Kamuoyunda Fethiye Davası olarak bilinen, Fethiye’de bir kadına yönelik gerçekleşen toplu tecavüz davasının karar duruşması bugün görüldü. Sanıklar delil yetersizliğinden beraat etti.

 

'Tecavüzcüler beraat ettirilemez' diyerek Ankara, İzmir, İstanbul, Kırklareli, Kütahya, Afyon, Muğla, Antalya, Eskişehir, Kocaeli, Denizli ve Aydın'dan gelen 300'ü aşkın kadın Fethiye Adliyesi'nin önündeydi.

 

Dava ile ilgili ilginç bir gelişme Ege ve Marmara Bölge Baroları başkanlarının açıklama yapması oldu. Duruşmadan bir gün önce yapılan açıklamalarda, tecavüz sanıklarının avukatlığını yapan Muğla Baro Başkanı Musfata İlker Gürkan övülürken, davayı takip eden kadın örgütleri hedef tahtasına konuldu. Başından beri tecavüze uğrayan kadınla dayanışma gösteren kadınlara “cahil güruh” diyen baro başkanları, “savcılara göreve” çağırarak davayı takip eden kadınlar hakkında işlem yapılmasını istedi.

 

KADINLAR YİNE YALNIZ BIRAKMADI

Fethiye’de bir kadının 2007 yılında 8 kişinin toplu tecavüzüne uğraması ile ilgili davaya bugün devam edildi. Fethiye Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davayı her zaman olduğu gibi Türkiye’nin çeşitli kentlerinden yüzlerce kadın takip etti.

 

Adliye önüne kadar yürüyüş yapan kadınlar ardından bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasını farklı illerden gelen kadınlar adına Kütahya’dan Zeliha Kıral, İstanbul’dan Sema Barbaros, Eskişehir’den Ayten Sünnetçiler okudu.

 

Fethiye’ye adaleti sağlaması gerekenlerin tecavüzcüleri korumayı bırakması ve gereken cezanın verilmesi talebiyle geldiklerini söyleyen kadınlar, toplanan delillerin suçu ortaya koyduğunu, çıkacak kararın adalet mekanizmasının kadına nasıl yaklaşıldığını göstereceğini ifade etti. Tecavüz sanıklarına Muğla Baro başkanının ve Baro sekreterinin savunma yapmasının  adalet mekanizmasının nasıl işlediğini daha da netleştirdiğini söyleyen kadınlar, dava boyunca tecavüze uğrayan kadının “boşanmış aile çocuğu olduğu için anlattıklarını uydurmakla suçlayan”ın, kadının özel hayatını deşifre edenin, davanın kadın örgütlerinin bir komplosu olduğunu ileri sürenin Muğla Barosu Başkanı Mustafa İlker Gürkan olduğunu, bütün dava sürecinin adalet mekanizmalarının kadınlara nasıl muamele ettiğini de gösterdiğini söyledi.

 

DELİLLER YETERSİZMİŞ

Duruşmaya 8 sanıktan olay sırasında yaşı 18’den küçük olan iki sanık katılmazken, diğer sanıklar Niyazi Oktar, Vahdet Kadıoğlu, Murat Külcüoğlu, Gürzat Kışlak duruşmaya katıldı.

 

Son savunmaların ardından mahkeme heyeti verdiği aranın ardından kararını açıkladı. Mahkeme, tutuksuz yargılanan sanıkların tümünün beraatine karar verdi. Kapalı yapılan duruşmanın ardından mahkeme heyeti delillerin yetersiz olduğu yönünde görüş bildirdi.

 

POLİS MÜDAHALESİ

Kararın ardından davayı izleyen yüzlerce kadın adliye önünde "Bu dava biz bitti demeden bitmez" sloganları attı. Adliye önündeki yolu trafiğe kapatan kadınlar ilçe merkezine doğru yürüyüşe geçti. Polis yürüyüşe geçen kadınlara müdahale etti.

