklaştırırken, kayayla beraber en aşağılara kadar yuvarlanıp hırpalanıyoruz.

Artık içimizden hiçbir şey söylemek, yapmak gelmiyor, ama tepeye çıkarılmazlarsa bize huzur vermeyecek o kayalar da orta yerde öylece duruyor.

Bu ruh halindeyken izlediğim bir dizi üzerine yazı yazma fırsatını kaçırmak istemiyorum.

Bu öyle bir dizi ki, bence Kandil’deki PKK yöneticileri de, Beştepe’de bulunan Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesindekiler de mutlaka izlemeli.

20 bölümlük dizinin adı “Narcos”. Kolombiyalı uyuşturucu baronu Pablo Escobar'ın hayatını anlatıyor. İlk sezonunun 10 bölümü 28 Ağustos 2015'de, ikinci sezonunun 10 bölümü ise 2 Eylül 2016’da Netflix'te yayınlandı.

Bence dizinin bizler açısından önemli olmasının birinci nedeni gerçek olaylardan yola çıkılarak yapılması. İkincisi de filmde solcu gerillalardan, sağcı paramiliter silahlı güçlere, uyuşturucu çetelerinden Kolombiya özel askeri kuvvetlerine, ABD’li istihbaratçılara kadar “şiddet uygulayan” farklı kesimlerin yer alması.

Hepsi sık sık şiddet uygulayarak kendi düşmanlarını bertaraf etmeye çalışan bu gruplar, kendi aralarında çok karmaşık ittifaklar da kuruyor. Ve şiddetin dozu öyle bir artıyor ki, hem birbirlerine hem sivillere yönelik vahşi katliamlar gerçekleştiriyorlar.

Aşırı şiddete maruz kalan, daha aşırı şiddet uygulamak için meşruiyet kazandığını sanarak daha fazla saldırıyor. Bu defa daha aşırı şiddete maruz kalan da, daha daha aşırı şiddetle saldırıyor. Ve bu böyle, ülke kan gölüne dönene kadar devam ediyor.

Türkiye’yle benzeştirilebilecek, dersler çıkarılabilecek çok şey var. Hele “daha fazla şiddet” ile sonuç alacağını sananlar için.

Dizi, Pablo Escobar’ın 2 Aralık 1993’te öldürülmesiyle bitiyor. Kolombiya’nın şiddet girdabından kurtulma çabası ise 2016 yılında FARC gerillalarıyla yapılan barış anlaşmasıyla devam ediyor. Devlet ve FARC, yaklaşık 260 bin kişinin yaşamına mal olmuş 52 yıllık çatışma sürecini bitirmeyi hedefleyen barış yolunda tüm zorluklara rağmen kararlılıkla yürüyorlar.

Umarım ilgililer bu diziyi ve Kolombiya örneğini kendi şiddet uygulamalarını sorgulama ve barışa ulaşma mantığıyla izlerler.

Ve umarım ki, tepeye çıkarılmazlarsa bize huzur vermeyecek olan o kayaları taşımak için herkes tekrar elinden geleni yapar.