"Canlı mı istersin? Cenazesini mi?" Janahara'nın kocası, 10 yıl önce dövdüğü eşinin annesine böyle diyordu.

O gece, Jahanara sürekli şiddet gördüğü evliliğinden vazgeçti, evini, dört çocuğunu terk etti. O günden beri, aynı şehirde Jaipur'da yaşamalarına rağmen kocası Jahanara'nın çocuklarını görmesine izin vermedi. Nafaka ödemedi. İslam hukuku gereği, evlilik bittiğinde söz verdiği 15 gram altın mehiri de eşine vermedi. Ortak evlerindeki payı da Jahanara'ya verilmedi.

Guardian gazetesi, Mama Cash adlı kadın hakları savunucusu kuruluşun desteğiyle Jahanara'nın öyküsünü yazdı.

Yaşadıklarının ardından hakkını aramak isteyen 45 yaşındaki Jahanara, evliliklerini İslami kurallar çerçevesinde, Kuran'a uygun şekilde onaylayan kadıya gitti. Ama birçok kadın gibi Jahanara da hayal kırıklığına uğradı.

"Bana yardım etmeyi reddetti" diyor Jahanara, "Durumumun adil olduğuna inanmayı kabul edemiyordum. Jaipur'da ulemalara gidip bana yapılan haksızlığın Kuran'a uygun olup olmadığını soruyordum. Onlara, 'Kuran'a göre bir kadın olarak bu durumda mı olmalıyım? Kuran'ın bana verdiği 'adalet' bu mu? diye sordum. Hepsi bana 'Evet. Senin durumun bu. Katlanacaksın' dedi."

Ama mücadeleye devam etmeye karar verdi, bugün de Hindistan'ın ilk kadın kadılarından biri oldu.

Darul Uloom Niswan adlı kuruluş 2015 yılında Mumbai'de kadınların kadı olması için 2 yıllık kurs açtı. Amaç, kadınlara dayatılan gelenek göreneklerin Kuran'a uygun olup olmadığını incelemek.

Bu yaz, kursu tamamlayan 15 kadın artık çalışmaya hazır. Mezunlardan bir diğeri 43 yaşındaki Afroz Begum. Jahanara'nın aksine Begum'ün mutlu bir evliliği var. Kocası onu destekliyor.

"Kuran bize eşit haklar tanıyor" diyor Begum.

"Bize yaşam, eğitim, mülk, özgür seçim hakkı veriyor. Müslüman kadınlar bunu anladığı zaman hayatları da değişecek."

Dini kurallar çerçevesinde kıyılan mevcut nikâhlarda erkeklerin hakkı kadınlara kıyasla daha fazla gözetiliyor.

Jahanara ve Begum, Jaipur'da Müslümanların yaşadığı semt pazarında İmran Khan ve genç karısı Huma arasındaki tartışmayı yatıştırmaya çalışıyor.

Bir yıllık evlilikleri çalkantılı bir dönemden geçiyor. Birbirilerine suçlamalar yöneltiyorlar aileleri de tartışmayı kışkırtıyor.

Jahanara ve Begum tarafların sıkıntılarını dinliyor, ailelere çiftin arasındaki tartışmadan uzak durmalarını ve çocuklarına daha hoşgörülü olmaları tavsiyesinde bulunmalarını istiyor.

"Erkek bir kadı Huma'ya eve dönmesini ve kocasının dediklerini yapmasını söylerdi" diyor Begum.

"Çoğu Müslüman kadın haklarını bilmiyor. Ama şimdi işler değişecek çünkü Kuran'ın ne dediğini artık daha iyi biliyoruz."

Kadın hakları grubu Bharatiya Muslim Mahila Andolan merkezinin başkanı Nishat Husain de onlarla. İki kadının işinin zor olduğunu söylüyor.

Kuran'ın kadınlara eşit haklar tanıdığını anladığını söyleyen Jahanara artık mutlu. Kadılık eğitimiyle İslam'ın kadınlarla ilgili maddelerini daha iyi öğrendikten sonra huzuru da bulduğunu söylüyor.

Müslüman bir erkeğin, yalnız yaşadığı, aktivist olduğu için gösterdiği tepkilere veya kocasını neden terk ettiği gibi sorularla Kuran'a atıfla yanıt veriyor.

"Şimdi bir kadı olduğuma göre ben de bilgi sahibiyim. Sonunda kendimi özgür hissediyorum. Diğer Müslüman kadınların da kendilerini özgür hissetmelerini istiyorum" diyor Jahanara. (Kaynak: BBC Türkçe)