 

KARAR GÜNÜ BAROLARDAN İLGİNÇ AÇIKLAMA

Karar duruşmasının bir gün öncesinde Ege ve Marmara Bölge Baroları başkanları imzasıyla, Muğla Baro Başkanı Mustafa İlker Gürkan’ı destekleyen bir metin yayınlanması dikkat çekti. Metinde çeşitli tarihlerde avukatlara yönelen fiziki saldırılar örnek veriliyor, ve “Savunma hakkından haberdar olmayan haddini bilmezlerin, masumiyet karinesini de duymuş olacaklarını zannetmiyoruz. Bu güruhun kendi cahillikleri ve şartlanmış saldırganlıklarını önce toplumumuzun sağduyusuna, hukuk ve adalet duygusu ile mücehhez vicdanlara ve zorunlu olarak suçu soruşturmakla görevli savcılara havale ediyoruz.” deniliyor. İstanbul Barosu da yayınladığı açıklama ile “Meslektaşımız, değerli hukukçu, Muğla Barosu Başkanımız Av.Mustafa İlker Gürkan, devrimci yurtsever kişiliği, bilgeliği ve saygın meslek ustalığı ile yaşamını örnek aldığımız bir kişiliktir” dedi.

 

KADINA ŞİDDET PANELİNDE KONUŞACAK!

Aynı gün açıklama yayınlayan Muğla Barosu Kadın Hakları Komisyonu da Gürkan’ın tecavüz sanıklarının avukatlığını üstlenmesini “Sanıklar masumiyet savunması yapmaktadır. Baro başkanı, ‘kamuoyu’ korkusu taşımadan bu cesareti göstermeli ve genç kuşaklara örnek olmalıdır” diyerek savundu.  Muğla Barosunun kadınların insan haklarına ilişkin örnek bir baro olduğunun iddia edildiği açıklamada, “Kadınların insan hakları sorununun, bilerek ya da bilmeyerek kadınların kendisi tarafından daha çok ‘cinsellik’ çevresinde  bir tepki/faaliyete dönüştürülmesinin, en çok zararını Feminist Hareket görmektedir” deniyor.

 

Fethiye davasındaki tutumu nedeniyle kadınların tepkisini çeken Muğla Barosu Başkanı Mustafa İlker Gürkan, yarın Bodrum’da Muğla Barosu Kadın Hakları Komisyonu tarafından düzenlenen “Kadına Karşı Şiddet ve Hukuki Yollardan Önlenmesi Sempozyumu”nda açılış konuşmasını gerçekleştirecek.

 

DAVAYI İZLEYEN KADINLARIN GÖRÜŞLERİ

Ebru Okten (Kocaeli): Kadına yönelik şiddeti neredeyse varoluşumuzun bir parçası gibi hissetmeye başladık, devlet eliyle bu meşrulaştırılıyor, insanların gözünde kabul edilebilir bir hale sokuluyor. Fethiye Davası kadın dayanışması adına bir simge olacak. Şiddet ve tecavüz olaylarının artık devam etmesini önlemek için bir duruş sergiliyor kadınlar burada.

 

Esma Güllüce  (Kocaeli/Öğrenci): Bu dava ülkemizdeki ne ilk ne de son dava olacak. Basına sızmayan milyonlarca örnek var. Bir kadın olarak destek olmaktan gurur duyuyorum.

 

DAVADAN NOTLAR

*Davaya kitlesel katılmak için günler öncesinden çalışmalar yaparak Fethiye’ye gelen İstanbul, Trakya, Ankara, İzmir, Eskişehir, Afyon, Kütahya, Muğla, Antalya, Kocaeli’den yüzlerce kadın sabahın erken saatlerinde otobüslerle Fethiye’ye vardı

 

*Adliyeye yakın bir yerde toplanıp yürüyüşe geçen kadınlar “Bu dava burada bitmez, tecavüze beraat değil ağır ceza” ve “Tecavüzcüler tutuklansın, Fethiye’deki davanın takipçisiyiz” pankartı taşıdılar.

