Kaldırımlardan korkularımı kaldırın. Kalbim elinde atıyordu, elindeydi kalbim ve atıyordu. Başka hiçbir hareket yok. Düşler kurup, düşlerimi gerçekleştirmeye, artık gücüm yok. Camsız bir bedensin, kendine bile muhalif bir suret. Sen kendi şarkını dinlerken, bir başkası seslenir, sen yine kendini dinlersin. Kendi kaygı, korku, kuşku ve kuruntularınla, yine kendi kurgunu yenilersin. Yalancı bir bahar, çiçeklenen dallar, hatta tomurcuklar. Lime lime elbiseler gibi kelimelerim, yüzün üzerine sürülür, avucunda aklım kim bilir hangi deliklere süpürülür...

Tutma, tutunma. Bırak sende olmayanı. Bakarken, buğuluysa camlar, bırak kalsın. Geçiştirirken hayatı, hep bir sonraki bölüme geç kalınır. Yüksekti kaldırımlar ve aceleciydi yutkunduğum her yıldırım... Ve böyle böyle, geçti bazı aylar ve seneler... Yolculuk bazen umduğun gibi gitmez, bazen de sona ermek bilmez. En uzunuysa, başladı mı bitmiyor ve sonra bir türlü başlamak bilmiyor. Son tango, ilk yıkım. Kınalı kuzum, kanlı kadın. Silin sebepsiz sevecenliğimi. Kaldırın korkularımı kaldırımlardan.