Ünlü kadınların telefonlarındaki fotoğrafların sızdırılmasıyla, akıllara "Neden yalnızca kadınların fotoğrafları sızdırılıyor" sorusu geldi. Ön plana çıkan cevap ise cinsiyetçilik...

Pazar günü 101 ünlü kadının telefonlarındaki fotoğrafların sızdırılması dünya gündeminde geniş yer buldu. Aralarında Jennifer Lawrence ve Kate Upton gibi isimlerin bulunduğu ünlülerin, bazıları çıplak olan fotoğraflarının internette hızlı bir şekilde yayılması, cinsiyetçilik tartışmalarını da beraberinde getirdi.

Radikal'den Neşe İdil'in dış basından derlediği habere göre olay, “Neden yalnızca kadınların fotoğrafı sızdırılıyor?” sorusunun cevabı olan cinsiyetçiliğin son örneği olarak algılandı.

Fotoğrafların sızdırılması özel hayatın ihlali, kadınların bir nesne gibi görülmesi ve utandırılmaya çalışılma çabası olarak öne çıkıyor. Fotoğrafların internette yayılmasının ardından, “Telefonundan çıplak fotoğraf çekmeseymiş” benzeri yorumlar da büyük bir sorun olan cinsiyetçiliğe katkı sağlıyor. Buna göre, bu yorumu yapmak, “Kısa şort veya dekolte giyersen, barda içki içersen sonuçları çağırırsın” gibi söylemlerle aynı anlama geliyor. Uzmanlar, bu ve benzeri örneklerin mağduru suçlamak üzerine kurulmuş savunmalar olduğunu ifade ediyor. Toplum kadınlara, “Cinselliğini herhangi bir şekilde ön plana çıkarırsan, onun senin elinden alınmasını hak edersin” mesajı veriyor.

ATAERKİL TOPLUMUN ETKİLERİ

Fotoğrafların sızdırılmasının, kadın vücudunun erkeklere “sunulması” anlamına geldiğini söyleyen uzmanlar, ataerkil toplumda erkeklerin vücutlarını sergilemekte çok daha rahat olduğunu hatırlatıyor. Daha önce nadir olarak internete sızan erkek fotoğraflarına verilen tepkilerde, vücudun objeleştirilmesi ön plana çıkmıyor. Erkek fotoğraflarına verilen genel tepkinin “dalga geçmek” odaklı olduğu ifade ediliyor. Durum böyle olunca da kadınlar için fotoğraflarının internete sızması daha “tehdit edici” bir hale geliyor.

Öte yandan, toplumda kadın vücudu erkek vücudundan çok daha fazla merak ediliyor. Bu olayın ardından sosyal medyada yapılan yorumların büyük çoğunluğunun erkeklerden gelmesi de duruma kanıt olarak kabul ediliyor. Bu olayın, kadın vücuduna duyulan merağın devam etmesi nedeniyle son olmayacağı da altı çizilen noktalar arasında.