TBMM Genel Kurulu’nda 2016 Merkezi Yönetimi Geçici Bütçesi görüşmelerinde HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, bütçenin genel metninde tek bir "kadın" kelimesi görmediğini söyledi.

Bütçelerin cinsiyetsiz olmadığını ifade eden Filiz Kerestecioğlu, Ankara ve İstanbul’da tutulan barış nöbetlerine ve kız yurtlarında taciz korkusunu hatırlatarak,"‘Neden bu sokaklar karanlık ve biz yurtlara gidemiyoruz, sürekli tacize maruz kalıyoruz’ diye soruyorlar, bütün bunlar aslında farklı bir bütçeleme anlayışını gerektirir, yani toplumsal cinsiyet duyarlı bütçeleme anlayışı” diye konuştu.


Kerestecioğlu’nun bütçe konuşması şöyle:

“Bütçenin cinsiyet açısından tarafsız olduğu, kadınları, erkekleri aynı şekilde etkilediği düşünülür. Böylece, cinsiyete dayalı eşitsizlikler de bütçede tamamen göz ardı edilir. Oysa, bütçeler cinsiyetsiz değildir. Hem onu hazırlayanlara baktığınız zaman hem de nerelere harcandığına baktığınız zaman cinsiyetsiz değildir. Özellikle bütün ülkelerde, aslında sadece Türkiye’de değil, genel olarak o “Helal olsun” dediğiniz paralar özellikle savaşa harcandığında, bu kararı verenler hiç kadınlar değildir. Bugün, Ankara’da, İstanbul’da, sokaklarda, belki hâlâ şu saatlerde kadınlar barış nöbetinde oturuyorlar, kız yurtlarında kalan öğrenciler ‘Neden bu sokaklar karanlık ve biz yurtlara gidemiyoruz, sürekli tacize maruz kalıyoruz’ diye soruyorlar, bütün bunlar aslında farklı bir bütçeleme anlayışını gerektirir, yani toplumsal cinsiyet duyarlı bütçeleme anlayışı. Ben bu bütçeye baktığım zaman, bütçenin genel metninde tek bir ‘kadın’ kelimesi görmedim.

Birleşmiş Milletlerin denetimine karşı güvenlik harcamaları büyük oranda kamufle edilmesine rağmen, askeri harcamaların milli gelirdeki payı maalesef çok fazla. Üstelik az önce anlatıldığı gibi bir de örtülü ödenek var.

Sağlık hizmetlerinin de cinsiyeti var arkadaşlar. Dünyada biz bu resimde utanç hanesindeyiz. Örneğin birinci basamakta kanser tarama oranlarında kadınların yalnızca yüzde 15’i rahim ağzı taramasından geçmiş, OECD ortalaması ise yüzde 59. Aynı şekilde meme kanseri yönünden de 27,3, OECD’de yüzde 61,5.

Evet, kadınlara annelik izni değil; devredilemez babalık izni ve annelik izni gerekiyor. Tüm çalışanların çalışma saatlerinin azaltılması, kadınların ev emeği yükünün azaltılması için bakım hizmetlerinin kamulaştırılması, bunun için de bütçe ayrılması gerekiyor. Biz kadınların ihtiyaçlarını tespit ederek erkek egemenliğinden kaynaklı eşitsizliklerle mücadeleyi hedef alan bir bütçe için ısrarda devamlı olacağız.”