Hüseyin Çelik'in 'dekolte' açıklamalarının ardından ATV'de sunuculuğunu yaptığı Veliaht adlı programdan kovulan Gözde Kansu, Hürriyet'ten Ayşe Arman'a konuştu.

Program için kendisine yapılan tekliften kovulduğu güne kadar olan biteni Ayşe Arman'a anlatan Kansu, 'Yaşam tarzına müdahale edilmiyor' söylemlerine karşı çıkarak, bir kadının giyimine karışmanın "bal gibi de müdahale" olduğunu belirtti.

"Memelerinin küçük olduğunu, ama memlekete dert olduğunu" da söyleyen Kansu, başına gelenleri protesto etmek isteyen kadınların elbisesiyle poz vermelerini de buyurduğu söyleşisinde, "O elbise artık bir sembol" dedi.

İşte Ayşe Arman'ın Gözde Kansu'yla yaptığı söyleşiden bazı kısımlar:

Sen Hüseyin Çelik'in açıklamasını duyunca ne hissettin?

Üzüldüm tabii. Kendi adıma ve bu ülkede yaşayan kadınlar adına. Bunca sorun varken, ekrandaki bir şov programındaki sunucunun dekoltesine takmak gerçekten akıl alır gibi değil. Sadece bizim memleketimize özgü diye düşünüyorum. Bir de "Hollywood'daki yıldızlar öyle giyinmiyor" demiş. Hiç Hollywood filmi izlemediğini düşünüyorum. Allah aşkına ne var bu elbisede? 'Gece kıyafeti' demiş. E tabii. Bir eğlence programını jean ve tişörtle mi sunacaktım? Anlamak mümkün değil. Ama her şeyden önemlisi, herkesin şunu anlamasını istiyorum, kanalın onay vermediği bir kıyafetle benim o programı sunabilmem zaten mümkün değildi. Hepsi izlemiş ve okey vermişti…

Bir sürü popçu, çok daha frapan kıyafetler giyiyor. Giysinler de… Ama neden piyango sana çıktı?

Özel bir sebebi olduğunu sanmıyorum. Bana denk geldi. Bence burada, mesele sadece dekolte de değil. Bir kadının, bu kadar enerjik olması, hayat dolu olması, kendine güvenmesi, hareketli olması hoşlarına gitmedi. Demek ki bazılarının kafasında farklı bir kadın konsepti var, istiyorlar ki kadın hep ağır olsun…

İşine son verildiğini ne zaman öğrendin?

Önce büyük bir sessizlik oldu. Kimse bana bir şey söylemedi. Medyada kovulduğumu ilan etti ama bana yapılan bir açıklama yoktu ortada. Sonra yapım şirketi, "Maalesef bu iş bitti" dedi.

Bu mesele, memleketin gündemine oturdu. Köşe yazarları yazdı, kadın yazarlara fikirleri soruldu, baş örtülüler tartıştı…

Evet, iş politik bir boyut kazandı. Ne diyebilirim? Komik, gülünç, içler acısı. Ben 30'larında genç bir insanım ve böyle giyiniyorum. Bunda da bir anormallik olmadığını düşünüyorum. Böyle giyinmeye de devam edeceğim. Bunu savunmak bile bana tuhaf geliyor. Birilerinin dekoltesini tartışmak, bence utanç verici bir şey.

İşten çıkarılmanın performansınla ilgili olduğunu düşünmüyorsun yani…

Tabii ki hayır. O işin bahanesi. Eğer bana şans verilmek istenseydi, verilirdi. Reytingler de fena değildi. Ama kimse, dekolteme laf eden siyasi iradenin aksine davranmak istemedi. Çok açık bu. En kolayı da beni kurban etmekti, ettiler. Yine bir kadını…

Kariyerime de haksızlık, kadınlığıma da. Ben galiba bu ülkedeki pek çok tartışmanın kadın bedeni üzerinden yapılmasından artık sıkıldım. Ailem, bana karışmıyor. Karışmaz da zaten. Ben bilirim nasıl giyinmem gerektiğini. Bıraksınlar artık bizi, bizim bedenimiz, bizim dekoltemiz, bizim performansımız!

Bir taraftan, "Yaşam tarzına müdahale edilmiyor" deniyor, peki bir kadının giydiğine karışmak, yaşam tarzına müdahale değil mi?

Bal gibi de müdahale…

Hiç aklına gelir miydi başına böyle bir şey geleceği?

Gelmezdi. Ama artık her şey mümkün…

Senin başına gelenleri protesto etmek isteyen kadınlar, elbisenle poz versinler mi?

Buyursunlar! O elbise artık bir 'sembol'…

Söyleşinin tamamını okumak için lütfen tıklayınız.