Ferda Sayın- Demokrat Haber

Kadın Cinayetlerine Karşı Acil Grubu’nun çağrısıyla bir araya kadınlar, kadın cinayetleri, cinsel saldırı, taciz ve çocuk istismarına karşı eylem yaptı.

"Özgürlüğü ve Hayatı İstiyoruz. Bir Kişi Daha Eksilmeyeceğiz" pankartı açan kadınların açıklamasında, “Bizler erkek şiddetini, erkek-egemen devlet politikalarını, savaşı, kadınların öldürülmesini normalleştiren, hep bir şekilde bu şiddeti "hak ettiğimiz" algısını yaratan iktidarın “makbul kadın” anlayışını reddediyoruz. Bize muhafazakârlığı dayatan; bizi işsizlikle, yoksullukla, şiddet gördüğümüz evlere geri göndererek “terbiye” etmeye çalışan bu iktidara “hayır” demeye devam edeceğiz” denildi.

 ‘BİR KİŞİ DAHA EKSİLMEYECEĞİZ’

Kadın Cinayetlerine Karşı Acil Grubu’nun çağrısıyla, 18.45 Kadıköy Süreyya Operası önünde bir araya gelen kadınlar, "Geceleri de, sokakları da, meydanları da terk etmiyoruz" " Bağır herkes duysun, erkek şiddeti son bulsun" sloganları eşliğinde "Ni Una Menos" diyerek Arjantin'de sokaklarda olan kadınlara selam gönderdi.

Kadın Cinayetlerine Karşı Acil Grubu adına Özengül Ergün’ün okuduğu basın açıklaması şöyle:

Kadın cinayetleri katliama dönüşmekle kalmıyor, cinayetlerin işleniş biçimleri de giderek vahşileşiyor. Önümüze her gün bıçakla, silahla, çekiçle ve hatta dinamitle, kimi zaman ağır işkencelerle öldürülen kadınların haberleri düşüyor. Biz kadınlar her geçen gün daha fazla şiddet ve ölüm kıskacına itiliyoruz. Sadece dün, erkekler iki kadın öldürdü.  Denizli’de Şengül Sezgince boşanma davası çıkışında adliye önünde “koca” tarafından, İzmir’de Filiz Akbaş yine bir erkek tarafından katledildi. Bu sabah yine bir kadın cinayeti haberine uyandık. İstanbul’da Birgül Çoban, sistematik şiddet gördüğü “koca” tarafından sabaha karşı sokak ortasında katledildi.

Savaşın, OHAL’in, KHK’ların “istikrarlı” gölgesi altında artan kadın cinayetleri artık mesele bile olmuyor. Sürekli bir yenisi ortaya çıkan sistematik çocuk istismarı olayları karşısında kimse sesini çıkarmıyor. Ensar’daki çocuk istismarını “bir kere olması karalamak için gerekçe olamaz” diye aklayan erkek-devlet ne çocuk istismarını ne kadın katliamını görüyor. Bu nedenle fail tek tek erkekler olduğu kadar, erkeklik suçlarını cezasızlıkla cesaretlendiren devlettir. Üç gün önce eşine levyeyle işkence uygulayan bir erkeğin serbest bırakılması, istismarcıların, tecavüzcülerin neredeyse ödüllendirilmesi erkek şiddetinin tesadüf, münferit değil; sistematik ve "istikrar”lı bir politikanın sonucu olduğunu gösteriyor. Savaş ise bu politikayı güçlendirmekle kalmıyor; erkekleri silahlandırıyor, vahşete dönüşen erkek şiddetini normalleştiriyor, gündelik hayatın olağan bir parçası haline getiriyor.

Bizler erkek şiddetini, erkek-egemen devlet politikalarını, savaşı, kadınların öldürülmesini normalleştiren, hep bir şekilde bu şiddeti "hak ettiğimiz" algısını yaratan iktidarın “makbul kadın” anlayışını reddediyoruz. Bize muhafazakârlığı dayatan; bizi işsizlikle, yoksullukla, şiddet gördüğümüz evlere geri göndererek “terbiye” etmeye çalışan bu iktidara “hayır” demeye devam edeceğiz. Kadın cinayetlerine giden yolları, erkekleri güçlendirip kadınları her alanda bilinçli bir şekilde güçsüzleştirmeye çalışarak döşeyen bu sistem karşısında her yerde ve her alanda mücadele etmek zorunda olduğumuzun bilincindeyiz.

Birbirimizden ve dünyanın başka yerlerinde erkek şiddetine, kadın katliamına karşı sokaklara dökülen kadınlardan güç alıyoruz. 2017 yılının ilk yarısında 133 kadının öldürüldüğü Arjantin’de, devlet kurumları önlerinde çıplak bedenleriyle “kadın cinayetleri soykırımdır” diyen kadınların isyanını biz de yükseltiyoruz. Arjantin genelindeki ilk yürüyüşünden tam iki yıl sonra bir kez daha sokaklara dökülen Bir Kişi Daha Eksilmeyeceğiz hareketi (Ni Una Menos) ile aynı gün biz de sokaktayız. “Özgürlüğü ve hayatı istiyoruz” demek için buradayız. Şiddete uğramadığımız, sömürülmediğimiz bir hayat için, özgürlüğümüz için mücadeleye devam edeceğiz. Bütün kadınları bu mücadeleye katılmaya çağırıyoruz.

Bir kişi daha eksilmeyeceğiz!