Manisa’nın Soma ilçesindeki Eynez Kömür Ocağı’nda geçen yıl 13 Mayıs’ta yaşanan 301 madencinin yaşamını yitirdiği katliamın ardından geride onlarca kadın ve 442 yetim çocuk kaldı.

Madende hayat arkadaşlarını yitiren kadınlar en acı anneler gününü yaşıyor. 11 madenciyi iş cinayetinde kaybeden ve geride 30 yetim bırakan Kınık’a bağlı Elmadere köyündeki anneler de acılarını sarmaya çalışıyor. Köylülerden Esma Uysal, 28 yaşında yaşamını yitiren oğlu Erol’un fotoğrafı başında, “Fotoğrafı çerçevelettik ama üzüntüden duvara asamıyoruz” derken, 3 yaşındaki torunu Volkan Uysal, hikayelerden duyduğu babasının fotoğrafının çerçevesindeki tozları silmeye çalışıyor.

Kazanın üzerinden 1 yıl geçse bile Soma’nın yanı sıra, komşu ilçeler Kırkağaç, Kınık ve Savaştepe’de yaralar halen sarılamadı. Elmadere köyü, sanki facianın duyulduğu andaki gibi sessizliğini koruyor. 100 haneli köyün neredeyse her evinde 13 Mayıs’ın acı hatıralarına rastlanırken köylüler normal hayatlarına devam etmek için olağanüstü çaba harcıyor.

EVLAT ACISI ÇOK KÖTÜ  

Oğlu Erol Uysal’ın yaşamını yitirmesinin ardından geride kalan gelini ve iki torunu ile yaşamını sürdürmeye çalışan Esma Uysal, “Fotoğrafı çerçevelettirdik ama üzüntüden duvara asamıyoruz” derken, Soma’da bugün yapılacak yürüyüşe katılacağını belirten anne Uysal, “Hakkımızı arayacağız, sorumlulardan hesap soracağız” diye isyan ediyor.

BABALARINI SADECE FOTOĞRAFLARDA GÖREBİLİYORLAR 

Erol Uysal yaşamını yitirdiğinde 3 aylık olan küçük oğlu Burak Uysal ile 3 yaşındaki büyük oğlu Volkan, babaları hakkında dinledikleri hikayelerle büyüyor. Volkan, artık sadece fotoğraflarından görebildiği babasının fotoğrafının bulunduğu çerçeveyi, daha iyi gözükmesi için tozlarını siliyor.

Baba Uysal, “Verilen sözlerin arkasında durulmadı. İçimiz yanıyor. Mahkemeye de gidiyoruz ama orada da iç açıcı bir durum yok. Evlat acısı çok kötü birşey” diyor.

AYRIMCILIK YAŞADIK  

Köylüler, Elmadere’nin Alevi köyü olduğu için ayrımcılığa uğradığını da anlatırken sıklıkla “Ölümde bile ayrımcılık yapıldı. Ölümün dini, ırkı, rengi olur mu?” diyor. Köy sakinlerinden Kazım Güven, “Buradan birkaç kilometre uzaklıktaki Köseler köyüne bakan gelir de bu köye gelmez mi? Biz ayrımcılık yaşadık. 12 ayda buraya bir tek kişi gelmedi” diye sitem ediyor.

Oğlu Ahmet Güven’i madende kaybeden baba Kamber Güven,  “Devlet para vermedi. Verilen sözler tutulmadı. Başbakan ile görüştük, çocukların tazminatları hala ödenmedi” diyor.

‘MEZARINA SARILIYORUM’ 

Katliamda ölen bir diğer madenci İbrahim Duman’ın babası İsmail Duman da eşi Seher Duman ile birlikte evladının kabrini ziyaret etti. Çift gözyaşını tutamazken anne Duman, “Benim çocuğum her Anneler Günü’nde eve gelirken eli boş gelmiyordu. Boynuma sarılıp ’benim canım annem beni büyüttün. Ben var isem senin sayende varım. Seni ve babamı canımdan çok seviyorum’ diyerek beni duygulandırıyordu. Artık boynuma kim sarılacak? Ne acı ki onsuz ilk Anneler Günü’nde ben onun mezarına sarılıyorum” dedi. (Milliyet)