Kadının erkeğin soyunun adını taşımasına bir ‘hak’ olarak bakan, evlilik ile bir durumu ‘edinmek’ yerine kazanç olarak gören, taşıyacağı soy adına ancak izinle karar verilen edilgen durumu bir lütuf gibi sunan kanun hukuksuz olabilir mi?
 
Kanun nedir? Hukuk nedir? Bunu hukukçulara bırakarak, ben kendimle ilgili kısmı paylaşmak istiyorum.
 
Kendime ait bir küçük evim var. Son yıllarda yaptığım çok sayıda taşınmanın ardından bazı kıymetli evrakımı kaybettim. Bunların arasında evimin tapusu da bulunuyor. Evimi Bursa’da yaşamak istemediğimden satmaya karar verdim ve evi almak isteyen alıcılar banka kredisine başvurmak için benden tapu fotokopisini istediler.
 
Benim maceram da böyle başladı.
 
Tapu dairesi talep ettiğiniz her evrak için kimliğinizi alıkoyuyor. Telefonunuza ortalama bir hafta, on gün içinde bir mesaj geliyor. Ve siz gidip evrakınızı alıyorsunuz.
 
Mersin’de yaşadığım için buradaki tapuya başvurdum. Ancak evi aldığımda soy adım ayrıldığım eşimin soy adı olduğu için bana tekrar tapu senedi ancak isim tashihinden sonra ve evin bulunduğu yerdeki tapu dairesinden verilebilirmiş.
 
Buraya kadar yaşanan mantıksızlıklar zincirini es geçiyorum. Çünkü şu an tek derdim soy adı meselesi.
 
Tapumu almak için Bursa’ya gittim. Ön başvuruyu alan kadın memur bana isim tashihinin gerekli olmadığını söyledi. Bu işlem için 300-400 TL gibi bir para ödemem gerekiyormuş tapuya. Nasılsa satacaksınız bir örnek almanız yeterli dedi.
 
Bir tapu senedi kaç lira olabilir ki?
 
Nasıl bir işlem yapıyor olabilirler ki?
 
ÜÇYÜZ - DÖRTYÜZ TL… AKILLARA ZARAR….
 
Tabii ki mesaj gelmesini beklemeyeceğimden ertesi gün sabah tapuya gittim. Sıra numarası veren danışma memuru ile cebelleşmemiz kısa sürdü, zira arkada epey bekleyen müşteri, şey pardon müracaatçı vardı.
 
Kendi tapu daireme gittiğimde danışmada duran memur; “Mümkün değil mesaj gelmeden veremeyiz!” dedi bana. Ben kendimi anlatmaya çalışırken lafım ağzımda gömülü kaldı bunun üzerine ben de benimle ilgilenen memur arkadaşla görüşmek istiyorum dedim.
 
Uzun bir beklemenin ardından memur arkadaşım geldi.
 
Ona da evi satacağımı bu nedenle banka kredisi için tapu evrakı gerektiğini söyledim. Bana isim tahsisi olmadan tapuyu veremeyeceğini ve bu işlem için 300- 400 civarı bir masraf olduğunu söyledi. Ben bu evin bana ait olduğuna dair bir belgeye ihtiyacım olduğunu söyledim. O yeniden bu evrakı veremeyeceğini söyledi. Bu diyalog daha çok karşılıklı monoloğa dönüştüğünden ve işin içinden çıkamayacağımızı anladığımdan müdürle görüşmek istediğimi söyledim.
 
Biri kadın biri erkek iki müdür yardımcısının olduğu odaya gittim. Meramımı anlattım ve önceki üç memurun bana söylediklerini tekrarlayan kadın müdüre;
 
- Bu devlet evlendiğimde zorla benim soy adımı, nüfus bilgilerimi ve dolayısı ile her yerdeki kaydımı değiştiriyor. Boşandığımda tüm değişiklikleri her yerden yapmamı benden bekliyor. Dahası tüm bunlar için benden para talep ediyor. Kaldı ki bana TC numarasını bu devlet neden verdi? Mernis projesi ile her yerde bana ait bilgileri görebiliyorsunuz. Bir de çok merak ettim 300-400 TL’lik ne iş yapıyorsunuz burada? Bu uygulama hukuk dışı, dedim.
 
 Müdür bana bunun kanuni olduğunu söyledi. Ben de;
 
 - Ben size kanunsuz bir şey yapıyorsunuz demedim. Bu kanun hukuk dışı dedim. Ben bir kadın olduğum için mağdur ediliyorum. Talep ettiğiniz para ben de yok. Kadınlar hem yoksul hem de kadından para talep edilmesi ikincil hatta üçüncül mağduriyet. Doğal olarak bu da hukuk dışı. Ben sadece kadın olduğum için bu ayrımcılığa maruz kalıyorum. Bu hem psikolojik hem de ekonomik şiddettir, dedim.
 
Müdür, haklısınız dedi.
 
Erkek müdür yardımcısı ‘nereden çıktı bu şirret kadın’ bakışları atarken kadın müdür yardımcısı tapu veremeyeceğini ama bir belge verebileceğini söyledi.
 
Ben işimi ‘şirret’ olmakla kısmen çözdüm ama bu halihazırdaki hukuksuzluğu ortadan kaldırmıyor.
 
Soy adı meselesi bekarlık soy adı ile de çözülmüyor. O da bir erkeğin soyu nihayetinde. Kadın kendi doğurduğu çocuğu bir erkeğin soyuna tanımlarken bu soy denen ‘şey’in anlamsızlığını kanıtlamak yine biz kadınlara düşüyor. Kendimi hiçbir soy’a ait hissetmiyorum…
 
Bu arada evimi satmaktan vazgeçtim.