BirGün gazetesinin dünkü sayısında Mine Gökçe Kırıkkanat ile yapılan ve Kürt kadınlarına yönelik ağır hakaretlerin yer aldığı söyleşiye bir tepki de Kongrêya Jinên Azad - Özgür Kadın Kongresi'nden (KJA) geldi. 

Yayımlanan açıklamada, Kürt Kadın Hareketinin herhangi bir oluşum gibi ele alınıp değerlendirilmesinin son derece yanılgılı bir bakış açısı olduğuna vurgu yapıldı. Söyleşide Paris'te katledilen Kürt siyasetçi kadın Sakine Cansız'a ilişkin kullanılan ifadeleri de reddeden açıklamada, "Kürt kadını Sakine ve ardıllarının öncülüğünde dünya kadın hareketlerinin kazanımlarını devralarak, ulus-cins mücadelesinde kapitalist-modernist çağda umutsuzluğa umut, teslimiyete direniş, ezilmişliğe başkaldırının somut ifadesi oldu" denildi. 

KJA tarafından "Kürtler ve kadınlar bu kitabı sevmedi" başlığıyla yayımanan açıklama şöyle: 

"Bu direniş geleneği, hakikat arayışçılığı ve bu uğurda binlerce kadın devrimcinin kahramanca direnişiyle, yaşamın her alanında devrimler yarattı. İddia edildiği gibi marjinal, birilerini iradesizleştirmeye dayalı yani tahakkümcü, cinsiyetçi ve dinci olsaydı, bütün dünya deneyimlerinde yaşandığı gibi radikal kimlik mücadelesinde bu günkü düzeye ulaşması mümkün olmayacaktı. Ve yine bu anlayışla beslenen Kürt Kadın Hareketi kendinin dışında fikir, görüş ve eylemlere karşı tahammülsüz, hatta acımasız olabilirdi. Fakat günümüzde bunları tartışmanın çok uzağındayız, çünkü bu hareket farklı kimliklerle, kapsayıcılığı, tartışma kültürü ve daha pek çok yenilikçi fikir ve eylemiyle var oluşunu günümüze taşıyan ve bu çoklu kimliklerle yapılanarak model olan kapsam ve derinliktedir. 

Kürt Kadın Hareketi yalan ve kurgularla devrim karşıtı ideolojiler ve kapitalist kar mantığına konu olamayacak denli güçlü bir ideolojiye sahip. Aydın, demokrat, devrimciyim diyen herkesin hele ki bir kadınsa yaşamın her zerresine işleyen, varlık nedenimiz olan bu anlam gücünün asla çözülmeyeceğini iyi idrak etmesi gerek. Bir aydının ele aldığı konu yaşanmış bir realite ise eğer, bunu etik olarak bilimsel temellere oturtarak gözlem, yorum ve analize sahip olması, ilgili tarafları milliyetçi-cinsiyetçi ele almaması gerek. Bu çerçevede her yazar, aydın, her yazılan da sanat veya edebiyat değeri taşımayabilir. Bu değere sahip olması için etik ve vicdan değerini taşıması yani objektif olması şart. 

Kürt Kadın Hareketi anlaşılmak ve romanlaştırılmak isteniyorsa Kadın Kurtuluş İdeolojisi'nin iyi okunması, dolayısıyla olay kurgularında gerçeklikle bağın tarafsızca yakalanması, yine ve önemlisi tarihe mal olmuş karakterlerin doğru yansıtılması bir zorunluluk. 

Sakine Cansız'ın mücadele saflarının her anını yalın bir dille ele aldığı, olay ve olguları kendinden başlayarak sorgulayıp çözümlediği, 'Hep Kavgaydı Yaşamım' kitap serisi bizleri yaşanan deneyimlerle buluşturma, moral değerlerimizi güçlendirerek yaşamsal perspektifler sunması bakımından önemli bir çalışma. Bazılarının görmezden gelerek itibarsızlaştırmaya çalıştığı bu direniş geleneğinde hatırlatılması gereken şey, Sakine'nin mirasçısı olan Kürt kadınları olarak bizler, bu tarihin canlı tanıkları ve Sakine'yi anlama savaşımını vererek bir nebze de olsa yaşamsallaştırmaya çalışan ardıllarıyız. Bizler her yerdeyiz. Yaşamın direniş yüzünün her milimine anlam katarak, hakikatimizin peşinde daha çok, daha derin değerler yaratma savaşımını vermekteyiz. Bizler geçmiş, bugün ve gelecekte; buradayız... 

Bu mücadelenin bize kazandırdığı iradi güç ile reddimizde de kabulümüzde de ikirciksiz ve netiz. Bu nedenle bu türden yanlı-kurgusal düzmecelerin gerçeklikle bağdaşmadığı, mücadeleyi yaratan öncü kadın direnişçiler ve biz Kürt kadınlarının iradesini asla yansıtmadığını belirtmek ve bu türden çabaların beklenen sonucu doğurmayacağını KJA olarak vurgulamak isteriz. Biz kadınlar ne kurguyu, ne de 'sevilecek' buyruğunun yarattığı erk çağrışımını, hiç sevmedik."

Kaynak: DİHA