 

*Kadınlar “Kadına şiddete son” önlükleri, “Kadınlar asla susmayacaklar”, “Tecavüzde kadının beyanı esastır”, “Erkek adalet değil gerçek adalet”,  “Şiddete, sömürüye tacize son” dövizleriyle yürüdüler. *Adliye önünde toplanan kadınlara polis karanfil dağıtmak istedi. Kadınlar ise tepki göstererek “Çiçek değil adalet istiyoruz” dediler.

 

*Fethiye Adliyesi önünde “gerçek adalet” isteyen kadınların arasında emek ve meslek örgütlerinden kadınlar, siyasi partilerin kadın temsilcileri, kadın örgütleri ve tek tek kadınlar yer aldı.

 

*Duruşmaya 8 sanıktan olay sırasında yaşı 18’den küçük olan iki sanık katılmazken, diğer sanıklar Niyazi Oktar, Vahdet Kadıoğlu, Murat Külcüoğlu, Gürzat Kışlak duruşmaya katıldı.

 

NE OLMUŞTU?

Fethiye Gebeler kaplıcalarındaki tesiste, 8 kişinin tecavüzüne uğrayan kadın, verilen ilaç ve yaşadığı travma sonucu yaşadıklarını aradan zaman geçtikten sonra ve psikolojik destek görerek tam olarak hatırlayabildi. Toplu tecavüzün yargılanabilmesi için yapılan başvurularda iç hukuk yolları tıkanınca AİHM’ye başvuruldu. Adalet Bakanlığına “yazılı emirle bozma başvurusu” yapıldı ve olaydan dört yıl sonra dava açılabildi. 30’a yakın kadın avukat kadının savunmasını üstlendi. 26 Ocak 2011’de yapılan ilk duruşmada yaşı on sekizden küçük olan iki sanık için dava açıldı. Diğer altı kişi tanık olarak dinlendi. Kadınların mücadelesi sonucunda, davalar birleştirildi. Sanıklar arasında İlköğretim müfettişi, öğretmen, tesis sahibi ve yaşı on sekizden küçük olan iki oğlu var. Muğla Baro Başkanı Mustafa İlker Gürkan sanıklardan A.N.O’nun, Muğla Barosu Genel Sekreteri Leyla Bişen ise sanıklardan M.K’nın avukatı olarak davaya katıldı. Tecavüz sanıkları 7 duruşmadır tutuksuz yargılanıyor. Tecavüz sanıklarının hepsinin olay günü aynı saatlerde orada oldukları telefon sinyallerinden tespit edildi. Adli Tıp raporunda; “Çoklu tecavüz sonrası travmaya bağlı stres bozukluğu” tespiti yer aldı. Yapılan bütün duruşmalarda Türkiye'nin dört bir yanından gelen kadınlar Fethiye Adliyesi önünde toplanarak  “Tecavüzcü çete tutuklansın”, “Erkek adalet değil, gerçek adalet” talebinde bulundular. Kadınların sesleri içeriye gitmesin diye Adliyenin bütün katlarındaki pencereler kapatıldı. 17 Şubat 2012’de yapılan altıncı duruşmada Savcı, delil yokluğundan sanıkların beraatini istedi. 17.İzmir Kitap Fuarında, “İdamların 40.Yılında Arkadaşları Denizleri Anlatıyor” konulu panelde konuşmacı olan Muğla Baro Başkanını yine protesto ettiler ve “Denizlerin arkadaşı tecavüzcülerin avukatı olamaz” dediler. Protestoculara “Allah belanızı versin” diye bağıran Gürkan, tecavüz davası sanıklarından bir kısmının devrimci olduğunu söyleyerek kendini savundu. Türkiye Barolar Birliği, kadınların protestosuna atfen  “saldırı ve suçlamaları” kınadığını, Muğla Barosu Başkanı Mustafa İlker Gürkan’ın “seçkin bir hukukçu, insan hakları savunucusu, demokrat, özgürlükçü, entelektüel ve sevecen” olduğunu açıkladı.   (Evrensel)